Yapılan açıklama şöyle; “6 Şubat sabaha karşı 10 ilde birden korkunç bir yıkım yaşandı. İktidar depremin ardından halkı günlerce kaderine terk etti. Enkaz altından arama ve kurtarma çalışmalarına günlerce başlanamadı, pek çok kişi soğuk ve acil müdahale edilememesi sebebiyle hayatını kaybetti Yeterli ekipmanı olmamasına rağmen ilk günden itibaren enkaz altından birçok kişinin çıkarılmasını gönüllüler sağladı.

Bizler Eskişehir’de örgütlü sosyal demokrat, devrimci / sosyalist partilerin; meslek odalarının; vakıfların; derneklerin; konseylerin oluşturduğu bir platformuz. İnsan hakları, emek ve demokrasi mücadelesi yürütüyoruz.

Ülkemizde yaşanan “deprem felaketini” öğrenir öğrenmez harekete geçtik; Emek ve Demokrasi Platformu bünyesinde “Deprem Dayanışma Koordinasyonu” oluşturduk. Şimdiye kadar Çalışmalarımıza platform üyesi olmayan çok sayıda sivil toplum örgütü de dâhil oldu. Bu vesile ile deprem gündemli çalışmalarımızda yer alan tüm örgütlere, onların temsilci ve üyelerine bir kez daha teşekkür ediyoruz! Onlarla güçlendik, daha verimli ve sonuç alıcı işler yaptık.

Şimdiye kadar, deprem bölgesinden Eskişehir’e göç etmek zorunda kalan dostlarımızın “barınma, eğitim, psikososyal destek, hukuki süreçler” gibi başlıklarda yaşadıkları sorunlarının çözümüne yardımcı olduk; onlara rehberlik ettik. Yaptığımız çalışmalarla binlerce insanın hayatına doğrudan dokunduk! Çalışmalarımızı alanında uzman ve deneyimli gönüllülerle yürüttük, yürütmeye de devam ediyoruz!

Önümüze iş olarak koyduğumuz çalışmaları yaparken idari ve mülki sorumlular ile belediyelerimizin yürüttüğü çalışmalara da destek verdik. Onlarla uyumlu olmaya, birbirini tamamlayan bir yöntemle çalışmaya özen gösterdik. Hükümetin, yerel yetkililerin eksik ve yanlışlarını eleştirme hakkımızı saklı tutarak şehrimize göçen dostlarımızın sorunlarının çözümüne odaklandık.

Kimsenin şüphesi olmasın ki tüm olanaklarımızla yaşanan sorunların çözümü için çabalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz! Geldiğimiz durum itibariyle sorumlu, yetkili ve etkili kurumlara ve temsilcilerine eleştirilerimizi de ifade etmek durumundayız.

Ülkemizin deprem kuşağında olduğu bilinirken muhalefetin ve meslek odalarının itirazlarına rağmen çıkarılan imar afları ile halkın yaşam hakkı ihlal edilmiştir. Sadece rantiyenin çıkarları gözetilerek yapılan imar planları felaketin bu kadar acı sonuçlara yol açmasının nedeni olmuştur. Depremle yaşadığımız acı tablonun sorumlusu hiç kuşku yok ki 21 yıldır iktidarda olan AKP’dir. 

Özelde yaklaşık 13 milyon insanı, genelde tüm ülkeyi derinden etkileyen bu felakette insanlarımızın imdadına koşmayan / koşamayan kurumların temsilcilerinin hala koltuklarına sıkı sıkı sarılmasını anlamakta güçlük çekiyoruz!

“Kızılay nerede? AFAD nerede?” diyenleri tehdit eden siyasi sorumluları ise hiç anlamıyoruz! Onlarca ülke depremden zarar gören yurttaşlarımız için karşılıksız yardıma koşarken; halkın bağışlarıyla bu güne gelmiş “kara gün dostu” dediğimiz Kızılay’ın deprem bölgesinde “donarak veya açlıktan” ölenler varken çadır ve gıda satıp ticaret yapmasını vicdanımız da ahlakımız da kabul etmiyor!

Gerçekleri gizleyemezsiniz, gözden kaçıramazsınız! Geniş halk kitleleri görüyor, duyuyor ve ses veriyor. Sokaktan ve tribünlerden yükselen "Hükümet İstifa" haykırışlarını gözaltı ve tehditlerle bastırmaya çalışanların suçluluk psikolojisi içinde olduklarından eminiz. Evet, bizler de sizin gibi düşünüyoruz: Suçlusunuz! Ancak biz istifaya davet etmiyoruz! Biliyoruz ki “yaptığını ahlaki ve yasal bulan” sorumluların istifa etmesi beklenmez! İstifa beklemiyoruz ama bir gün tüm sorumluların adil yargılanma ile hesap vermesini bekliyoruz!”

Editör: Mustafa YILDIRIM