Dönmez, "Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile İl Müftülüğümüz arasında imzalanan “Eğitimde İş birliği Protokolü” ilk 2018 yılında imzalanmış olup 2023 yılında revize edilerek protokol uzatılmıştır.

Milli Eğitim Müdürlüğümüz farklı devlet kurumları ile dayanağı Kanun olan iş birliği protokolleri zaten düzenlemektedir.

İl Müftülüğümüz ile yapılan protokolün bir maddesinde, Müftülüğü’müze değerler eğitimine ilişkin okullar ile işbirliği yapma sorumluluğu yüklenmiştir. Buna göre uygun görülmesi halinde “İl Müftüsü, İl Müftü Yardımcıları, İlçe Müftüleri, Gençlik ve Bağımlılıkla Mücadele Koordinatörleri ve yardımcıları, ilahiyat fakültesi ya da lisans mezunu din görevlileri, uzmanlar, danışmanlar” okullarda yapılan değerler eğitimine işbirliği yaparak sadece katkı sunacaklardır.

21. yy’ın gençlerini en iyi şekilde yetiştirmek amacıyla, eğitim ve öğretimde nitelik ve niceliği artırmak adına öğrencilerin bilimsel, sosyal, kültürel ve kişisel gelişimi için ilimizde bulunan 3 üniversite (Teknofest, Tübitak, E-Twinning projeleri kapsamında), Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü (aile eğitimleri konusunda), Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü (çocukları spora yönlendirme, yeteneklerini ortaya çıkarma), İl Tarım ve Orman Müdürlüğü (Tarım liseleri ile ilgili), Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, (Geri Dönüşüm Projeleri), Sağlık İl Müdürlüğü (Sağlıklı Beslenme, Beslenme Dostu Okul Projesi) Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı (Kadın Hakları ve Çocuk Hakları Projesi) İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı (Bağımlılıkla Mücadele ve Hayır Diyebilme Projeleri) ile Milli Eğitim Müdürlüğümüz arasında imzalanan çok sayıda işbirliği protokolü bulunmaktadır.

Bu protokoller ile devlet kurumları gereken alanlarda destek verme sorumluluğu altına girmektedir.

İl Müftülüğümüz ile yapılan protokol sadece Eskişehir’e özgü olmayıp tüm illerimizde protokol yapılmış tüm illerde aynı şekilde Müftülükler destek sorumluluğu almışlardır. Bu uygulama 2018 yılından bu yana devam etmektedir. Seçimden önce bu uygulamaya itiraz etmeyenler ne oldu da bu uygulamaya itiraz ediyor. Bunu da hemşehrilerimizin taktirlerine bırakıyoruz.

İçeriğini bilmedikleri, sormadıkları, araştırma gereği duymadıkları bir protokole ilişkin yorumlar yapanların, dava açacağını belirtenlerin neden korktukları belli olmadığı halde bir de hemşehrilerimizi korkutanların kendi değer yargılarını, analitik düşünme becerilerini ve Anayasamızın laiklik ilkesinden ne anladıklarını sorgulamaları gerekmektedir.

Okulda ya da sınıfta ders verme yetkisi müftülüğe aktarılmadığı gibi okullara imam gönderilmiş de değildir. Bu şekilde çıkan haberlerin içeriği de doğru değildir.

Sonuç olarak dünya çapında LGBT’lilerin sapkınlıklarını meşrulaştırma çalışması son sürat devam ederken, toplumsal değerleri yerle bir etmeye çalışan bir güruha hizmet etmek adına milli ve manevi değerlerimizi unutmamak için hazırlanan bir protokole karşı çıkmak, bu zihniyetin kimlere hizmet ettiğini bizlere açıkça göstermektedir. Düzenlenen protokolle yavrularımıza milli duygularımızı ve manevi değerlerimizi aşılayarak özümüze dönmek bizlerin en önemli isteğidir. Emperyalizmin tetikçiliğini yapanlara da "Ailemiz her şeyimizdir" demek bizlerin boynunun borcudur."