Klarnet, saksafon, cümbüş, santur… aklınıza gelebilecek birçok müzik aleti, farklı melodiler. Kendi müziğini yapan, müzikseverlere farklı tatlar sunan, tekdüzelikten olabildiğince uzak duran bir grup Ayrık Otu. 2013 yılının Ekim ayında kurulmuş olan grup İspanyolca'dan, Arnavutca'ya, Yunanca'dan Türkçe'ye yaşadığımız coğrafyanın etkilendiği farklı diyarlara götürüyor dinleyenleri.

Ersin Ercan (Emmi), Aykut Uykan, Deniz Perhan, Orçun Atilla, Ahmet Fırat Ölmez, Cevdet Berkay Yavuz ve Alev Akdemir’den oluşan Ayrık Otu grubu, popülerliğin dışına çıkarak Eskişehir’de yeni şeyler söylemenin daha ötesine geçmeyi başarmış bir gurup…

Grup üyelerinin müzikal geçmişlikleri ve tanışmışlıkları çok eskiye dayanıyor.  İnsanların hiç duymadıkları şarkıları kendi tarzlarıyla yorumlayıp, çok iyi bildikleri şarkıları da hiç dinlemedikleri şekilde çalıp, her kesimden dinleyici kitlesine hitap ediyor. Eskişehir’de 2 yıldır müzik yapan Ayrık otu, piyasaya hitap eden müzikler yapmadığı için zor da bir dinleyici kitlesi yakalıyor. Her yerde kolay kolay duyamayacağımız şarkıları seslendiriyorlar.

SOKAK BİZİM İÇİN BİR SAHNE

Grup üyelerinden Deniz Perhan, kalabalık bir grupla çok çeşitli enstrümanlar kullandıkları için insanların ilgisini çektiklerini dile getiriyor. Perhan, “Sokakta da çalıyoruz. Sokak bizim için bir sahne. Hem sokak hem sahne ikisi de bizim için keyifli. Ama sokakta ses dengesini oturtmanız gerekiyor. Tek sıkıntısı bu. Sokakta çaldığımız zaman çok daha fazla kitleye hitap etmiş oluyoruz5 yaşındaki çocuktan tutun, 70 yaşındaki dedeye kadar biz çaldığımız zaman çevremizdeki çemberde değişiyor. Herhalde seviyorlar ki dinliyorlar” diyor.

POPÜLER MÜZİK PİYASASININ İÇERİSİNDE BİZ SADECE BİR AYRIK OTU'YUZ

 “Neden ayrık otu sorusuna gelince bunun iki sebebi var” diyor Deniz Perhan ve Ayrık Otu isminin hikayesini şöyle anlatıyor:

“Deli deli olma filminde, Tarık Akan'ın söylediği Ayrık otu manisi var, biraz buradan geliyor. Öte yandan yaptığımız tarz sebebiyle, popüler müzik piyasasının içerisinde biz sadece bir Ayrık Otu'yuz. Gangnam sytlya gibi videolarımız hiç bir zaman milyonlar tarafından izlenmeyecek. Bunu biliyoruz ve bundan gocunmuyoruz. Son olarak Afşar Timuçin’in şair duyarlılığı isimli bir yazısı var, ordan bir alıntı yapacağım bu konu ile ilgili,

'Alkolün ya da entrikanın sağlayacağı güç kişiyi sanatçı yapmaya yetmeyecektir. Sanat alanında her zaman kötü satıcılar ve kötü alıcılar vardır. Bunlar yaratıcı düzeyinde de izleyici düzeyinde de bilincini estetik hazza ulaşma yönünde geliştirememiş kişilerdir. Sözde sanatçıların ürünlerini sözde izleyiciler tüketirler. Gerçek sanatçı da gerçek izleyici de az sayıdadır. Gerçek sanatçı kötü izleyiciye ters gelir. Gerçek izleyici de kötü sanatçıya ters gelir. Sanat alanında her yaratıcı kendi izleyicisini bulacaktır, kendine uygun izleyiciye kavuşacaktır. Sanatçıya göster izleyicini söyleyeyim ne olduğunu diyebiliriz. İyi sanat gerçek bir yetkin bilinçle gerçekleştirilmiş sanattır. Onu üretmek de tüketmek de zordur.' "

“AYRIK OTU HAYATIMIZIN BİR PARÇASI”

Grup üyeleri “Ayrık Otu bir müzik grubu olmaktan ziyade hayatımızın bir parçası” diyerek kendilerini ve Ayrık Otu’nu şu şekilde tanımlıyorlar:

Klarnet, Saksafon: Aykut Uykan, ilkokul yıllarında flüt ile başlayan müzik yaşamına bağlama, gitar, klarnet ve saksafon ile devam ediyor.  

Orçun Atilla (ud): Müziğe 13-14 yaşlarında bağlamayla başladım bir süre sonra enstrüman anlamında bir arayışta hissettim kendimi ve farklı farklı enstrümanlarla ilgilenmeye başladım. Şu an farklı projelerde  gitar, cümbüş, perküsyon çalıyorum. Ayrık Otu'na da udumla eşlik ediyorum

Alev Akdemir (vokal):  Üç sene Ankara ÇSM TRT radyosunda koristlik yaptım.  2 yıl Bilkent opera – şan bölümünde müzik eğitimi alıp, konservatuarın beklentilerimi karşılamadığını düşünüp ayrıldım.  Şuan Ayrık Otu’na sesim ile eşlik ediyorum.

Ahmet Fırat Ölmez (peküsyon): Asıl mesleğim, MEB’de resim öğretmenliği. Hobi olarak başladığım vurmalı çalgılar, benim için büyük bir tutkuya dönüştü. 7 yıldır, vurmalılar üzerine çalışıp, Ayrık Otu’nun ritmini tutuyorum.

Cevdet Berkay Yavuz (piyano): Müzik yeteneğim ilk olarak çocukluğumda blok flüt ile Mozart'ın 40. Senfoni'sini çaldığımda fark edildi. Ortaokul yıllarında müzik öğretmenimin desteğiyle Güzel Sanatlar Lisesi'ne hazırlandım ve Edirne Güzel Sanatlar Lisesi'ni kazandım. Lise yıllarımda gitar,piyano ve keman çaldım ve sesimi geliştirdim .Konservatuar için şan alanında hazırlandım ve Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera-Şan bölümünü kazandım .Şan alanındaki çalışmaları dışında piyanosunu da ilerletmeye çalıştım. Nihaband, Ayrık Otu ve Neo Vintage gruplarında bek vokal ve klavyeci olarak müzik yaşam sürmektedir.

Deniz Perhan (santur): Grubun kurucularından biriyim. Önce perkisyona, sonra da santura merak sardım.

Ersin Ercan (kontrbas): Çocuk yaşlarda müziğe ilgim olduğu keşfedildi ve ardından evdeki bağlamayla bir şeyler çalmaya başladım. Daha sonra babamın arkadaşının kursuna giderek nota ve bağlama eğitimi aldım. O yıllarda gitara heveslendim, evde kendi basıma çalmaya başladım. Sonrasında bas gitara ilgi duyarak bas gitarla çeşitli gruplarla sahne almaya başladım ve iyi gitmeyen sıkça değiştirdiğim üniversite hayatımda kontrbass la tanışıp çalmaya başladım. Müziğe bir süre ara verdikten sonra Ayrık Otu grubuyla yeniden müzik hayatıma başladım ve bu grup sıkı bir dostluğa dönüşüp, ev arkadaşlığına kadar uzandı. Aykut Uykan ve Deniz Perhan ile hem ev hem grup arkadaşı hem de bir lokma ekmeyi paylaşır oldum. Hayatlarımız ve Ayrık Otu aynı anda ilerlemekte. Nazım’ında dediği gibi, “bir tek yarın yanağını paylaşmıyoruz.”

Fazlasını merak edenler için, Ayrık Otu, 13 Mart Cuma Akşamı Kıraathane'de çalıyor. Konser, http://etnikmuzikradyo.caster.fm/ kanalından da canlı olarak yayınlanacak.