İnançlarımı sorguladığım sırada, inançları sorgulayan bir kitapla tanıştım. Kafamdaki sorularla büyüyen bir yazarla. Benim sorularımdı sordukları, benim düz mantığımdı yanıtları. Okudum, okurken büyük haz duydum. Birden yüzümdeki gülümseme şok etkisi yarattı beynimde. Kalbim buruldu, ruhum yoruldu. Şeytan yerleşmişti yüzüme. İnançların inançsızlığa koştuğu an, ruhumun derinliklerinden çıkageldi tüm inanışlar.

 

Biliyorum her yaşananın açıklaması yok. Hayatın orta yerine koyamadığı olaylarla büyüyor insan. Yaşamdan yana mucizeler zaman içinde cevaplar arıyor. Gelgitler yaşıyorum. Medcezir oynuyor olaylarla inançlar. Genel toplum kurallarına uymuyor cevaplar. Tarihin başından kopuk kopuk yaşıyor insan. Zamanlama hatalarıyla büyüyor bağlılıklar. Sorular sorulmalı alınmasa da cevaplar yaşamalı umutlar.

 

Yaratan kim? Yaratılan kim? Yumurtamı tavuktan tavuk mu yumurtadan? Düşünmeliyim hayatımın orta yerindeki çelişkileri, sormalıyım aklımdaki tüm soruları. Almasam da cevapları bilmeliyim derinden gelen doğruları.

 

Sorgu gecesi yaşadığım. İnançlarımı yaşadıklarımı hayatımı sorguluyorum. Tanrıyı sorguluyorum. Geleceğim noktayı bilerek döküyorum içimdeki isyanları. Alamayacağım cevaplar istiyorum. Tehlikeli sularda dolanıyorum korkmadan. Şeytanla mantık dansı yapıyorum. İnançlarımla yüzleşiyorum. Ayıklıyorum kirlenmiş ruhumu. Zehrini akıtıyorum beynimin. Uzaklaştıkça buluyorum inançlarımı. Gittim zannederken giriyorum bağışlama ve sevgi dünyasına.

 

Ben yorgun ruh. Ben koşulsuz seven. Ben sevdikleri için ölen. Ben sevildiğini bilen. Ben yüzyıllarca aşk dilenen. Bu gece sorgu gecesi beni kendime getiren.

 

                                                                                          NURAY HAROZ BOLAK