Eskişehirli Uzman Klinik Psikolog Aslı Özsoy Yücesan, depremzede çocuklara vinç, ambulans, polis ve lego gibi oyuncaklarının gönderilmesinde problem olmadığını belirterek, hayatın içinde olan ve gerçeği yansıtan her türlü oyuncağın çocuklara gönderilebileceğini belirtti.

Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler 10 ilde büyük yıkıma neden oldu. Afet bölgesinde arama kurtarma çalışmaları yoğun bir şekilde devam ederken, kazazedeler için tüm Türkiye seferber oldu. Deprem felaketinin yaraları sarılmaya çalışırken, depremzede çocukların hayatın olağan akışına katılabilmesi için çeşitli illerin belediyeleri oyun, oyuncak ve kitap kampanyaları düzenlenmeye başladı. Çocuklara oyuncak gönderirken dikkat edilmesi gerekenleri vurgulayan Uzm. Kl. Psk. Aslı Özsoy Yücesan,” Aslında şu anki travmatik durumlarında da bu oyuncaklarla oynaması kendilerini dışa vurumunu yani düşüncelerini ve duygularını aktarma biçimidir. Bu yüzden gerçeği yansıtan tüm oyuncaklar gidebilir” dedi.

Depremden etilenmiş çocuklara; vinç, ambulans, polis, lego oyuncakları gönderilebilir

Uzm. Kl. Psk. Aslı Özsoy Yücesan, çocuğun dilinin oyun olduğunu söyleyerek, hayatın içinde olan ve gerçeği yansıtan her türlü oyuncağın depremzedelere gönderilebileceğini belirtti. Depremden etkilenmiş çocuklara ambulans, vinç, asker, polis, lego gibi oyuncakların gönderilmesinde hiçbir problemin olmadığını ifade eden Yücesan, “Bunda herhangi bir problem yoktur; ambulans, vinç, asker, polis, lego ile bir sürü bina yapıp yıkabilirler. Çocuklar tekrardan bozup yeniden inşa edebilir. Oyun hamurları ve boyama kitaplarını kullanabilirler çünkü resimlerle de bu şekilde anlatabilirler durumları. Peluş oyuncaklar genel olarak çocuklar geceleri yatarken zaten peluş oyuncaklarına sarılırlar ve bu bir güven hissi verir onlara. Bol bol peluş oyuncaklar gönderebilirler. Çocukların normalde aslında günlük rutinlerinde oynadığı bir polis aracı mesela ya da bir ambulans aracı hayatlarından alınmasına şu an gerek yok. Aslında şu anki durumlarında travmatik durumlarında da bu oyuncaklarla oynaması kendilerini dışa vurumunu yani düşüncelerini ve duygularını aktarma biçimidir. Bu yüzden gerçeği yansıtan tüm oyuncaklar gidebilir” şeklinde konuştu.

Kıyas veya karşılaştırmalı yazılar çocukları olumsuz etkileyebilir

Afet bölgesine gönderilen yazıların kıyas veya karşılaştırmalı yazıların içermemesi gerektiğinin önemini vurgulayan Yücesan, “Sadece oraya gönderirken oyuncakların içlerinde bazı notlar yazılı olabiliyor. O notlara böyle uzun uzun ailelerin yazdığı notlar değil de çocuklarımızın kendilerinin yaptığı resimleri koyulabilir. Uzun uzun ailelerin belki biz de şunları yaşadık biz de böyle etkilendik gibi kıyas veya karşılaştırmalı yazılar yazması oraya göndermesi çocukları olumsuz etkileyebilir. Ufak çocuklar zaten anlamayabilir o yüzden daha ufak çocuklarınız zaten kendi çizimlerini kendi ufak bir iki cümlelerini yazıp sadece gönderirlerse daha tatlı olur. Veya bir ufak çocuğun kendisinin ben de uzaktan senin yanındayım seni izliyorum sana destek olarak kendi oyuncağımı gönderiyorum gibi kısa notlar paylaşması daha etkili olabilir” ifadelerini kullandı.

Çadır kentlerde oyun grupları kuruyorlar

Gölcük depreminden sonra Psikologlar Derneği’nin travma birimi oluşturarak ülkemizde yaşanan her türlü afet ve krizle alakalı durumlarda aktif olarak görev aldığını altını çizen Yücesan,” Bundan sonrasındaki ilk deprem duyurusundan sonra da gene gönüllü psikolog çağrıları yapıldı sahaya giden bir sürü travma ve kriz afet birimimiz orada oldu. Hala daha oradalar ve şu anda orada oyun atölyeleri kuruluyor. Aynı zamanda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte olan psikososyal destekler ve gruplar oluşturuluyor. Uzaktan etkilenmiş olan çocukların da kullanabileceği oyun atölyeleri belediyelerle birlikte valiliklerle birlikte kurularak destek sağlanıyor. Pek çok yerde hastanelerde kliniklerde de ekstra gönüllü olan depremzedelere yardımcı olan psikologlar ve psikiyatristler bulunmakta. Bunların da kendi belediyelerinizde yani bulunduğunuz şehrin nerede olduğunu öğrenebilirsiniz. Gönderilen yerlerde çadır kentlerde daha çok oyun grupları kuruyorlar çünkü aynı zamanda çocukların sosyalliği birlikte oyun kurmaları dayanışma halinde olmaları daha etkili olduğu için oyuncakları hep beraber bir yerlere diziyorlardır. Onlarla serbest çağrışım dediğimiz oyuncakları dizip çocukların istediği şekilde oyun kurmalarını birlikte oynamalarını sağlatıyorlardır” diye konuştu.

Kaynak: iha