Bu gün konu ilginç…  

İki gün evvel Veryansın TV gazetesinde Hüseyin Vodinalı’nın bir yazısını okudum. Birkaç kaynağa daha başvurarak söylediklerinden alıntılarla ortaya bu yazı çıktı. Komplo teorileri gerçeğe mi dönüşüyor dersiniz?

Artık dünyada eskiden bildiğimiz komplo teorilerinin birer birer gerçek olmaya başladığını iddia edenler var. Bu komplo teorilerinin temel amacı 8 Milyara ulaşan dünya nüfusunun bu şekilde artması halinde su ve gıda kaynaklarının tükeneceği, bu nedenle bu nüfusun azaltılması gerektiği savına dayanıyor. İklim, tarım, su ve salgın üzerinden bildiğimiz komplo teorileri dünyanın çeşitli yerlerinde gerçekleşiyor gibi. Pandemiyle başlayan krizler serisi gıda ve su kriziyle devam ediyor. Tek tek dron bakışı atalım;

PANDEMİ MESELESİ

İddiaya göre Rusya Radyolojik, Biyolojik ve Kimyasal Silahlarla Mücadele Ordu Birimi Komutanı İgor Kirillov önemli bir açıklama yaptı ve ABD’nin daha önce geliştirilen bir virüsü mutasyona uğratarak yeni bir virüs yaymak üzere olduğunu söyledi. Ardından Kovid19’un yeni Varyantı “Eris” Güney Afrika’da tespit edildi.

Neden Güney Afrika Cumhuriyeti? Çünkü bugünden itibaren kritik bir zirve orada yapılacak. BRICS Zirvesi.  BRİCS Siyasi olarak Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin oluşturduğu bir grup. Dünya nüfusunun yüzde 40'ından fazlasına ve küresel ekonominin çeyreğine sahip… Daha eşitlikçi ve temsili bir küresel yönetişimi amaçlıyor. Bu zirve geçenlerde Fransız manda yönetimine arşı askeri darbe yapılan Nijer’de başlayan batılı sömürgenlere yani Atlantik sistemine karşı yapılan bir başkaldırı hareketi bu zirvede konuşulacak. Burada Afrika’da 5 ülkede başlayan bu hareket 28 ülkeye çıkabileceği thmin ediliyor. İşte bu zirvenin yapıldığı ülkede teşhis edilen “Eris” virüsü için  Euro News’teki bir haber şöyle: Dünya Sağlık Örgütü, Covid'in yeni EG.5 (Eris) varyantına ilişkin yeni bir rapor yayımladı. Buna göre, daha önce "gözlem altındaki varyant" olan türün statüsü "izlenmesi gereken varyant" olarak değiştirildi ve "Eris"in yaygınlığında dünya genelinde istikrarlı bir artış olduğu kaydedildi.

ERİS virüsünün maksadını ve neler yapabileceğini göreceğiz.

 

İNDEPENDET TÜKÇE’DEN BİR HABER BAŞLIĞI

YASADIŞI LABORATUVARDA KORONAVİRÜS YAYMAK İÇİN TASARLANMIŞ BİN FARE BULUNDU.

“Yetkililer, Kaliforniya'daki bir depoda kurulan yasadışı laboratuvarı ve içindeki koronavirüs kapıp onu yaymak için biyomühendislik yoluyla tasarlanmış bine yakın fareyi ortaya çıkardı.

Sfist'in haberine göre laboratuvarda HIV, Hepatit, E Coli, sıtma, herpes ve koronavirüs gibi bulaşıcı ajanlar bulundu. Laboratuvar, ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki Reedley kentinde yer alan Fresno yakınlarında keşfedildi.

Laboratuvarda 30'a yakın buzdolabı ve dondurucu olsa da bazıları bulunduklarında çalışmayı bırakmışlardı. Laboratuvarda hastalık örnekleri ve farelerin yanı sıra inkübatörler ve tıbbi test cihazları da bulundu” Bir şaka olmadığı kesin.

NÜFUS MESELESİ;

Öteden beri dünya nüfusunun azaltılması konusu küresel ekonomiyi yöneten birkaç yüz ailenin gündeminde olduğu söylenir. (İllumunati)

Geçenlerde Hawai’de söndürülemeyen bir yangın oldu. Maui adası bir anda yanıverdi ve 100’den fazla ABD vatandaşı Hawaili yangında öldü. Ancak bu yangının bir özelliği var; Yangın esnasında sular kesildi, ABD devleti yardıma gelmedi, hatta felaket sonrası yardım dağıtımını engelledi ve Biden’ın şaka gibi ev başına 700 dolar yardım açıklaması yaptı.  Bitmedi. bazı ilginç olaylar daha var. Mesela. Adadaki zengin Amerikalılar, Amazon’un sahibi Jeff Bezos, pandemi taciri Bill Gates, 60 dönüm arazisiyle adanın en büyüğü TV yıldızı Oprah, Hollywood yıldızları Clint Eastwood, Owen Wilson, Jim Carrey ve Woody Harrelson, şarkıcı Steven Tylor ve Mick Fleetwood’un evlerine hiç bir şey olmadı. Yangınların kundaklama olduğu ve evler yanarken ağaçlara bir şey olmadığı görüldü. İddia şu: Amazon’un sahibi Jeff Bezos diğer ünlülerle birlikte adanın tamamını satın alıp, ada nüfusunu bin ile sınırlayaraktan yapay zekayla yönetilen Distopik (Zorba ve baskıcı bir yönetim altında, temel hak ve özgürlükleri kısıtlanmış ya da tamamen elinden alınmış toplumlara verilen isim.) bir projeye dönüştürecek. Bu ada küçük bir model; dünya nüfusunun azaltılması edebiyatını 1968’den beri sürdüren Rockefeller (Komplo teorisyenlerinin sevdiği adıyla Illuminati veya 300’lerin masası) çetesi işe Maui’den i başladı diyebiliriz.

 

KITLIK MESELESİ;

Batıda hayvan çiftlikleri kapatılıyor, buğday siloları yakılıyor, tarlalar yerleştirilen mercek düzenekleriyle ateşe veriliyor, orman yangınları aynı anda beş yüz noktada birden çıkıyor. Gübre ve tarım girdileri aşırı pahalanıyor hatta bazen bulunamıyor. Türkiye’de tarım neredeyse yasak hale geliyor. Silolar patlatılıyor. Rusya Ukrayna krizi de tahıl krizine dönüştürülüyor.

Rockefeller’in has adamı Henry Kissinger, 1974 yılında ABD Başkanı’na sunduğu Millî Güvenlik Raporu’nda “PETROLÜ KONTROL ETMEK DEVLETLERİ, GIDAYI KONTROL ETMEK İSE HALKLARI YÖNETMEK DEMEKTİR” diye yazmıştı. Dünyaya ve bize dayatılan küresel ekonomi modelinin amacı bu muydu? Zamanı geldi mi? Küresel ısınma meselesi bu sözle ilintili mi?

KÜRESEL ISINMA MESELESİ;

Karbondioksit’in azaltılması çabasının nedenleri… Greenpeace’in kurucu ortağı Dr. Patrick Moore’un şöyle bir demeci var; “Son 300 yılda küresel iklimde meydana gelen hafif ısınmadan herhangi bir şekilde karbondioksitin sorumlu olduğuna dair kesin bir bilimsel kanıt yok. Ama şurası kesin ki karbondioksit olmadan dünyada yaşam olamaz.”

Bilim insanları küresel ısınmadan sadece ve sadece güneşin ve dünyanın değişen ekseninin sorumlu olabileceğini söylüyor. Jeolog, Profesör Ian Plimer: “Henüz hiç kimse, insan kaynaklı karbondioksit emisyonlarının küresel ısınmayı tetiklediğini gösteremedi. Karbondioksit emisyonlarının % 97’si volkanlar ve yanardağlar gibi doğal kaynaklardan geliyor” diyor.

Küresel ısınma kaynaklı gibi gösterilen göç hareketlerine baktığınızda, bunların yüzde 90 oranında ABD ve NATO’nun çıkardığı savaş ve iç karışıklıklar sonucu olduğunu görebilirsiniz.

Biz bunu en yakından ve en yoğun biçimde yaşayan ülkeyiz.

VE YAPAY ZEKA;

Nihai hedefin dünya nüfusunu azaltarak makul seviyeye indirip zenginliklere sahip olmak olduğu doğru gibi gözüküyorsa bu hedefi gerçekleştirmenin en büyük yatırımlarından biri de Yapay Zekâdır.  Homo dizisi kitaplarıyla sükse yapan İsrailli Yuval Harari ;

“İnsanları kontrol etmek veya manipüle etmek için beyinlerine çipler yerleştirmenize gerek yok. Şimdi “AI” (Yapay Zekâ) muhtemelen bunu yapabilecek. Yani insanları yok etmek için robotlar göndermemize gerek yok. AI muhtemelen insanlara bunu yaptırabilecektir” demiş.

Ödüllü gazeteci Alex Newman, seçilmemiş merkez bankacılarının gerçek bir hapishane gezegeni inşa etmek için dijital kimlik ve yapay zekâ ile birlikte CBDC’leri (Merkez Bankası Dijital Para Birimi)  kullanacaklarını söylüyor.

 “Hala tüm bunlara komplo teorisi diyorsanız, dünyada ve ülkemizde gelir dağılımının nasıl bozulduğunu ve roket hızıyla nasıl bozulmakta olduğunu rakamlarıyla görebilirsiniz. Zengin ultra zenginleşirken fakir açlığa doğru yuvarlanıyor.”

Ben bir ilave yapayım Rusya, Hindistan ve Çin’in devasa boyutlarda buğday stokladığı ve ihracatını yasakladığı haberleri her gün dünya basınında yer alıyor.

Yorum sizin. Dünya nereye gidiyor? Daha doğrusu insanlık nereye gidiyor?