Birkaç günden beri televizyon, gazetelerde kanser hastalığı ile mücadele eden üniversiteli Dilek Özçelik'in haberini veriyor.
Haberi kısaca hatırlatayım.
Edirne'ye gelen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın yanına gelerek tedavisi için gerekli olan kanser ilacını bulamamaktan yakınıyordu.
Bakan Bayraktar, Dilek'in cebine bir miktar para sokuşturup 'Sakın düşürme' diye tembihliyordu.
Genç kız, daha sonra Bakan Bayraktar'a parayı iade ederek 'Ben sadaka istemiyorum' demişti.
Bu sahneler, insanları duygusallaştırdı, Bakan Bayraktar'a tepkiler yoğunlaştı.
Bakan'nın davranışını onaylayacak hiç bir insan olamaz.
Çaresizlik içinde kanser ilacını bulamamaktan yakınan Dilek'e Bakan cebine bir miktar para vererek işin içinden çıkmaya çalışıyordu.
Neyse efendim sonradan Edirne Valiliği ve Sağlık Bakanlığı devreye girdi Dilek tedavi edilecek, ilacı bulunacak.
Şimdi birçok kişi 'Dilek, tedavi edilecek, ilacı alınacak' diye sevinebilir. 
Aslında Dilek, sadece kendi ilacını bulma mücadelesi vermemişti ki...
Tüm kanser hastaları için mücadele veriyordu.
Dilek sadece kanser hastaları için değil, sağlık sisteminin vatandaşı hangi konuma sokabileceğini hatırlatıyordu..
Sosyal Devlet anlayışı Türk anayasa hukukuna 1961 Anayasası ile birlikte "Cumhuriyetin Nitelikleri" başlığı altında sayılan temel bir unsur olarak girmiştir.
Anayasa Mahkemesi bir kararında(Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi: Sayı 24, s.451-452.) Sosyal Devlet kavramının şöyle anlaşılması gerektiğini belirtir.
“ Sosyal hukuk devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Çağdaş devlet anlayışı, sosyal hukuk devletinin, tüm kurumlarıyla Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun biçimde kurulmasını gerekli kılar. Hukuk devletinin amaç edindiği kişinin korunması, toplumda sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir. (...) Anayasa’nın Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer verdiği sosyal hukuk devletinin dayanaklarından birini oluşturan sosyal güvenlik kavramının içerdiği temel esas ve ilkeler uyarınca toplumda yoksul ve muhtaç insanlara Devletçe yardım edilerek onlara insan onuruna yaraşır asgarî yaşam düzeyi sağlanması, böylece, sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkelerinin gerçekleşmesine elverişli ortamın yaratılması gerekir." 
Oysa; insanların sağlık hizmetini parasız ulaşması bu sistemde mümkün değil. 
Kapitalizm; paraya dayalı hizmet sunar.
Yani paran kadar hizmet alırsınız.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Dilek olayını yorumlarken vatandaşların sağlık alanında 10 farklı katılım parası ödediğini dile getirerek bu sisteme bir ayna tutuyordu.
Şimdi herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli.
Şuan ülkemizde sosyal devlet anlayışı var mıdır veya sosyal devlet anlayışından vatandaşımız yararlanıyor mu?