Lozan Konferansı ilk toplantısı açılmak üzeredir. İsmet Paşa’nın eline bir gündem tutuşturulur. Gündem de açılış konuşması için İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un adı yazıyor ancak İsmet Paşa’ya söz verilmiyordu. Türk Heyeti buna şiddetle itiraz etti. İsmet Paşa konferansın “eşit şartlarda” olmaması halinde görüşmelerin başlamayacağını bildirdi. Çok inatçı idi. Sen konuşursan Venizelos’ta konuşmak ister dediler. “Konuşsun çıkar cevap veririm dedi”.. Sonunda İsviçre Cumhurbaşkanından başka kimse konuşmayacak dediler. Ancak Lord Curzon çıkıp konuştu. Arkasından İsmet Paşa kürsüye fırladı ve şaşkın bakışlar ve homurdanmalar eşliğinde konuşmasını yaptı. Zorla indiremezlerdi herkes paşa paşa dinledi ;
Sayın Başkan ;
Dört yılı aşan bir süre önce , Başkan Wilson’un ilkelerine ve bunlara inanç duygusuna dayanarak yapılmış silah bırakışımı (mütareke) Osmanlı İmparatorluğunun da katılmış bulunduğu çarpışmaları resmen durdurmuştu. Barışın nimetlerinden her zaman yoksun kalan Türk Ulusu o tarihten bu yana hak ve adalet elde etmek için ara vermeden yaptığı barış girişimlerinin yetersizliğini ve hiçbir işe yaramadığını görerek ve artık hiçbir kurtuluş umudu olmadığını anlayarak, varlığını korumayı ve maddi ve manevi kendi kaynaklarıyla bağımsızlığını kazanmayı başarmıştır. Türk ulusu bu yolda pek çok pek çok acılara katlanmış, sayısız fedakarlıklara rıza gösterilmiştir.
Özgür uluslar bütün bunlara, içten bir yakınlık ve anlayış duygusu ile tanık olmuşlardır. Kadın ve erkek her yaşta her durumdaki Türkler, bu savunma savaşına katılmışlardır. 1918 den bu yana Türk Ulusu’nun karşılaştığı sonu gelmez saldırıları ve acıları burada hatırlatmaktan kendimi alamıyorum. Gerek bu saldırılara ve acılara, gerekse hiçbir askeri zorunluluk olmaksızın, Türkiye topraklarının en zengin ve en bakımlı parçalarında, yok etmekten başka bir şey düşünmeyerek, sistemli bir şekilde yapılmış yakıp-yıkmalara tek bir özür bulunamaz.
Hala bu dakikada bile, bir milyondan çok masum Türk’ün Küçük Asya ovalarında ve yaylalarında evsiz ekmeksiz, başıboş dolaştıklarını da hatırlatmak isterim. Türk ulusu, insan gücünü aşan bu fedakarlıklara katlanmakla, uygar insanlık içinde , köklü bir yaşama gücüne sahip olanlara özgü olan varlık ve bağımsızlık haklarıyla, barış , huzur ve çalışkanlık unsuru olarak , büyük bir yer kazanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kesin amacı, bu yeri korumak ve güçlendirmektir. Son yılların olayları insanlığın vicdanında genel barış ve huzurun , devletlerce birbirlerinin haklarına, özgürlüklerine, ve bağımsızlıklarına karşılık olarak saygı gösterilmedikçe gerçekleşmeyeceği gerçeğini bir inanç ilkesi halinde yerleştirmiş bulunduğundan bu olayların anısı gelecek için bir barış ve huzur güvencesi olur umudundayım.
Düşünülmesi mümkün en büyük iyi niyetle dolu olan Türk Temsilci heyetinin, öteki temsilci Heyetlerinde de aynı niyeti bulacağı ve böylece, konferans çalışmalarının memnunluk verici bir sonuca ulaşacağı umudunu besliyorum.
………
Lozan da sadece Kurtuluş Savaşını konuşmadılar, son 300 yılın hesabını sordular bizden…
Kaynak : İsmet İnönü – Hatıralar / Lozan Günlükleri – Bilal N.Şimşir