Eskişehir’in yeraltı ve yerüstü kaynakları, verimli geniş tarım arazileri, yetişmiş insan gücü, üç üniversitesi, dinamik genç nüfusu, topografik yapısı, iklim koşulları, coğrafi konumu ile büyük bir potansiyel barındırmasına rağmen neden gelişemiyor?

Eskişehir temel ihtiyaçlar bakımından kendi kendine yetebilen bir şehir. 558 MW kurulu güce sahip 17 elektrik santralına sahip Eskişehir, yılda 1381 GWh kullandı ve 750 GWh elektriği de ulusal şebekeye verdi. İçme ve kullanma su ihtiyaçlarını kendi kaynaklarından karşılayabilen Eskişehir tarımsal üretimde de kendi ihtiyacı dışında ülkemizin önemli ihtiyaçlarını karşılamaktadır. 374 bin hektar alanda kuru tahıl bakliyat meyve sebze üretilirken, 827 bin küçükbaş ve büyükbaş hayvan yetiştirilmektedir. Endüstriyel alanda lokomotiften uçak motoruna, metal plastik eşya kimya kâğıt giysi ve gıda sektörüne kadar her türlü ihtiyaç Eskişehir sanayisinde üretilmektedir. Yani kısaca un var şeker var helvacıların alası var ama nedense kent kısır bir gelişmenin girdabına girmiş gibi kendi etrafında dönüyor.

Kentsel büyüme üretimden geçer, tarımsal üretim, endüstriyel üretim ve sanat yâda kültürel üretim. Üretim demek kentsel yaşam kalitesini yükseltmek demektir. Kentsel yaşam kalitesini yükseltmenin diğer faktörleri;

·         Trafik

·         İstihdam

·         Sosyal hayat

Kentsel yaşam kalitesini yükseltmek demek kentsel aidiyeti artırmak demektir. Eskişehir göçmenler kenti olduğundan sanırım hemşericilik yok, Tatarcılık, Çerkezcilik, Sivrihisarlılar, Mihalıçcıklılar Emirdağlılar var ama Eskişehirliler yok, tek ortak değer Eskişehirspor. Eskişehir’in en önemli ortak değeri Eskişehir olmalı. Öyleyse kentsel yaşam kalitesini yükseltmenin yollarını aramalıyız ki kentsel aidiyeti yükseltebilelim.

Trafik sorunlarına ilişkin görüş ve önerilerimizi daha önceki yazımda paylaşmıştım. Kent merkezine motorlu araçların girişinin yasaklanması, toplu taşımanın kullanılması, insanların bisiklet kullanmaya ve yürümeye teşvik edilmesi, raylı taşımanın avantajlarından yararlanılarak trafiğin işçi servislerinden kurtarılması için OSB’ye demiryolu hattı ile banliyö seferleri yapılabilir hem de OSB’nin yıllardır sürüncemede kalan demiryolu bağlantısı yapılarak çevre yolu ağır tonajlı araçlardan kurtarılır. Şehir içinde ki sanayi tesislerini taşımak ve taşınan alanlara tramvay seferleri yapmak kentsel trafik kalitesini artıracaktır.

İstihdam iş alanları açmak, herkesi aktif hale getirmek, kentin tüm bileşenlerini üretime katmak demektir. İnsanların yeni beceriler kazanması, iş alanları açmak ve girişimciliğin teşvik edilmesi yerel yönetimlerinde görevleri arasındadır. Üniversiteler ve meslek okullarının yerel yönetimlerle işbirliği içinde bu konularda vereceği desteğe paha biçilemez. Terkedilmiş köyleri terk edilmiş tarım arazilerini yeniden üretime katmak teşvik edilmeli özellikle emekli nüfus bu amaçla üretime özendirilmelidir. Uzun zamandır devletimizin yatırım planları arasında yer alan Bor Organize Sanayi Bölgesinin Eskişehir’de kurulması kentimizin hakkıdır ve bu konuda lobi yapılmasına gereksinim vardır. Lokomotif ve Uçak üreten Eskişehir ilk yerli otomobilimizi üretecek donanıma potansiyele sahiptir.

Eskişehir’in üç üniversitesinde de Bilgisayar bölümleri vardır, kentimiz bu konuda yetişmiş çok sayıda nitelikli insana sahiptir. Eskişehir’in bilişim vadisi haline gelmesi Kent yöneticilerinin vizyonuna kalmıştır.  Yabancı dil bilen insanların daha üretken daha girişimciliğe yatkın olduğu bilinmektedir. Kentimizde yabancı dil öğrenme seferberliği başlatılmalı, tüm dünyada geçerli ve üstelik dünyada ki tüm teknik bilgilerin %90’nın İngilizce olması nedeniyle halka açık ücretsiz İngilizce kursları açılmalı ve böylece insanların İngilizce dokümanlardan faydalanması teşvik edilmelidir.

Sosyal hayat, eğlence konser sinema tiyatro geziden ibaret değildir. Sosyal hayat insanların birarada yaşamaktan keyif aldığı, kimsenin kimseyi ötekileştirmediği, herkesin birbirine sevgi ve saygı içinde yaşadığı bir kent inşa etmektir. “Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyen Yunus’un şehrinde insanların birbirlerine tahammül ettiği hoşgörü gösterdiği bir kentte yaşamaktan herkes keyif alacaktır. 

Ve çevrecilik, kim istemez ki temiz bir çevrede yaşamayı lakin “sen çöpünü sokağına at ben alırım” anlayışı insanları çevreye hassasiyetten uzaklaştıran bir anlayıştır. Günümüzde yeraltı çöp konteynerleri ile çevre sorunları büyük ölçüde çözülürken hala ilkel çöp atıkları oluşturulması kentimize yakışmamaktadır.

Eskişehir güzel şehir, başta Başkanımız Prof. Yılmaz Büyükerşen olmak üzere emeği geçenlerden Allah razı olsun. Dileğimiz Eskişehir daha güzel olsun daha yaşanabilir olsun, daha büyük olsun, sadece Türkiye’de değil dünyada parmakla gösterilsin.

Sağlıklı günler dileğiyle