"1 Mayıs’ta tüm üyelerimizi, tüm meslektaşlarımızı; işçilerin meydanlarına, alanlara çağırıyoruz.
Tüm seçmenler gibi biz gazeteciler de tarihsel bir yol ayrımındayız.
Bizler bir yandan halkın haber alma hakkı için asgari ücret karşılığında, 7/24 hizmet etmeye çalışırken; diğer yandan özgür bir medyanın hayalini kuruyoruz. Bizlerle birlikte tüm seçmenlerin, tüm yöneticilerin, ülkeyi yönetmeye aday olanların, muhalefete hazırlananların bu hayale ortak olmasını istiyoruz. Bunun için herkesi 1 Mayıs’a çağırıyoruz.
Gerçek ve doğru haberi, halka özgürce aktarmak için çabalarken; şiddete maruz kalmadığımız, gözaltına alınmadığımız, iddianamelerin unsuru olmadığımız bir ülke istiyoruz. Tüm karar alıcılara ve karar almaya aday olanlara bunu bir kez daha duyurmak için tüm üyelerimizi ve tüm meslektaşlarımızı 1 Mayıs’a çağırıyoruz.
Adliye koridorlarında sadece haber almak ve haber vermek için olmak istiyoruz. Gazetecinin yerinin sorgu tutanakları, iddianameler, nezarethaneler, hapishaneler olmadığı bir Türkiye istiyoruz. Gazetecinin işinin sadece ve sadece haber olduğunu bir kez daha haykırmak için tüm üyelerimizi ve tüm meslektaşlarımızı 1 Mayıs’a çağırıyoruz.
Asgari yaşam koşullarımızı kurmanın ve korumanın, bunun için sendikal mücadelemizin engellenmemesinin sadece bizim için değil, haberin kendisi için bir şart olduğunu herkese, 14 Mayıs seçimlerine iktidar iddiası ile giren herkese hatırlatmak için tüm üyelerimizi ve tüm meslektaşlarımızı 1 Mayıs’a çağırıyoruz.
Sandıktan iktidar ve muhalefet olarak çıkmaya aday tüm siyasetçilere, tüm karar alıcılara; gazeteciliğin suç olmadığını, herkesin bir gün doğru habere ihtiyacı olacağını bir kez daha anımsatmak için tüm üyelerimizi ve tüm meslektaşlarımızı 1 Mayıs’a çağırıyoruz…"