Bugün görülen dava öncesinde Birleşik Metal İş Sendikası Kadın Komisyonu basın açıklaması yaptı. Çok sayıda kadının katıldığı açıklamada, “Biliyoruz susarsak, sesimizi yükseltmezsek, katiller iyi hal ve tahrik indirimlerinin cinsiyetçi uygulamalarıyla 3-5 yılda çıkacak ve ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşacaklar.” denildi.
19 Mayıs 2022’de oğlu tarafından pompalı tüfek ile vurularak hayattan koparılan Serap Bor’un davası Eskişehir’de görüldü. Dava öncesinde bir araya gelerek basın açıklaması yapan Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu üyeleri “Kadın cinayetlerinde cinsiyetçi indirim uygulanmasın, katiller hesap versin” denildi.
Bileşik Metal İş Sendikası Kadın Komisyonu adına Ebru Dağlı’nın yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: Bugün, Serap Bor için “erkek adalet değil gerçek adalet” talebiyle toplandık.
Biliyoruz susarsak, sesimizi yükseltmezsek, katiller iyi hal ve tahrik indirimlerinin cinsiyetçi uygulamalarıyla 3-5 yılda çıkacak ve ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşacaklar. Buna dur demek için cinsiyetçi indirimlerin uygulanmaması ve katillerin hak ettikleri cezayı alması için buradayız.
Serap bugün aramızda olabilirdi. Onu bizden, sevdiklerinden kopardılar. Bugün Aileyi güçlendireceğiz diye ortaya çıkan iktidar, İstanbul Sözleşmesinden çıkarak, 6284 sayılı Kanunu uygulamayarak kadınları şiddette karşı korumasız bıraktı.
Serap Bor’un katledilmesi bize bir kez daha gösterdi ki, eşitliğin olmadığı, kadının korunmadığı aile kurumu, kadınlar için cehennem.
Serap’ın evliliği boyunca kocası tarafından kandırılması yetmezmiş gibi üzerine borçlandırıldı. Serap çocuklarının velayetini ve hakkı olanı alarak evliliğine son vermek istediği için öldürüldü.
Serap hayatına yeniden bir yön vermek istediği ve dimdik ayakta durduğu için, itaat etmediği için öldürüldü.
Erkek adalete ve devlete güvenen katiller kendilerinden emin, katliamı gerçekleştirdiler. Serap hayatını kaybederken, üç kadın da yaralandı. Serap’a kocası defalarca, “seni oğluna öldürteceğim, yaşı küçük üç beş yılda çıkar” diyerek tehdit etti.
Serap “çocukların babası oğlumu bana karşı kışkırtıyor” demesine, şikayette bulunmasına rağmen, önlem alınmadı. Ve sonuç, Serap bugün aramızda yok. Şikayetleri dikkate alınmayan, yok sayılan bir çok kadın gibi.
Kadın cinayetleri artarak devam ediyor!
Ülkemizde kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri her gün katlanarak, toplumsal yara halini aldı. Sadece Serap’ın öldürüldüğü gün, 19 Mayıs günü, Türkiye’nin dört bir yanında 4 kadın daha katledildi.
Siyasi iktidarın kadını ötekileştiren, erkekliği yücelten cinsiyetçi dili, söylemi, gelenekler, görenekler kadın erkek eşitsizliğini derinleştiriyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleştiği toplumda, cinsiyetçi suçlar artıyor.
Toplumun eşit bireyleri olarak kadınların şiddetten korunması, devletin ana görevi. Siyasi iktidar bir gecede hukuksuz şekilde İstanbul Sözleşmesi’nin getirdiği koruma mekanizmalarından vazgeçerek, kadınları korumasız ve güvencesiz bıraktı.
Bilinmelidir ki her kadın cinayeti, kadınların yaşam hakkına ve kötü muameleye uğramama hakkına yapılmış bir saldırıdır!
Öldürülmekten, şiddet görmekten usandık, her gün basında sosyal medyada öldürülen kadınların fotoğraflarını görmekten usandık. Medyanın neredeyse katilleri haklı çıkaran, kadınları suçlayan cinsiyetçi dilinden usandık.
Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu olarak, kadına yönelik şiddete, tacize, kadın cinayetlerine karşı, yaşama hakkını savunmanın, toplumda farkındalık oluşturmanın, sendikaların ve tüm demokratik emek ve meslek örgütlerinin öncelikle üyelerine karşı en önemli sorumluluğu olduğuna inanıyoruz.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü yaklaşırken, tüm kurumları ve herkesi kadın cinayetlerinin durdurulması için göreve çağırıyoruz.
Üzgünüz, öfkeliyiz. Hep birlikte, Serap Bor için erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz. Cinsiyetçi indirimler uygulanmasın, katiller hesap versin!