Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, bazı büyük kamu kuruluşlarının Varlık Fonuna devrine ilişkin olarak, "Ülke ekonomisinin kendi ayakları üzerinde durabilecek, olası birtakım ekonomik salvolara karşı kendisini koruyabilecek daha dinamik bir yapıya kavuşması öngörülmektedir" dedi.Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında Çankaya Köşkü’nde toplanan Bakanlar Kurulunun gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Çanakkale’de meydana gelen deprem sonucu zarar gören vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileten Kurtulmuş, vatandaşların her türlü zarar ve ziyanının giderilmesine ilişkin olarak ilgili birimlerin çalıştığını ifade etti. Bugünkü toplantıda TÜBİTAK reformu ve Türkiye’de teknoloji yönetiminde yapılması düşünülen yapısal dönüşümlere ilişkin sunumun Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü tarafından yapıldığını anlatan Kurtulmuş, Türkiye’nin katma değer zincirinde daha yukarılara çıkmasının Türkiye’nin önceliğinin olduğunu kaydetti. Teknolojinin üretilmesinde bilim, teknoloji ve sanayi tarafının olduğunu anlatan Kurtulmuş, üniversiteler, özel sektör ve kamu kurum kuruluşlarının birlikte bulunduğu bir alan olduğunu dile getirdi. Üretilen bilimin teknoloji ve katma değeri yüksek ürünlere dönüşeceğini kaydeden Kurtulmuş, bu çerçevede Türkiye’nin şuandaki pozisyonunun istenilen bir durum olmadığını, Türkiye’de hem Ar-Ge hem dünya üniversiteleri sıralamasında hem de katma değeri yüksek ürünler arasında olma bakımından istenilen seviyede olunmadığını bildirdi.İlk 500 üniversitede Türkiye’den 4 üniversitenin olmasının kabul edilebilir olmadığını anlatan Kurtulmuş, özel sektörün Ar-Ge çalışmalarında yüzde 50, üniversitelerin yüzde 40, kamunun yüzde 10 paya sahip olduğuna dikkati çekerek, yeni bir teknoloji yönetim modeline ihtiyaç olduğunu söyledi. Kurtulmuş, "Bilim Sanayi ve Teknoloji Yüksek Kurulunun yapılan sunum çerçevesinde Bilim, Teknoloji ve Sanayi İcra Kuruluna dönüştürülmesinin, enstitülerin yönetiminin birleştirilerek zaman, eleman ve kaynak israfının önlenmesi, yeni bir yapı kurularak üniversitelerin daha etkin olarak Ar-Ge çalışmalarının içine sokulması, Ar-Ge çalışmaları ile ilgili kamunun yönlendirici ama esas olarak özel sektörün bu işi yükleneceği bir ortama Türkiye’nin gelmesi sağlanmaya çalışılmaktadır" dedi.KURUMLAR VE GELİRLER VERGİLERİNİ DÜZENLİ ÖDEYENLERE YÜZDE 5’E KADAR İNDİRİMVergilerle ilgili düzenlemelerin toplantıda ele alındığına dikkati çeken Kurtulmuş, "Vergisini geçmiş dönemlerde eksiksiz ve vaktinde ödeyen vatandaşlarımız için vergilerinde, kurumlar vergisi, gelirler vergisi vergilerinde yüzde 5’e kadar indirim yapabilecek bir uygulama konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi öngörülmüştür. Böylece, vakti zamanında vergisini ödeyen insanlarımız, girişimcilerimiz, şirketlerimiz, özellikle Türkiye ekonomisinin bel kemiğini oluşturan KOBİ’lerimiz vergi indirimlerinden yararlanmış olacaklardır. Öngörülen bir başka bir konu da, yabancılara konut satışında yeni teşvik ve kolaylıkların getirilmesidir. Bu konuda yeni teşvik ve kolaylıkların getirilmesi öngörülmektedir. Bu da Bakanlar Kurulunda olgunlaştırıldıktan sonra kararlaştırılacak ve uygulamaya başlanacaktır" ifadelerini kullandı.Kurtulmuş, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Bazı büyük kamu kuruluşlarının Varlık Fonu’na devredilmesiyle, hükümetin bununla amaçladığı nedir?" sorusuna Kurtulmuş, "Büyük kamu şirketlerinin daha etkin bir şekilde yürütülmesi ile ilgili niyet söz konusudur. Ayrıca, devletin elinde çok kuvvetli bir kaynak oluşması sağlanmaktadır. Böylece ülke ekonomisinin kendi ayakları üzerinde durabilecek, olası birtakım ekonomik salvolara karşı kendisini koruyabilecek daha dinamik bir yapıya kavuşması öngörülmektedir. Bu,Türkiye ekonomisinin kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması için etkin bir adım olacaktır. Bu kanaatle, niyetle bu adım atılmıştır" cevabını verdi.Savunma Sanayi Destekleme Fonundan 3 milyar liranın 3 aylığına Türkiye Varlık Fonu’na devredilmesine ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, "Kamunun elinde kuvvetli bir varlık fonunun oluşturulmasıdır. Türkiye ekonomisinin gücünü göstermek, dışarıdan müdahalelere karşı kuvvetlenmesini sağlamak için tabiri caizse garanti mahiyetinde olan bir fondur. Amaç, kullanımın aynı kaynakta toplanarak daha etkin kullanımını sağlayacak adımın atılmasıdır" dedi. "KAMPANYAMIZIN SLOGANI ’KARARIMIZ EVETTİR"Referanduma ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, "Bugün Türkiye, bir Suriye, bir Irak, Libya, Yemen olmadıysa bunun en temel sebeplerinin başında gelenlerinden birisi Türkiye’de sandığın ortada olmasıdır. Vatandaşlarımız darbe dönemlerinden sonra bile iş başındaki darbecileri hür iradeleriyle, sandıklarda verdikleri oylarla iş başından indirebilmişlerdir. Allah’tan ortada sandık var. Bizatihi bu referandum sandığının, bu halk oylaması sandığının ortada olması bile Türkiye’nin demokrasinin gücünü gösteren önemli bir göstergedir. Kimisi evet diyecek, kimisi hayır diyecek. Kampanya açık bir şekilde ortaya konacak. Herkes bu süreç içerisinde, kendi perspektifinden niye hayır veya evet dediğini ortaya koyacak. Bu bir parti seçimi değildir. Herhangi bir parti seçime giriyor değildir. Burada farklı partiler evet etrafında kanaatlerini belirtiliyor. Hayırda da aynı şekilde, herkes evet ya da hayır ne diyecekse onu kampanya sırasında açık bir şekilde ortaya koyacaktır. Bu yarış açık, şeffaf demokratik bir yarıştır. Bu olgunluk içinde bu kampanya yürütülecek. Biz, pozitif bir kampanya yürütüyoruz. Kampanyamızın sloganı, ’Kararımız evettir’. Yeni Türkiye, güçlü Türkiye, Türkiye’nin sorunlarını aşacağı etkin bir yürütme sisteminin kurulabilmesi için evettir. Biz, kampanya boyunca bu eveti anlatacağız. Halkımızın büyük bir çoğunluğunun evete destek vereceğini şimdiden görüyoruz. Nihayetinde de söz de karar da milletindir" şeklinde konuştu.ASTANA GÖRÜŞMELERİAstana görüşmelerinde gelinen aşamanın sorulması üzerine Kurtulmuş, "Astana süreci, Cenevre sürecinin alternatifi ya da rakibi değildir. Astana’da ortaya çıkmış olan bu müzakere ortamı, hiç şüphesiz Cenevre sürecini de etkileyecek. Biz, Türkiye olarak Cenevre sürecine de destek veriyoruz. Bizim amacımız, Astana, Cenevre nerede olduğu farketmez, bir an evvel barış görüşmelerinin tamamlanması ve Suriye halkının istediği adil ve kalıcı bir barışın ortaya konmasıdır" dedi.İncirlik Üssü’ne ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, "Almanların keşif uçuşları sırasında elde ettiği bilgilerin bir kısmını bizimle paylaştıklarını biliyoruz. Ancak, isteriz ki bu koalisyon güçleri ellerindeki bütün bilgileri tamamen bizimle paylaşsın. Biz de tamamen onlarla paylaşalım. Çünkü, sahada Türkiye silahlı mücadele veren neredeyse tek ülkedir. Hem DEAŞ’a karşı yoğun bir mücadele veriyoruz hem de aynı şekilde PYD, PKK unsurlarının Türkiye’ye zarar vermesini önleyecek her türlü girişimi yapmaya çalışıyoruz. Bizim müttefiklerimizden beklediğimiz, sadece DEAŞ’a karşı bilgi, bulguların ya da istihbaratın paylaşılması değil, aynı şekilde PYD, PKK unsurlarının da Türkiye’ye karşı hareketlenmeleri konusunda Türkiye’nin bilgilendirilmesidir. Son zamanlarda bilgi, istihbarat paylaşımında olumlu gelişmeler vardır ama bütün bilgilerin paylaşıldığı bir istihbarat paylaşımını da beklediğimizi ifade etmek isterim" şeklinde konuştu.FETÖ İLE MÜCADELEFETÖ ile mücadele kapsamında gözaltına alınan pilotlardan 180’inin tekrar görevlerine döndüğü yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Bir kişinin itirafçı olması demek o kişinin mahkeme sürecinde aklandığı anlamına gelmez. Dolayısıyla bu mahkeme süreçlerinin ilgili TSK personeli bakımından sonuçlanması beklenecektir. Gerekli adımlar atılır, mahkemeler sonucunda ortaya olumlu bir sonuç ortaya çıkarsa" diye konuştu.DEAŞ’A YÖNELİK OPERASYONLARKurtulmuş, DEAŞ’a yönelik operasyonlara ilişkin, "Biz, bütün terör örgütlerine diz çöktüreceğiz’ derken hamasi bir retorikle bunu söylemiyoruz. Bu terör örgütlerine mutlaka diz çöktürülmesi Türkiye’nin bekası için zorunludur. Eninde sonunda bütün terör örgütlerine diz çöktüreceğiz. DEAŞ’a, PKK’ya, FETÖ’ye karşı bütün operasyonlar yapılacak. Hem tedbirlerimizi alacağız hem de Türkiye’nin içerisinde bu örgütlere destek verenleri bulup çıkartıp bunları yargı önüne çıkartacağız. Son DEAŞ operasyonu da bu kapsamda yapılmış bir çalışmadır" ifadelerini kullandı.AHMET TÜRK’ÜN AÇIKLAMASIEski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün "Çözüm için diyalogdan başka bir seçenek yok" şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Bu açıklamanın birinci kısmını değerlendireyim. Yıllardır HDP’lilere şunu söylüyoruz, ’Halkın oylarıyla seçilmiş bir partinin parlamentoda varlığı Türkiye demokrasisi için bir imkandır’. Hep bunları söyledik ama dönün oy aldığınız halka ihanet eden, elinde silah bulunan, halka karşı silah kullanan, halkın yaşadığı şehirlerin sokakların içine bombaları yerleştiren terör örgütüne karşı durun, biz sizinle beraber değiliz, bu yaptıklarınızı asla tasvip etmiyoruz deyin, terörle aranıza mesafe koyun. Terörü lanetleyin. Ne yazık ki HDP’deki bazı milletvekilleri, siyasetçiler bunu yapamadılar ve terörle arasına mesafe koymak şöyle dursun sanki terör örgütünün bir yan koluymuş gibi hareket ettiler. Teröristlerin cenazelerine katıldılar. Terör örgütünün lojistik anlamda desteklenmesine katkıda bulundular. Biz, Sayın Türk’ün bu açıklamalarının çok daha yüksek sesle söylenmesinin faydalı olacağı kanaatindeyiz. Ama, maalesef çok geç olmuştur. Bundan sonra biz Türkiye’ye karşı, bölgedeki halkımıza karşı acımasızca bu şekilde terör faaliyetlerini sürdüren örgütün diz çöküp, bu terör faaliyetlerini yapamaz noktaya gelmesinden başka hiçbir imkan elimizde kalmamıştır" şeklinde konuştu.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 18 maddelik anayasa değişiklik paketinin tamamını onaylayacağına işaret eden Kurtulmuş, böylece referandumun tarihinin belli olacağını ifade etti. Varlık Fonu konusunda muhalefetin eleştirilerinin ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, "Daha etkin bir şekilde kuruluşların yönetimi sağlanacak. Bundan şüpheniz olmasın. Varlık Fonu’nun bizatihi kendisi milli bir kuruluştur. Milli ekonomiyi, ekonominin milli tarafını güçlendirmek için atılmış olan bir adımdır. Düyun-u Umumiye ise, ekonominin gayri milli olmasını sağlayacak bir amaçla atılmış bir adımdı. Yanlış, yersiz ve alakasız bir benzetmedir" diye konuştu. (Enise Vural / İHA)