Burada bir açıklama yapan Şube Başkanı Nalan Karagöz şunları söyledi; “Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) 3 Temmuz Pazartesi yıllık enflasyonu yüzde 108,58 olarak açıkladı.
TÜİK yine şaşırtmadı. Yıllık bazda %38,21, 6 aylık bazda %19,77 olarak açıkladı. Kim inanıyor, kimse inanmıyor, açıklayanlar bile inanmıyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı TÜİK verilerini görünce nerdeyse zil takıp oynayacaklar. Onlarda biliyor ki; TÜİK verileri sanal. TÜİK ; emekliye, çalışana yapılması gereken maaş artışlarını aşağı çekmenin aracı haline gelmiştir.
TÜİK' in verilerine inanmıyor ve tanımıyoruz. Onlarda biliyor ki ; ne HAZİRAN ayı enflasyonu gerçek, ne de 6 aylık enflasyon verileri gerçek. Emekliler, emeği ile geçinenler ve bütün kamuoyu aldatılıyor.
Eve ekmek almak bile emeklileri zorlar olmuştur. Eti unuttuk. Sebze ve meyve almak tarım ülkesinde imkansızlaştı. Bir dilim baklavanın 15-20 liraya satıldığı bir ortamda, bayram ikramiyesi diye ödenen 2000 liraya tek kuruş artış yapılmadı. Emekliye bayramı çok gördüler. Nazım Hikmetin kulağı çınlasın. Artık bayramlarda " çocuklar şeker bile yiyemez oldu."..
İktidar, alım gücümüzün düşmesini görmezden geliyor.. Sadece son 1 ayda alım gücü yüzde 25 azaldı. Bizim hesabımıza göre ilk 6 aylık dönemde maaşlarımız yüzde 52 nin üzerinde erimiştir. Bir bardak çay , bir simit 20 lirayı bulmuştur. Yani çay simit bile lüks olmuştur. 4 kişilik bir aile 3 öğün bir bardak çay ,bir simit yeseler dahi günlük eder 240 lira. Yani ayda eder 7200 lira. Yani neredeyse bir emekli maaşı tutarında. Bir çay simit hesabı yapanlara duyurulur.
İktidar sadaka toplumu yaratmıştır. Bizler onurlu vatandaşlarız. Sadaka toplumu olmayı zinhar red ediyoruz Bizler demokratik bir ülkede insanca yaşamak istiyoruz. Kurtarıcı diye ekonominin başına monte ettikleriniz daha ilk icraatlarında emeklinin, emekçinin, dul ve yetimin, yani yoksulun yanında değil, bir avuç sermayenin ve uluslararası finans kuruluşlarının yanında olduğunu göstermişlerdir.
Seçim vaatlerinin sadece oy devşirmek için yapıldığını biz biliyorduk. Bu vaatlere kananların göz kapaklarının çapaklarını silmiş olmalarını umuyoruz . Emin olunsun ki, hamasi nutuklarla, devşirme oylarla iktidarınızı sürdüremezsiniz. Bir nebze de olsun vicdanınız varsa bizi dinleyin ve taleplerimizi karşılayın.
Emeklinin, emekçinin , dul ve yetimin ,yoksulun insanca yaşayacağı maaş zamlarını uygulayın. Bugün emeklilerin büyük çoğunluğu açlık sınırının altında maaş alıyor. Saray iktidarı bu durumdan utanmalıdır. Açlık sınırından söz ediyoruz! Ne kadar vahim bir durum. Buradan bütün emekli vatandaşlarımıza çağrımızdır. Maaşlarımızı insanca yaşanacak bir düzeye çekmenin yolu birleşmek ve sendika çatısı altında örgütlenmekten başka çaremiz kalmamıştır.
Haklarımız için; barışçıl ve demokratik eylemliklerimizle isteklerimizi iktidar ve kamuoyunun gündemine taşımaya devam edeceğiz.
TÜİK'e sesleniyoruz: Elinizi cebimizden çekin. İki elimiz yakanızdadır. İktidara sesleniyoruz: Yoksulluğu yalan dolanla bir süre yönetmeyi beceriyorsunuz, lakin açlık yönetilemez.
Emekli Aç, emekli perişan, emeklileri sefilliğe sürüklemeyin.
Duyun sesimizi ve derhal maaşlarımızı da yüzdelik arttırmak değil, insanca yaşanacak düzeye çekin.
Öte yandan çocuklarımızı ÇEDES uygulamasıyla eğitim haklarını kendi siyasal islamcı ideolojik ekseninize çekmeye çalışmayın. Çocuklarımızı cemaatlerin girdabına sokmayın.Çocuklarımızın kamusal, bilimsel, demokratik ve laik eğitim haklarına dokunmayın.
Basın özgürlüğüne dokunmayın. Gazetecilere dokunmayın. Merdan Yanardağ ve tüm özgür basın emekçilerini derhal serbest bırakın.
Özgür basın; emeklinin, emekçinin, dul ve yetimin, özetle fakirin fukaranın sesini duyurabildiği tek alandır.
Basın özgür sesimizdir. Sesimize dokunmayın. Baskılara son verin.
Son sözümüz emeklilere: Emekliler saflara... Emekliler ;Tüm Emeklilerin Sendikası sizindir. Haklarımızın gerçekleşmesi için sendikamıza hemen üye olun ve üye yapın.
Daha güçlü bir şekilde sendikamıza sahip çıkalım.
Unutmayalım ki; kurtuluşumuz emeklilerin birleşik örgütlü mücadelesinden geçmektedir.Umut, yılmadan usanmadan hakkımız olan için mücadele etmektir.
Biz büyük bir aileyiz ve mutlaka kazanacağız.
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiçbirimiz.”