Kurban Bayramı öncesinde Eskişehir’in hayvancılık sektöründeki üreticisinin çok büyük zorluklar yaşadığını anlatan (ESDSYB) Eskişehir İli Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Gazi Küçükarslan, artık satacak kurbanlık kalmadığını, satılsa dahi halkın alım gücünün olmadığını söyledi.
Eskişehir’in son 1 yıl içinde Eskişehir hayvan popülasyonunun yüzde 25’nden fazlasını kaybettiğine dikkat çeken Küçükarslan, “Kurban Bayramı geliyor ama satacak kurbanlık yok, şu an fiyatlar durdu! Kurbanlık alan yok, 7 kişi danaya giriyordu şimdi o da kalmadı. Bir önceki yıl en azından umut vardı, insanlar direnebiliyordu, şimdi artık umut da kalmadı, satılamayan kurbanlıklar 1, 2 ay içinde bedavaya gider. Bu sektör 1 sene içinde komple biter!” diyerek çok acil çözüm bulunmazsa sektörün yok olacağını belirtti. Geçtiğimiz yıl 300 hayvanı ithal getirttiğini ancak bu hayvanların 90’ının rahminin olmadığını dolayısıyla gebe kalamadıklarını anlatan Küçükarslan, “Şimdi herkes eti ithal edeceğiz diye eleştiriyor, ama bilin ki yabancılar iyi hayvanları bize vermezler, artık başka ülkeler de hayvan satmıyor, bizim ihtiyacımız var kendimiz için üretiyoruz diyorlar. Etin kesiminin kilosu 100 lira bu vatandaş için yüksek ama bizim için çok az, çünkü maliyetler çok yüksek!” şeklinde konuştu.
ANA OLMAZSA DANA OLMAZ!
Özellikle pandemi sonrası gıdaya ulaşım pahalı ve zor olmuştur. Bir yandan artan dünya nüfusu, küresel ısınma, ekolojik şartların değişimi gibi unsurlar gıdaya ulaşımı olumsuz etkilediğini hatırlatan Küçükarslan, son 2 yılda yaşanan krizin maliyetlere nasıl yansıdığını şöyle anlattı: “Hayvancılık sektörü enflasyonun baskılayıcısı olarak görülmüş olup artan yem maliyetleri karşısında süt ve et fiyatlarında artış olmamıştır. Sektör için belirleyici süt/ kesif yem paritesi 2021 de süt 2,30 tl yem 3,00 tl (0,80) olarak gerçekleşmiştir. 2022 yılı başı süt 4,20 tl yem 4,70 (1,1) tl, son olarak süt 6,80 tl yem 6,80 (1)şeklinde gerçekleşmiştir. Son 6 ay içerisinde sektörde bir nebze fiyat artışı gerçekleşmiş olsa da, artan yem fiyatları sektörde rahatlamayı sağlayamamıştır. Mart-Nisan aylarında süt primi 1 Tl olarak açıklanmış olup 15 Mayıs ayından geçerli olmak üzere fiyatlar 20 kr düşmüştür.
YEM FİYATLARI İNMELİ
Hayvancılık sektöründe girdi fiyatları içerisindeki yemin önemli bir yer tuttuğunu belirten Başkan, “Kaba yem bir işletmenin karlılığını belirleyen en önemli kriterdir. Tohuma, gübreye, mazota, elektriğe, ilaca gelen zamlar ile üreticinin maliyetlerini aşağıya çekme gibi bir şansı kalmamıştır. Hayvancılık işletmelerinin geleceği olan düve yetiştiriciliği maliyetleri de doğal olarak artmıştır. İşletmeler artan maliyetler karşısında damızlık hayvanlarını kestirme yoluna gitmiştir. Ana olmasa dana olmaz prensibiyle önümüzdeki günlerde ete ve süte arzın azalması kaçınılmazdır. ESDSYB olarak artan süt fiyatları üreticimizi sevindirse de daha elimize süt parası geçmeden yem fiyatlarının artmasından rahatsızlık duymaktayız. Yem fiyatı artışı karşısında üreticiler olarak üretimi zor sürdürebilir durumdayız.” ifadelerini kullandı.
ÇÖZÜM BİR AN EVVEL
Bir an evvel çözüm istediklerini vurgulayan ESDSYB Başkanı Gazi Küçükarslan, yapılması acil önlemleri şöyle sıraladı: “Çiftçilere tarımsal faaliyetlerde kullanmak üzere KDV ve ÖTV’siz yakıt verilmesi, tarımsal sulamada ve hayvancılıkta kullanılan elektriğe indirim yapılması, hayvan varlığına göre yemde çuval başına destekleme yapılması, yem ham maddesi satışı konusunda direkt birlikler üzerinden hammadde temini ve satışını gerçekleştirmek üzere bir sistemin oluşturulması, TMO üzerinden ucuz arpa mısır satışına devam edilmesi, buzağı desteklemesinde uygulanan üreme parametresi kriterinin kaldırılması, buzağı ve süt primi desteklemelerinin arttırılması, yıl içinde desteklerin en kısa zamanda ödenmesi veya hak ediş ödemeleri karşılığında yetiştiriciye avans verilmesi, hastalıklarla mücadelede ve verimin artırılmasının vazgeçilmezi olan suni tohumlamaya hayvan başı destek ödemesi yapılması, damızlık gebe düve yetiştiriciliğin teşviki için gebe düve alımlarında sertifikalı hayvanlara ez az yüzde 25 destek ödenmesi ve aile işletmeciliğinin teşvik edilmesi de önem arz etmektedir. Bugünden acil önlemler alınmaz ise bunun bedelini ileriki yıllarda daha acı bir reçete ile ödemek durumunda kalınacağı muhakkaktır.”