Bu raporun ardından AKPM Kadına Yönelik Şiddet Genel Raportörü liderliğinde tekrar bir rapor hazırlaması gerektiği öngörüldü ve bu kapsamda AKPM Eşitlik ve Ayrımcılığın Önlenmesi Komisyonu tarafından “İstanbul Sözleşmesi: Gelişmeler ve Zorluklar” başlıklı raporun çalışmaları başlatıldı. İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanma durumuna bakmanın yanı sıra, ulusal mevzuat, politika ve uygulamaların kadına yönelik şiddet sorunlarıyla nasıl mücadele ettiğini incelemeyi amaçlayan rapor, İstanbul Sözleşmesi'ni onaylamış ve onaylamamış ülkelerde alınan önlemleri incelemeyi amaçlayan heyet Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Prof. Günay misafir heyet ile AKPM heyeti üyelerinin bazıları ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyon Başkanı Fatma Aksal ile bir araya geldiler.

YÜRÜRLÜĞE GİREN YENİ MEVZUATIN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İLE UYUMU ANLATILDI

Raportörle birlikte ilgili heyete, bu bağlamda kadınların şiddete karşı korunmasına ilişkin mevzuattaki hükümler, özellikle de Türkiye'de yakın zamanda yürürlüğe giren yeni mevzuatın Sözleşme hükümleriyle ne kadar uyum içinde olduğunu, Türkiye’nin sözleşmenin de dışında çok daha etkin uygulamaları kapsadığı ve başarılı uygulamalar anlatıldı. Raportör Zita Gurmai kadınların şiddete karşı korunmasına yönelik uygulanan politikalar hakkında derinlemesine ve ilk elden bilgi edindi.

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Yapılmış Yakın Tarihli Temel Yasal Düzenlemeler özetlendi.

Prof. Dr. Günay, 27 Mayıs 2022 tarih ve 31848 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7406 sayılı Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’nun ayrıntıları raportörle paylaştı. “İstanbul Sözleşmesi çerçeve bir sözleşme. Uygulamada ne tür kanunların ve politikaların olduğu çok önemli. Türkiye bu konuda önemli bir konumda, dünyada uygulanmayan KADES, ŞÖNİM gibi başarılı politikaları var. Konuk heyetin ilgili bakanlıklarımıza yaptıkları ziyaretlerden çok etkilendiklerini ve uygulama örneklerini öğrendiklerini gözlemledik. Kadına şiddet ve aile içi şiddeti bir bütün olarak ele alıyoruz ve en önemli önceliğimiz olmuştur. Kadına şiddet  ve aile içi şiddetle  mücadelemiz İstanbul Sözleşmesini imzalamadan başladı. Türkiye sözleşmeden çekildi diye mücadelemimiz bitmeyecek. 2021-2025 yıllarını kapsayan Kadına Yönelik  Şiddetle Mücadele  4. Ulusal Eylem Planı’nın ilki 2007-2010 yıllarını kapsıyordu. 2008 yılında TBMM bünyesinde ‘Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nu kurduk. İstanbul Sözleşmesi çerçeve bir Sözleşme, taraf olunabilir ama esas uygulamada neler yaptığınız önemli. Konseyde şunu da görüyoruz bir çok taraf olan ülkede yeterli hukuki düzenlemeler ve uygulamalar yok. Bu rapor o yüzden önemli olacak, tüm ülkelerin kadına şiddetle mücadelede mevcut durumu ortaya çıkacak.”

Şiddete Yönelik Cezalar Arttırıldı

Prof. Dr. Günay, konuyla ilgili, ‘’Kanuna göre, Türk Ceza Kanunu’ndaki takdiri indirim nedenleri sınırlandırılmış ve failin pişmanlık içermeyen davranışları, takdiri indirim nedeni olarak kabul edilmemektedir. Failin salt indirim almaya yönelik kılık ve kıyafetine özen göstermesi, takım elbise giymesi, kravat takması gibi duruşmadaki şekli tutum ve davranışları, takdiri indirim nedeni olarak dikkate alınmayacaktır. Kadına karşı şiddetle daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanabilmesi amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama, tehdit, işkence ve eziyet suçunun kadına karşı işlenmesi halinde cezası artırılmaktadır.’’ Şeklinde açıklamada bulundu.

 

 

Hapis Cezaları Arttırıldı

Kasten öldürme suçunun kadına karşı işlenmesi hali bu suçun nitelikli halleri arasına alınmıştır.

Kasten öldürme suçunda ceza müebbet hapis iken bu suçun kadına karşı işlenmesi halinde verilecek ceza ağırlaştırılmış müebbet hapse çıkarılmıştır. Kasten yaralama suçunun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırı 4 aydan 6 ay hapse yükseltilmiştir. İşkence suçunun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın 3 yıl olan alt sınırı 5 yıl hapse çıkarılmıştır. Eziyet suçunun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın 2 yıl olan alt sınırı 2 yıl 6 ay hapse yükseltilmiştir. Hayata, vücut veya cinsel dokunulmazlığa yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle işlenen tehdit suçunun mağdurunun kadın olması halinde cezanın 6 ay olan alt sınırı 9 ay hapse çıkarılmıştır.

Israrlı Takip Suç Oldu

Israrlı takip olarak nitelendirilen fiiller müstakil bir suç haline gelmiştir. Israrlı bir şekilde fiziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecektir. Israrlı takip suçunun, çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi; mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması; hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi halinde faile 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecektir.

Kadına Ve Sağlık Çalışanlarına Karşı Kasten Yaralama Katalog Suçlar Arasında Yer Alacak

Yasayla kadına karşı işlenen kasten yaralama suçu ile sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçları tutuklamaya ilişkin katalog suçlar arasına alınmıştır.

Editör: Mustafa YILDIRIM