“Allah hainleri sevmez” Enfal suresi  58.
Dünya tarihi çok büyük ve bir o kadar karmaşık ihanetlerle doludur.  “Yehuda” İsa (a.s.)’a 30 gümüş karşılığında ihanet eden 12 havarisinden biridir. Marcus Brütüs Roma İmparatoru Sezar’ı öldüren meşhur sözün muhatabı “sende mi? Brütüs” en meşhurları. Hain Ahmet Paşa’yı da unutmamak lazım elbette, Sultan Süleyman’ın 2. Veziri Ahmet Paşa Mısır beylerbeyliğini yürüttüğü sırada kendi adına hutbe okutturacak kadar ileri gitmiş ve bu ihaneti çok ağır ödemişti.
Yakın tarihimize baktığımızda Sultan II. Abdülhamit’e yapılan ihanetler, Sultan Abdülaziz’in şehit edilmesi,  Çanakkale Savaşında Alman’ların Osmanlı’ya yaptığı ihanetler ve daha niceleri. 
“İhanet” ve “Aşk” arasında hep bir bağlantı olduğunu düşünmüşümdür. Çünkü aralarında tarif edilemez bir bağ var sanki.
 “Aşk” ile sevgi ile başlayan birliktelik “İhanet” ile sonlandığında taraflardan biri için çok büyük hüzne ve hayal kırıklığına neden oluyor. Çünkü güven duygusu ile arkasını dönen kişi en güvendiği kişinin ihanet etmeyeceğini ve onun sadık olacağını düşünüyor. Bu nedenle her türlü sırrını veriyor fakat şer odakları (bunlar: başta şeytan, şeytana kendisini satmış ve onun esiri haline gelmiş insanlar, mevki makam, mal, mülk ve karşı cinse aşırı düşkünlük, çekememezlik, hasetlik, fesatlık ve kin duyma hastalığına duçar olmuş insanlar v.s.) boş durmayarak sürekli hainin kulağına fısıldayarak veya bizatihi teklifler sunarak ihaneti ortaya çıkarıyor.
Ha bunda hainin hiç mi suçu yok? Var elbet.  Hatta en büyük suçlu ve hesap verecek kişi kendisi. Yukarıda bahsettiğim hastalıklar ve etkenler bu işin sadece sebep sonuç ilişkisi. Hain en büyük suçlu. İhanetinin bedelini er ya da geç ödeyecektir hiç kuşkunuz olmasın.
İhanete uğrayan kişi de bunda bir nebze de olsa suçlu. Çünkü “iki kişinin bildiği sır değildir” ilkesini göz ardı etmiş ve sırrını paylaşmıştır aşikar. 
Şunu bilmek lazım aslında “bir mevki, makam, para ya da başka Dünyalık menfaatler bir kişi için nasipse mutlaka onu bulacaktır” ister bu menfi yoldan olsun isterse müspet. Eğer sabredip menfi yollara sapmazsa insan bu sahip olacağı Dünya nimetlerine helal yoldan ulaşacak ve Salih amel dairesinde sevap kazanacaktır. Sabretmeyip müspet yolları bırakırsa örneğin ihanetle ulaşmak isterse eğer bu ulaştığı noktaya, O’na ne Dünya da ne de ahiret’te bir şey kazandırır bilakis kaybeden kendisi olur üstelik günaha gark olur.
“Aldatan olma, aldanan ol. Aldanmazsın” sözü de bu konuyla örtüşür sanırım. Bu kelimeyi şöyle tercüme edelim acizane (aslında biz kim tercüme etmek kim ama haddimiz olmayarak) ; 
-Hiç kimseye ihanet etme, önce Allah’a verdiğin sözde sadık ol İnsanlara yalan söyleme.  Aldanan sen ol ya da aldanmış gibi yap sana yapılan ihanetlere aldırış etme. Emin ol aldanmayacaksın hem dünyada hem ahirette kazanan sen olacaksın. Vesselam…