Büyükerşen; “Ayşe Ünlüce’yi aday göstermem, sadece bir isim tercihi değil; partinin bütünlüğünü korumak için verilmiş stratejik bir karardı…”

“Ayşe Ünlüce’yi aday göstermem, sadece bir isim tercihi değil; partinin bütünlüğünü korumak için verilmiş stratejik bir karardı” diyen Büyükerşen, Odunpazarı ve Tepebaşı belediye başkanları arasında yaşanabilecek bir rekabetin CHP’yi derinden sarsabileceğine dikkat çekti. Büyükerşen, “İkisi de yol arkadaşım, birini tercih etmek siyasi değerlerime yakışmazdı” sözleriyle kararının arkasında durduğunu vurguladı.

"PASAPORTSUZ AVRUPA ŞEHRİ" İLHAMIM OLDU

1999’da başladığınız başkanlık göreviniz, aralıksız tam 25 yıl sürdü. Bu uzun zaman zarfında Eskişehir’de neler değişti? Eskişehir’i dönüştürürken en büyük ilhamınız neydi?

Değerli gazeteci kardeşim Yılmaz Özdil’in tabiriyle “Pasaportsuz Gidilen Avrupa Şehri” benzetmesi benim ilhamımın en güzel sıfatıdır. Bu şehirde Avrupa düzeyinde bir yaşam kalitesi hedefledim.

EN BÜYÜK KIRILMA: CHP'NİN BÖLÜNME RİSKİYDİ

25 yıllık bu süreçte sizin için en büyük kırılma ne zaman yaşandı?

Benim aralıksız 25 yıl ( çeyrek asır ) Belediye Başkanlığımdan sonra, tekrar başkan adayı olmak istemeyişim üzerine, Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmak isteyen CHP’li iki çok başarılı ilçe; Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye başkanlarının aralarında bilinir şekildeki arzularının, CHP teşkilatını ikiye bölme tehlikesi ile benim her iki arkadaşımın arasında, birini diğerine tercih edemeyişim kırılma noktasıdır.

"KADINLARIN SÖZ SAHİBİ OLMASI GURUR VERİCİYDİ"

Görev süreniz boyunca sizi en çok zorlayan ama sonunda gurur duyduğunuz karar neydi?

Eskişehir’in tarihinde “Mal Hatun”dan sonra, Cumhuriyet döneminde ilk kez bir kadının şehirde söz sahibi olması kararımdır.

Bugün geriye dönüp baktığınızda Ayşe Ünlüce’yi aday göstererek doğru bir karar verdiğinizi düşünüyor musunuz?

Evet. Çok doğru olduğuna inanıyorum. Eğer böyle yapmamış olsaydım CHP Eskişehir’de ikiye bölünmüş olacaktı. İki merkez İlçe Belediye Başkanından ( yol arkadaşlarım ) birini ötekine tercih etmiş olacaktım ki, bu da bana yakışmayacak ve siyaseten değer yargılarımın sorgulanmasına yol açacaktı.

AYŞE ÜNLÜCE’YE GÜVENİYORUM

Ayşe Ünlüce ile kentin yönetimi ve geleceğine ilişkin plan ve projeleri konusunda fikir alışverişinde bulunuyor musunuz?

Evet.

Başkan Ünlüce 1 yılını tamamladı, bu 1 yılı nasıl değerlendirirsiniz?

Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal kaosa rağmen, Sayın Ünlüce’yi başarılı buluyorum. Kadrolarında gerekli ve bana göre şart olan düzenlemeleri yapabildikçe, daha da başarılı olacağına kuvvetle inanıyorum.

Ayşe Ünlüce’ye artık bilgi ve deneyimlerinizle danışmanlık ediyorsunuz. Bu görevi kabul etme nedeniniz neydi?

Geçmiş projelerimin devamı ve Eskişehir halkının yaşam mutluluğunun sürmesi için sermaye ortaklıklarına ve büyük projelere yol gösterici olabileceğimi düşündüm.

BELEDİYECİLİĞE DAİR ÜÇ TAVSİYE

Bugün bir belediye başkan adayı size danışsa, ona vereceğiniz ilk üç tavsiye ne olurdu?

1.         Merkezi hükümetten gelen bütçenin yetersizliğinden şikayet etmeyin, kaynak yaratmayı düşünün.

2.         Hayal gücünüze zaman ayırın.

3.         Projeler için farklı düşünmeye cesaret edin.

SİYASETE MESAFELİ AMA ESKİŞEHİR’E YAKIN

CHP’deki yeni görevinizle ilgili bir çalışma içinde misiniz? Bu konuda planlarınız var mı?

Maalesef, CHP içindeki siyasi gelişmeler bugün için bana herhangi bir imkân vermiyor.

19 Mart sonrası İstanbul’da yaşanan operasyonları ve tutuklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yanlış bir siyaset politikası olarak görüyorum.

SANAT VE KALKINMA İÇ İÇE YÜRÜMELİ

Şu anda belediyenin kültür sanat alanındaki faaliyetlerine odaklandığınızı biliyoruz. Bu kapsamda neler yaptınız ve yeni planlarınız var mı?

Eskişehir’de, endüstriyel kalkınmanın yalnız başına yeterli olmadığına, tüccardan ziyade esnaf çoğunluğu olan iş dünyasına hakimiyetinin sermaye birikimi ve ortak yatırımlara yönlenmesine ilişkin planlarım olduğunu söyleyebilirim.

“BAYATPAZARI’NIN YARAMAZ ÇOCUĞU, HÂLÂ DÜŞ KURUYOR"

Sanat, akademi ve şehircilik dışında ilgilendiğiniz, yeni keşfettiğiniz bir uğraşınız var mı?

İçimdeki yaramaz, Eskişehirli “ Bayatpazarının Çocuğu ”nun düşündüğü bir “sargı bezi” üretimi projesi var. Bu sergi bezi, kentin düşük oranlı sıcak sularının ki bazı akademisyenler, magma tabakasından gelen düşük emanlı radyasyon (tedavi edici) olduğu ve ileri ülkelerden Türkiye’ye gelen turist akademisyenlerin bana söylediğine göre, kaplıca bölgelerindeki hamamların atık suyunun yol açtığı çamuru vücutlarına sürmek ve çamur üzerlerinde iken bir iki saat güneşlenmelerinin cilde ve bazı ağrılı hastalıklara iyi geldiği inancı vardır. Eğer tıpçı ve kimyacı akademisyenler bu konuda bir çalışma yaparlarsa kaplıca sularından yapılan çamurları, ortopedistlerin kullandığı alçılı sargılar gibi, sargı bezlerine sürüp steril bir poşet içinde eczanelerde satılabilir. Bunları alan romatizmalılar poşeti sıcak suya batırıp ağrılı yere sararlarsa kaplıcalara gitmeden de düşük emanlı çamurun evde sağlık aracı gibi kullanabilmesi mümkün olabilir diye düşünenler var. Denemeye değmez mi?

Kurtuluş Pazar Yeri ihalesi sonuçlandı
Kurtuluş Pazar Yeri ihalesi sonuçlandı
İçeriği Görüntüle

YAZILI MİRAS YOLDA

Kitap yazmayı veya anılarınızı kaleme almayı düşünüyor musunuz?

Bugüne kadar “ Zamanı Durduran Saat ” isimli nehir söyleşisi tarzındaki kitapta yazılanlar ile benim dışımda basılan kitaplarda anlattıklarından ya da o kitaplarda yazarların anlattıkları dışında, kaleme alınıp da henüz basılma aşamasında olan kitapların varlığından haberim var. Bunların bazıları önemli kimselerin ve öğrencilerimin imzasını taşıyor. Ben de neler yazdıklarını merak ediyorum. Yayınlanıp satışa çıkarıldığında, hep beraber haberdar olacağız.