Doç. Dr. Oktay Berber; Eskişehir Kızıl Elma Turan Derneği’nde verdiği konferansta, ‘’Cumhuriyet döneminde Türkiye’nin Rusya Türkleri ile ilişkilerinde önemli kavşak noktaları söz konusudur. Ancak cumhuriyet dönemini iyi anlamak için yirminci yüzyılın başlarında gerçekleşen olayları da bilmek icap eder. Her şeyden önce yirminci yüzyılın başlarının bütün Türk Dünyası için zor bir dönem olduğunu belirtmeliyiz. Bir yanda Çarlık idaresi Türkler başta olmak üzere hâkimiyeti altındaki Rus olmayan halklara askeri, idari, kültürel ağır bir baskı uyguluyordu. Bu zor tabloda İstanbul, Rusya Türkleri ile Türkiye Türklerinin adeta kalpgâhı konumundadır. Rus zulmüne ve dağılmaya yüz tutan Osmanlı Devletinin durumuna çözüm bulmaya çalışan Türk aydınlar İstanbul’da buluştular; dernekler açtılar, yayınlar yaptılar, Cumhuriyeti de kuracak olan kadro ile kader birliği yaptılar. Milli mücadelenin yürütüldüğü ve devamında yeni Türk devletinin ilan edildiği süreçte başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türk aydınlar Rusya Türklerinin durumunu takip etmekte ve fırsat buldukça da Türk Dünyasına yönelik faaliyetlerini gerçekleştirmekteydi. Ancak yeni Türk devletini kurmak ve milletin yeniden canlanmasına imkân sağlamak zor ve öncelikler de bu çerçeve de olduğundan Rusya Türkleri ile irtibatın kopuk gibi göründüğü süreçler de yaşanmıştı. Stalin’in ölümü sonrasında iki taraf arasında ilişkiler nispeten gelişti, 50’li ve 60’lı yıllarda bu durumu ve karşılıklı irtibatı Türk basınından da okuyabiliyoruz. Rusya Türkleri ile ilişkilerin en rahat gerçekleştiği dönem ise şüphesiz SSCB’nin dağılmasıyla başlamış oldu. Kurulan Türk devletlerini ilk tanıyan taraf Türkiye Cumhuriyeti idi. Karşılıklı resmi ziyaretlerle anlaşmalar yapıldı, kültürel, sosyal, ekonomik ilişkiler geliştirildi. Devlet desteğiyle oluşturulan kurum ve kuruluşlar önemli roller üstlendi. Başlatılan öğrenci projesi iki tarafın ilişkilerine yeni bir boyut kazandırdı. Bugün Türk Dünyası ile ilişkilerin geçmişle kıyaslanamayacak derecede iyi olduğunu görüyoruz. Bu ilişkilerin çok daha ileri sevilere çıkarılabilmesi için de ancak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1933 yılında da işaret ettiği gibi ortak dil, tarih ve kültür birliğinin farkında olan nesillerin yetiştirilmesi ile mümkün olabileceğini söyleyebiliriz’’ dedi.
Konferansın sonunda; Dernek Başkanı Ahmet Hızlan tarafından Doç. Dr. Berber’e teşekkür belgesi verildi. Konferansı izlemeye gelen izleyiciler de, TÖMER Müdürü Doç. Dr. Oktay Berber’e plâket ve kupa takdim ettiler.