Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, haber büromuzu (esgazete,com) ziyaret etti.
Kısa süre içinde tüm Eskişehirlilere kendisini sevdiren Ünlüce, içten konuşmaları hemen size güven veriyor, yönelttiğiniz tüm soruları samimiyetle yanıtlıyor. İlk karşılaştığınızda zaten gülümseyen yüzü (ben bu gülümsemeyi, anne gülümsemesi olarak yorumluyorum) sizi bir insan sıcaklığı ile kucaklıyor. Klasik politikacının yüzü gibi değil..
Sayın Ünlüce, sürekli halkın içinde. Şehirde caddelerde, pazarda, marketlerde, ilçelerde, köylerde mahallelerde kadınlarla iç içe. Özellikle kadınların ilgisi büyük.
Bu ilgi; sivil haklar hareketinin öncü isimlerinden şair yazar ve yönetmen Maya Engelou'nun kadınlara verdiği öğütlerden bir tanesini aklıma getirdi:
“Bir kadın, ne zaman kendi sesini duyurmak için ayağa kalksa, planlamamış bile olsa, tüm kadınlar için de ayağa kalkmış olur.”
Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce ile seçimler, ülke ve şehir sorunları hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Başlattıkları ve devam eden projelerini anlattı. Yeni başlayacak projeleri detaylı anlatmadı ama ‘ana başlıkları’ söyleyince bu projelerin Eskişehir ve hemşireler için ne kadar yararlı olacağını hissettirdi. Yani bu yeni projeler inanın ‘ses’ getirecek, diğer illere de ‘örnek’ olacak çalışmalar.
Sayın Ünlüce sohbet ederken ‘Şehrin hakkı’ndan söz etti. Bu tümce beni yıllar öncesine götürdü. Genel ve yerel iktidarlar, “Eskişehir’in hakkı”nı verdiler mi? Yoksa bu şehrin hakkını mı yedi?
Ben 1978 yılında mesleğe başladığımda Eskişehir, ekonomi ve sanayi açısından Türkiye’nin 6. şehri idi. Devlet Demiryolları, Lokomotifi Fabrikaları, Şeker Fabrikası, Sümerbank gibi işletmeler, hem ülkenin hem de şehrin ekonomisine büyük katkıda bulunuyordu. Bu fabrikalarda on binlerce insan çalışıyordu. Demiryolları fabrikasının işbaşı düdüğünün sesi unutulur mu? Sabahın ilk ışıklarında bisikletleriyle işlerine giden işçiler.... Karayolları ve demiryolunun Anadolu’ya bağlanan kavşağı olarak yorumlanırdı Eskişehir’di.
Yıllar geçti, Eskişehir’e büyük yatırımlar yapılmadı. Yıllardan beri yazıp çizdik, Eskişehir’e devlet veya özel girişimcilerle fabrikalar kurulmasını istedik. Her genel seçimde siyasi partiler, iktidar parti milletvekilleri ‘yatırım’ sözü verdiler ama büyük sanayi anlamında yatırımlar gelmedi. Eskişehir’e gelmesi beklenen otomobil fabrikaları diğer illere gitti. Diğer illerin milletvekilleri ‘kulisleri’ ile yatırımlarını kendi şehirlerine yönelttiler.
Eskişehir’in çevre yolları yok. Çevre yolu diye bildiğimiz o yollar Eskişehir’in içinde kaldılar, şehir içi büyük caddeleri oldular. Yıllar geçti iktidar çevre yollarının yapılması için girişimde bulunmadı. İktidar partisi milletvekilleri ağırlıklarını koyamadılar. Seyitgazi’yi çevre illere bağlayacak yollar yapılmadı. Ölümlü kazalar nedeniyle ‘ölüm yolu’ adı verildi. Kütahya’nın Afyon’un çevre yollarına baktığınızda aramızdaki farkı görüyorsunuz zaten.
1970-1980 yılları arasında ekonomik ve sanayi açısından Türkiye’nin 6. ili olan Eskişehir şimdi plakası olan (26) numarasını da geçti, belki 40’lara kadar geriledik.
Büyükşehir Belediyesi elektrikli otobüsler alımı için hükümete başvuruda bulunmuş. Otobüs alımları için Büyükşehir Belediyesi krediyi kendisi dışarıdan temin etmiş. Ancak otobüs alımları dosyasının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanması bekleniyor. AK Parti milletvekilleri belki bu işe el atabilirler ve otobüslerin bir an önce alınması sağlanabilir. Krediyi zaten Büyükşehir Belediyesi bulmuş.
Dünden bugüne baktığımızda siyasiler, ilin öncüleri, yöneticileri Eskişehir’in ve burada yaşayanların haklarını elde edememişler, haklarını savunmamışlar.
Bu şehrin hakkını alma konusunda Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce ise iddialı. Bizler de bu konuda Ünlüce ile birlikte mücadele edeceğiz.
Eskişehir'in hakkını alacağız.