Geleceğin petrolü veya altını olarak nitelendirilen lityumun önemi gelişen teknolojilerle birlikte daha da artıyor. Türkiye’nin bor madeni açısından zengin olması büyük lityum yataklarının var olabileceğine işaret ediyor.
Son yıllarda elektrikli otomobiller ve otonom robotlara olan ilginin artması, bu cihazların ihtiyaç duyduğu enerjinin depolanabilmesi için gerekli olan lityumu önemli hale getiriyor. İnsanlık yaşadığı her dönemde bir metalin varlığını ön plana çıkarıyor. Bakır, bronz, demir, altın, kurşun ve çinko gibi metallerin ardından günümüzde de lityum, stratejik olarak sanayi ve teknolojinin önemli bir hammaddesi olma yolunda ilerliyor. Lityumun en büyük özelliği ise enerji depolama kapasitesi olması.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, Türkiye'nin lityum yatakları açısından büyük rezervlere sahip olabileceğini söyledi. Lityum ile bor madeni arasında benzerliğin bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Öztürk, dünyanın en büyük bor yataklarının Türkiye’de olmasının büyük lityum yataklarının varlığına işaret etmesinin muhtemel olduğunu belirtti.
Öztürk, “Lityum, bulunan yeni metallerden bir tanesi ve en büyük özelliği de enerji depolama kapasitesinin olmasıdır. Bu nedenle geçmişte uranyuma ve altına hücum edildiği gibi bugün de lityuma büyük bir anlamda hücum var. Böyle bir endüstriyel hammaddenin dünyadaki büyük yataklarına baktığımız zaman ve Türkiye’nin jeolojisi ile örtüştürdüğümüz zaman Türkiye’nin jeolojisi lityum potansiyeli açısından dünyanın en büyük coğrafyası olduğunu bize söylüyor. Bu kanıya nereden varıyoruz. Lityum ile bor madeninin jeokimya olarak çok iyi bir birlikteliği var. Yani bor neredeyse lityum da orada diyebiliriz. Mesela altınla civa da bu şekilde davranır. Element birliktelikleri var. Bu bağlamda Türkiye’deki büyük bor yataklarının çevresindeki havzaların büyük lityum içermesi olasıdır” dedi.

"Batı Anadolu Bölgesi yakın bir zamanda lityum üretim havzalarına dönüşecek"
Türkiye’de bor üretimi sırasında oluşan kil atıklarından lityum karbonat üretilmeye başlandığını hatırlatan Prof. Dr. Öztürk, Batı Anadolu Bölgesi'nin yakın bir zamanda lityum üretim havzalarına dönüşeceğini söyledi. Öztürk, “Türkiye, şu ana kadar bor üretimi sırasında çöpe atılan killerden ilk defa lityum karbonat üretmeyi başardı. Batı Anadolu’da bizim bildiğimiz Balıkesir, Çanakkale, Bursa ve Eskişehir havzasındaki bor yatakları ve bor havzasının çevresi aynı zamanda yakında dünyanın en büyük lityum havzaları olacak. Lityum stratejik bir metal olduğu için enerji depolama kapasitesi olan pil üretiminde kullanıyoruz. Hepimiz biliyoruz ki elektrikli otomobil ile ilgili bir süreç başladı. Elektrikli otomobillerde lityum pilleri kullanılacak” diye konuştu.
Türkiye’nin lityum üretimi konusunda çalışmaların yürütüldüğünü belirten Öztürk, “Şili lityum karbonat üretip satıyor ama lityum pilleri üretmiyor. Bizim de Şili gibi hammadde üretip satan bir ülke değil lityum pilleri üreten ileri bir endüstri ülkesine doğru dönüşmemiz lazım. Kore, Çin, Japonya ve ABD gibi malzeme mühendisliğinde gelişmiş ülkelerdeki şirketlerle ortaklık kurularak ülkemizdeki lityumu bulacağız. Hali hazırda bor üretiminden yeni yeni üretiyoruz” ifadelerini kullandı.