Efendim Cumhurbaşkanlığı seçimi bitti.

CHP ve MHP ile Sayın İhsanoğlu’nu aday gösterenler ‘çatı’dan düştüler.

En çok ses CHP’den ses geldi..

Zaten yıllardır CHP’den hep ses gelir, görüntü olmazdı…

Azıcık görüntüye benzer bir şeyler çıksın, hani karıncalaşsın, hemen bizim aslan sosyaldemokratlar, demokratlar, öyle bir heyecanlanırlar ki…

Heyecandan kıpırdayamazlar..

Ne işçinin, ne memurun, köylünün, çiftçinin, esnafın, emeklinin, dul ve yetimlerinin yanında olamazlar.

Kadın cinayetleri protestoları olur, işçi, öğrenci eylemleri, halk tepkilidir…

CHP’liler heyecandan kıpırdayamazlar…

Görüntüyü göremedikleri için kendi aralarında hep ses çıkarırlar…

Neyse efendim, biz gelelim son ‘ses’e…

Ulusalcılar, CHP’liler, sosyal demokrat, demokratlar, demokratik solcular yani aynı çizgisinin yolcuları, “Efendim, Kılıçdaroğlu gitmeli, istifa etmeli…”

Bu sesler hiç bitmez…

Bu “aynı çizgisinin yolcuları”nı sakın ‘solcu’ diye düşünmeyin…

CHP hiçbir zaman solcu olmamıştır.

CHP’nin çizgisi, kapitalizmin, bu sistemin yolunda ‘yolun solunda gitmeye çalışan’ bir partidir.

Sol, solcu olmak başkadır. Onlar sosyalizm savunurlar ve o yoldan giderler.

Yine gelelim, Kılıçdaroğlu istifa etsin diyenlere..

Kardeşim, sen önce kendine şu soruyu sor?

“CHP nerede?

CHP sosyal demokrat mı, demokrat mı, muhafazakar mı, liberal mı?

Yıllardır hak, demokrasi, emek, insan hakları, barış gibi konularda eylemler yapan kitlelerin neden yanında olmadı?

Partin ortada yokken, sen neredeydin?”

Önce bunları ve buna benzer soruları yanıtla ondan sonra ‘o gitsin, bu gelsin’ deme hakkın olsun..

Bir de bu iş ‘o kişi veya bu kişi’ ile olmayacağını öğrenirsin.

Parti programının ve uyguladığın programlar belirler senin ne olduğunu…

Yani sevgili kardeşim, önce sen ne olduğunu bir öğren gerisi kolay inan…