1908 New York: 15.000 kadın daha kısa çalışma saati, daha iyi gelir ve oy hakkı için yürüdü. Doğum izni istediler. Kullandıkları slogan "Ekmek ve Gül " idi.
EVET !  EKMEK ve GÜL ! Anlamlarını ve önemlerini halen günümüzde koruyan iki kelime.
2020 yılında ŞUBAT ayının 29 çektiği 29 günde 22 KADIN katledildiği bir Toplum olarak yüreğimiz kanamaktadır.
Kadın için  EKMEK yaşama güvencesi, karın tokluğunu, GÜL ise daha kaliteli yaşamı simgeliyordu. Aslında SEVGİ- ŞEFKAT GÜL’ ün içinde saklıydı. 

Bugün Dünya Kadınlar günü, Tüm Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de kadınlara yönelik etkinlikler, paneller,konferans vs. düzenlenmekte ve konu incelenmektedir.
Ben de bu önemli konu hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Madem Kadınlar günü önce kadın kimdir? Bunu ortaya koymak gerekir.
Kadını uzun ve genel tanıma sokmak yerine aslında ‘Kadın neyse o’dur.’ Dememiz daha doğru bir yaklaşım ortaya koyacaktır. Çünkü yüzyıllardır içimizde bizimle aynı paydaş sorumluluk ve şartlarda yaşayarak hayatımızın en unutulmaz ve anlam ifade eden yerlerine koyduğumuz(anne,bacı ve eş) birisine atfen yazılacak, söylenecek, anlatacak çok şey vardır diye düşünüyorum.
            Bir kadın yalnızdır aslında.
            Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir  dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin  vermez. Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz. Yalnızlık onun  sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine,ne kadar kalacağına hep kendisi  karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek  kaybedebilirsiniz. 
Ünlü Yazar Tolstoy’un dediği gibi ‘Kadın öyle bir konudur ki, onu ne kadar incelersen incele her zaman yepyenidir.’ 

Bu gün bir Dünya Kadın Günü olmasını sağlayan tarihteki bazı önemli kilometre taşlarını aşağıda size sunuyorum. 
1857 New York: kadınlar 12 saatlik günlük çalışma saatine, düşük ücrete karşı yürüyüşler yaptılar. Polis tarafından dağıtıldılar.
1908 New York: 15.000 kadın daha kısa çalışma saati, daha iyi gelir ve oy hakkı için yürüdü. Doğum izni istediler. Kullandıkları slogan "Ekmek ve Gül " idi. Ekmek yaşama güvencesi, karın tokluğunu, gül ise daha kaliteli yaşamı simgeliyordu.
1909 İlk Kadın Günü 28 Şubat ta kutlandı. Avrupa'daki kadınlar da Şubat ayının son pazar gününü Kadın Günü olarak kutladı.
1910 Clara Zetkin isimli bir Alman sosyalist kadın, kadın Sosyalist Enternasyonalinde Dünya Kadınlar Günü olmasını önerdi ve kabul edildi.
1911 Kophenag kararından sonra ilk kez 19 Mart ta Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre de kutlandı. Yüz binlerce kadın ve erkek değişik aktiviteler yaptılar. Oy verme, seçme seçilme hakları yanısıra meslek edinme ve mesleki eğitim görme haklarını istediler.

Bu kutlamalardan 2 hafta sonra Triangel yangınında 140 kadın öldü. Bu olay Amerika çalışma kurallarını büyük ölçüde etkileyen bir yere sahiptir.
1917 Rus kadınlar " ekmek ve barış" için grev yaptılar. Yaşam koşullarının kötülüğünü protesto ettiler. Bu olay 8 Mart ta olmuştur ve daha sonra bütün Avrupa ülkeleri tarafından da kabul görmüştür.
1977 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Kadın Hakları ve Dünya Barışı Günü olarak 8 mart'ı kabul etti.
Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), BM seviyesinde kadının insan haklarını ülkeler seviyesinde geliştirmek amaçlı en yararlı araçlardan biridir. CEDAW, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1979'da kabul edildi, 1981'de sözleşme biçimini aldı ve Türkiye tarafından 1985 yılında imzalandı. Sözleşmenin imzalanması, devletleri kadınlara karşı ayrımcılığın ortadan kaldırılması için somut adımlar atmakla ve CEDAW Komitesine düzenli olarak kadının insan haklarının geliştirilmesi konusunda ülkedeki devlet uygulamalarını raporlamak ve sunmakla yükümlü kılar. Kadın örgütlerinin CEDAW Komitesine sunmak amacıyla “gölge” ya da diğer adıyla “alternatif” rapor hazırlamaları sık bir uygulamadır. Bu gölge raporlar CEDAW’in öngördüğü şekilde kadının insan haklarının gelişip gelişmediğine dair sivil bir bakış açısıdır ve BM inceleme sürecinde çok daha inandırıcı ve etkili bir araçtır.
Bugün artık global trendlere bakmak lazım. Çünkü Başkalarının yaşamlarını ve başka yerlerdeki olayları en geç 1 saat içinde öğreniyoruz. Ve insanlarda artık yaşam tarzlarını değiştiriyor ve ona göre uyguluyor.
Kadın hakları için mutlaka kentden bahsetmek gerekir. Kadın işgücünün %70 i tarımda idi. Şimdi kente göç eden kadın kente entegre oluyor.

Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın.( H.Edip Adıvar)


KARA MANTOLU KADIN
İnsan aynı olmuyor kardeşim oğlu,
Korkağı var,
Yiğidi var,
Ama her kişinin öldükten sonra,
Mezarı önünde ağlayacak,
Bir kara mantolu kadın ümidi var.

Sen ölünce,
Kim olacak gözlerini bağlayan?
Kardaşın mı?
Yoksa bir yabancı mı?
Hele mezarının başında,
Sana belki en çok ağlayan,
Bu dünyada en çok ağlattığın kadın olacak.

Gözyaşları yıkadıkça mezar taşını,
Kabrinde kıpırdanıp,
Diyeceksin ki... Yarabbi...
Yıllar boyu ağlattığım bu kadın,
Acaba nasıl biriktirmiş,
Bu kadar gözyaşını?

Bir kez olsun,
Ne saçını okşamıştım,
Ne yüzünü, gözünü silmiştim,
Gözlerime batıyor şimdi,
Saçlarının her bir teli,
Ben bu kadına hep dert vermiştim,
Peki şimdi niye çeker mezarımda derdimi?

Bu kadın,
Baş tacım,
Öpüp okşamaktansa mezar taşımı,
Yumruğuyla vursa vursa yeridir.
Kabrimde üstünde ağlamaktansa,
Kızsa, bağırsa, sövse,
Haklıdır... Hakkıdır... Yine yeridir.

Yürü!.. Yürü kara mantolu kadın,
Git!.. Git kara mantolu kadın,
Bu mezar da, mezarlardan biri işte,
Yeter, mezar taşımı basma bağrına,
Dost bildiklerimin hepsi gitti, bak...
Sen de git,
Gözyaşların mezarıma damlıyor... Ağlama...
Son olarak Tüm Dünya Kadınlarının bu özel gününü kutlar saygılarımı sunarım.07-08-2020

                                Muharrem AKAYDIN
                                ES-UZ-DER BAŞKANI