Bir önceki yazımda üniversitenin gündemini, mevcut süreçte yaşananlarını detaylı irdelemiştik.

Gerek şehirden gerekse üniversite bünyesinden her makam ve mevkiden pekçok tanıdık, bildik ile konuyu konuştuk.

Şaşırmadığım en net nokta hiçbir kimse söylediklerimin, iddialarımın aksini savunmadı yada niye bunları yazıyorsun demedi.

Aksine akademik ve idari kadrodan pekçok isim bizim söyleyemediklerimizi söylüyorsun diye teşekkür etti.

Devam edelim…

01/06/2022 günü yapılan üniversite yönetim kurulu toplantısında sayın üst yöneticinin talebiyle kurum dışından getirilen ve idari kadrolara liyakat dışı atanan tüm geçici görevlendirmeler asalete çevrildi.

Yani görev süresi 12 haziranda biten üst yönetici dışarıdan getirip atadıklarını garantiye aldı.

Etikmi değilmi cevabı siz verin.

Her ortamda söylendiğinden yazıyorum,  Bu atananlara kesinlikle asalet vermeyeceğim ben aday değilim gelen yeni üst yönetici asaletlerini versin dediklerini duymaktaydık..

Bunun üzerine sorayım, hayırdır sayın üstyönetici ne değişti?

Tabi bunun yanında itiraz ettiğimiz daire başkanlığına yapılan liyakat dışı atamayla ilgili eleştirimi belirtirken “üniversitenin en mahrem birimi olduğunu ve tüm çalışanların özlük dosyalarının birilerinin kontrol ve incelemesine açılacağını” aynen bu cümleyle yazmıştım.

Yanılmadım…

Konuyu tüm detayıyla yazayım ve son noktasında yorumu ve sonucunu sorumlusuna bırakayım diyorum.

Tam yetki süreci öncesinde yapılan bir kadro iptali var…

Bu tür uygulamalar genelde bir denetime takılan ya da hukuğun tespiti ve emri sonucu yapılan işlemlerdir.

Sizlere aktaracağım tamamen kişisel bir tercihin incelediği ve üst makamların yanıltıldığı bu icraat hesaplaşma kokan bir işlemdir.

Bahse konu işlemin mağduru arkadaş uzun yıllardır şube müdürü olarak üniversiteye hizmet vermekte ve başından bugüne Türk Eğitim Sen sendikası üyesidir.

Kuruma ön lisans mezunu olarak 1994 yılında gelmiş ve 2005 yılı görevde yükselme ünvan değişikliği yönetmeliği geçici 1. Maddesi olan “1999 yılı itibarıyla kurum kadrosunda olanların eğitim durumu bir üst olarak değerlendirilir” maddesi gereği yüksek okul sekreterliğine atanıyor.

Sonrasında şube müdürlüğüne geçiriliyor.

İşte bu durum ne hikmetse yeni atanan daire başkanının dikkatini çekiyor.

Tabi bu süreçte mağdur edilen arkadaş kendisi gibi yapılan teklif ve baskılara dayanamayıp sendika değiştiren diğer arkadaşlarına katılmayan yani dik duran bir arkadaş.

Böyle olunca liyakat abidesi yeni başkanın oluşturduğu işlemle  2014 yönetmeliğini baz alarak hızlı bir şekilde bahsettiğimiz şube müdürü görevden alınıp ayniyat saymanlığına düşürülüyor.

Türk Eğitim Sen sendikasının yapılan işlemin usülsüz olduğu itirazı daire başkanınca dışarıdan getirdiği şube müdürü tarafından “biz böyle yorumladık ve işlem yaptık “diye altsız astarsız bir söylemle cevaplanıyor ve  işlem devam ettiriliyor.

Tabi bu yapılırken üniversite hukuk müşavirliğinden görüş isteniyor ama 2014 yönetmeliği gösterilerek yine bir farklı uygulama yapılıyor.

Devamında mağdur şube müdürü arkadaşa üstyönetici imzasıyla görevde yükselme ünvan değişiliği yönetmeliğinin 7. Maddesi şartlarını sağlanmadığınız için ayniyat saymanlığına atandınız yazısı veriliyor.

Oysaki 7. Maddede ilgili kişinin şartları sağlamadığı bir tek madde yok, hepsini bitamam sağlıyor.

Konunun itirazı üst yönetime taşınıldığında ise, hakkını mahkemede arasın diyerek kapılar kapatılıyor.

Tabi bundan cesaret alan senaryo yazarları biz İtalyadaki temiz eller operasyonunu yapanlara benziyoruz diye kendilerini tanımladıklarını duymaktayız.

Eskişehirdeki yerel siyasetçilere ziyaretlerde bulunup Osmangaziyi temizliyoruz diye kendilerinden bir kahraman çıkarmanın çabasını devam ettirmekte oldukları söyleniyor.

Peki ben burada soruyorum bu mağdur Türk Eğitim Senli mahkemeyi kazanıp kazanılmış hakkını geri aldığında üst yönetici bu işlemi yapıp kendine imzalatanlardan hesap sorabilecekmi?

Bu noktada şunu açık ve net belirtiyorum: Üzerinde baskı kurulan, ekmekleriyle oynanan, merceğe alınan ve mağdur edilenlerin tamamı Türk Milliyetçisi ve Mustafa Kemal Atatürk Sevdalısı olmalarıdır Nokta.

Ben Osmangazi Üniversitesini ve haksızlıklara direnen arkadaşlarımın özlerini, genetiklerini çok iyi biliyorum.

Buradan irade sahiplerine sesleniyorum Eskişehirin bu üniversitesi tüm çalışanlarıyla mutsuz, kırgın, üzgün, olumsuz bir hava hakim  bilginize.

Eskişehirde, Eskişehirli kalın, gurur duyun ve hak hakkın sahibinin olacağı o günü bekleyin.