22 Kasım günü kadın gazetecilerle birlikte Ankara’ya TBMM’ye gitmek için yola çıktık, aynı gün tüm Türkiye’de büyüyen tepkilere Eskişehirli kadınlar da katıldı ve meclis önündeki eylemde seslerini yükseltti. 
 
Ve günlerdir protesto edilen, tartışılan konuda geri adım atılarak cinsel istismar suçunda mağdur ile failin evlenmesi durumunda cezanın ertelenmesini öngören yasa teklifi komisyona geri çekildi.
 
            Aynı gün CHP’nin grup toplantısında da Eskişehirli kadınlar meclisi inletti. Eskişehir milletvekilleri ile görüştüğümde mecliste tarihi bir gün yaşadığını ilk defa böylesi bir kalabalığın grup toplantısına katıldığını söylüyorlardı. 
 
Kadınları her hafta Ankara’ya taşıyan, onları TBMM ile tanıştıran ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüren Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç… Ataç, bugüne kadar 5 binden fazla kadını TBMM’ye götürdü, onlara Ankara’yı gezdirdi, çoğunun ilk defa Anıtkabir’i görmesini sağladı. Başkan Ataç, insanüstü bir çalışma ile her hafta yapılan bu etkinliğe katılıyor, hiç üşenmiyor, kadınların sorunlarını dinliyor, omuzlarına dokunuyor ve her zaman tevazu ile gülümsemesini biliyor.
 
 
Bana kimi hatırlatıyor biliyor musunuz, Bülent Ecevit’i. Onun gibi sade, dolaysız, halkçı ve çalışkan… Bu ziyaretlerde Ataç ile birlikte Milletvekilimiz Utku Çakırözer de yer alıyor. Kadınlarla meclisin ziyaret salonunda buluşan Çakırözer, benim katıldığım buluşmada cinsel istismar konusunda hazırlanan yasa tasarısını soruyor, bunun geri çekilmesinde toplumsal muhalefetin ve özellikle kadınların birlikte gösterdiği tepkilerin etkili olduğunu anlatıyordu. 
Sonra taşeron sisteminin zararlarını ve bunun kaldırılması ve yeni istihdam alanlarının kazandırılması için hükümetin yapması gerekenleri anlatıyordu Çakırözer ve halkın kendi gücüne inanması gerektiğini, birlikte daha güçlü olunduğunu söylüyordu. 
 
 
Bu buluşmaya daha sonra milletvekillerimiz Gaye Usluer ve Cemal Okan Yüksel de katıldı. Onlar da toplantı salonuna girdiklerinde kadınların alkışları ile karşılandılar. 
Kadınları kapalı oldukları ve tüketerek yaşadıkları evlerinden çıkararak, beldeevlerinde hayata katan Tepebaşı Belediyesi, burada onları üreten, toplumsal yaşama değer katan, sosyalleşen bireyler yapmak için çalışıyordu. Ve o gün orada milletvekillerine ve sonrasında Kılıçdaroğlu’na rahatlıkla sorularını soruyor ve sorunun çözümünün bir parçası olduğunu biliyordu Eskişehirli kadınlar. Sesleri gür ve beklentileri netti; insanca yaşamak, kimseye muhtaç olmadan kendi ayakları üstünde durmak, çocuklarını korumak onlara korkusuz ve özgürce yaşayabilecekleri bir gelecek sunmak istiyorlardı. 
 
Bu yüzden meclisin kapısındaki binlerce kadın gibi bağırıyorlardı, yumruklarını sıkıyor ve cinsel istismarı meşrulaştıracak, suçluyu cezasız bırakacak, mağduru bir ömür daha da mağdur edecek o tasarıya hayır diyorlardı, Eskişehir’den sesimiz yeterince duyulmuyorsa Ankara’ya gideriz, yine mi olmadı Meclise gideriz diyorlardı… Kadınlar korkmadılar ve hükümet belki de ilk defa geri adım attı. İşte o gün yine bir mum ışığı titremeye başladı içimizde, biliyorum bu küçük ateş büyüyecek, kadınlar isterse bunu koca bir yangına çevirecek yüreğe sahipler, umut hep vardı ve olmaya devam edecek…