Uganda Makarere Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada BM’yi eleştirerek, " Dünya 5 daimi ülkenin iki dudağının arasına mahkum edilemez. Birinci Dünya Savaşı’nın şartlarında yapılanmış bir tabloyu halan bugün insanlığa dayatamazsın" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Uganda Makarere Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Kampala’daki temasları kapsamında Uganda Makarere Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi. Erdoğan, törende yaptığı konuşmada Türkiye ile Uganda ilişkilerinde son dönemde ivme yakalandığını kaydederek, ticaret hacminin düşük olduğunu ve bu ticaret hacminin arttırılacağını belirtti. Karşılıklı büyükelçiliklerin açıldığını ifade eden Erdoğan, iş adamlarının Uganda’ya gelmeleri için teşvik edildiğini belirtti. Göreve başladığı dönemde Türkiye’nin Afrika ülkelerinin 12’sinde büyükelçiliğinin bulunduğunu, şu anda ise 39 büyükelçiliğinin bulunduğunu belirten Erdoğan, hedefin 54 Afrika ülkesinin tamamında büyükelçilik açılması olduğunu söyledi. 115 iş adamı ile bir araya geldiğini belirten Erdoğan, Türkiye’de onlarca Ugandalı öğrenci bulunduğunu kaydetti.2005 yılının Türkiye’de “Afrika Yılı” ilan edilmesiyle iki ülke arasındaki ilişkilerin ivme kazandığını belirten Erdoğan, “Gelişmekte olan ülkelerle G-20 ülkeleri arasındaki ilişkileri güçlendirmek en temel önceliklerimizden birisi oldu. Bu çabaların odağında hiç şüphesiz Afrika ülkeleri yer alıyordu. Bilindiği gibi ülkelerindeki çatışmalardan kaçarak sınırlarımıza gelen 3 milyon Suriyeli’ye kucak açtık” dedi.“HAKLI OLANIN GÜÇLÜ OLDUĞU BİR DÜNYADA HUKUK TECELLİ EDER”“Biz bunlara dikenli tellerle duvarlar örmedik” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:“Niye Türkiye’ye geliyorsunuz demedik. Onlar varil bombalardan kaçıyordu, o bombalardan kaçan insanlara kapılarımızı kapatamazdık. Biz Ege Denizi’nde boğulmayla karşı karşıya olan 100 bin aşkın mülteciyi sahil güvenlik botlarımızla denizden kurtardık. Birileri de maalesef botların içinde olanların botlarını delerek onların boğulmasına fırsat tanıdı. Biz veren el olacağız, alan el olmayacağız. Şuanda dünyada az gelişmiş ülkelere destek noktasında birinci sırada ABD, ikinci sırada Türkiye, üçüncü sırada İngiltere var. Fakat milli gelire oranla baktığımız zaman birinci sırada Türkiye, ikinci sırada ABD, üçüncü sırada İngiltere var. Biz bu yoldan yürümeye devam edeceğiz. Fakat bugün siz değerli hocalarımın karşısında, öğrencilerin karşısında bir kez daha söyleyeceğiz. Biz diyoruz ki dünya 5’ten büyüktür. Hukuk alanında fahri doktora alıyorum ya öyleyse insanlar arası hukukun, ülkeler arası hukukun gereğini Uganda’dan haykırmamız lazım. Dünya 5 daimi ülkenin iki dudağının arasına mahkum edilemez. Birinci Dünya Savaşı’nın şartlarında yapılanmış bir tabloyu halan bugün insanlığa dayatamazsın. Suriye eğer problemini çözemiyorsa daimi üyelerden biri ya da iki tanesi hayır diyor ve olmuyor. Geçici üyelerin hiçbir kıymeti yoktur. Biz de diyoruz ki Afrika’dan daimi üyelerin arasında bir tane var mı? Yok. 1 milyar 700 milyon Müslüman’ın olduğu dünyada bir tane halkı Müslüman olan ülke var mı? Yok. Bu nasıl adalet, bu nasıl hukuk? Böyle hukuk olabilir mi? Şu andaki tablo neyi gösteriyor biliyor musunuz? Güçlü olanın haklı olduğu dünyada hukuk tecelli etmez. Haklı olanın güçlü olduğu bir dünyada hukuk tecelli eder. Bunun arayışı içindeyiz. Bunu söylediğimiz için birileri rahatsız oluyor. O zaman bizim adımız ne oluyor biliyor musunuz? Diktatör. Niye bunları söylüyoruz diye. Bunları söylemeye devam edeceğiz. Dünyadaki hangi görsel, yazılı medya gruplarının bize saldırdığını çok iyi biliyoruz. Her platformda yaşanan çarpıklıklar konusundaki itirazlarımızı dile getirdik. Ve reform taleplerimizi ifade etmeyi sürdüreceğiz.”(İHA)