Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Eskişehir Şube Başkanı Fadime Arslan, Türkiye’de üniversitelerin tarihinin en ağır kuşatması altında olduğunu belirterek mevcut yükseköğretim sistemini ve iktidarın politikalarını sert sözlerle eleştirdi. Arslan, akademik özgürlüklerin yok sayıldığını, liyakatin yerini yandaşlığın aldığını ve üniversitelerin bilimden uzaklaştırıldığını ifade etti.
“Üniversiteler bilim değil, rant üretiyor”
Arslan, “Üniversitelerimiz bilim değil, rant üreten kurumlara dönüştürülüyor. Akademik liyakat yerine yandaşlık, özgür düşünce yerine itaat dayatılıyor. Üniversiteler apartman dairelerine sıkıştırılmış durumda” dedi. Akademik kadroların bilimsel başarıya göre değil, siyasi yakınlığa göre belirlendiğini belirten Arslan, gençlerin nitelikli eğitim hakkından, akademisyenlerin ise özgürce bilim üretme ortamından mahrum bırakıldığını söyledi.
YÖK eleştirisi: “Bilimin önünde 44 yıllık bir engel”
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) 12 Eylül darbesinin ürünü olduğunu hatırlatan Arslan, “YÖK, bugüne kadar sayısız akademisyeni susturdu, üniversitelerin ruhunu boğdu. Avrupa Üniversiteler Birliği 2024 raporuna göre Türkiye, akademik özerklik açısından 35 ülke arasında son sırada” ifadelerini kullandı.
“Rektör atamaları anayasal düzeni ihlal ediyor”
Arslan, Cumhurbaşkanı’nın rektör atamalarındaki yetkisine de dikkat çekerek, “Anayasa Mahkemesi rektör atamalarını iptal etti ama bu karar tanınmadı. Üstüne 56 üniversiteye anayasa dışı atama yapıldı. Bu sadece bir anayasa ihlali değil, üniversite özerkliğine de açık bir saldırıdır” dedi.
“Üniversiteler siyasallaştı, gençlik baskı altında”
Öğrencilerin demokratik haklarının yok sayıldığını ve cezalandırıldığını vurgulayan Arslan, “Hak arayan öğrenciler soruşturmalara uğruyor, yurtlardan uzaklaştırılıyor, tutuklanıyor. Kampüslere polis sokulması normalleştirildi. Bu kabul edilemez. AKP iktidarı, kendisine boyun eğmeyen gençliği adeta düşman gibi görüyor” diye konuştu.
Bütçe eleştirisi: “Bilime değil itaate yatırım yapılıyor”
Devlet üniverselerine 2025 yılı için ayrılan 487 milyar TL’lik bütçeye karşın Diyanet’e ayrılan 130 milyar TL’lik bütçeyi örnek gösteren Arslan, “Üniversitelerimiz kütüphane, laboratuvar, yurt ve kampüs imkânları açısından yetersiz. Bilime değil itaate yatırım yapılıyor” dedi.
“Diplomalar yurtdışında geçersiz kalabilir” uyarısı
URAP sıralamasında ilk 1000’e giren Türk üniversitesi sayısının 2016’da 18’den 2023’te 9’a düştüğünü hatırlatan Arslan, bu gidişatın devam etmesi halinde Türk diplomalarının yurtdışında geçerliliğini yitirebileceği uyarısında bulundu.
İdari personel de mağdur
Üniversitelerde çalışan idari ve teknik personelin de ağır çalışma koşullarına maruz kaldığını ifade eden Arslan, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının düzenli yapılmadığını ve mülakat sisteminin ayrımcılığa yol açtığını belirtti.
“YÖK kaldırılmalı, üniversiteler özerkleştirilmeli”
Üniversitelerin kurtuluşunun bilimsel, demokratik ve özerk bir yapıya kavuşmasından geçtiğini belirten Arslan son olarak, “YÖK kaldırılmalı, üniversiteler siyasi otoritelerden bağımsız hale getirilmelidir. Akademik ve idari personelin özlük hakları iyileştirilmeli, bilimsel özgürlükler güvence altına alınmalıdır. Üniversitelerimizi kurtarmak için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.





