İnsan birisine bu kadar yakın ve bu kadar uzak nasıl olabilir? Aynı anda hem hüzün, hem huzur nasıl yaşanır? Tüm bunları yaşattığın için mi özelsin ve güzelsin bu kadar?

 

Çok şey yükledim sana. Yordum, yoruyorum biliyorum. Zor zamanda geldin. Yorgun, mutsuz, huzursuz ve depresif olduğum anda. Bitmiş rüyalardı gördüğüm. Eskimiş plaklar gibi hışırdıyordu yüreğim. Tertemiz bir şarkı getirdin, yeni bir nağme dinlettin.

 

Şimdi oturmuş gecenin bir yerinde  hayatımıza kendiliğinden gelen şarkımızı dinliyorum. Seni ve beni anlatan şarkıyı. Özledim. Çok özledim seni. Gerçek seni. Duvarların ardına saklamadan kendini,  yasaklara boğmadan önceki sevgiyi. İlk bakışındaki sevdamı, yüzümdeki gülümsetmeni, koşulsuz sevişini özledim. Gözlerinin içinde kayboluşumu, o gözlerde gördüklerimi, her şeyini özledim. O kadar uzaksın ki.

 

Gidiyorsun biliyorum. Tüm hücrelerimde hissediyorum gidişini. Seni aradığım zamanlarda, bulamadığım anlarda bile bunca uzak değildin bana. Ulaşılır ulaşılmazlıklar yaşıyorum. Kim bilir belki de bu hayattaki randevumuz bu kadar. Sadece bu kısa an yaşatacak yüzyıllık aşkı. Belki başka hayatlarda bulup kaybedeceğiz birbirimizi. Yaşamlar arası takip edeceğiz aşkımızı. Kim bilir belki sonsuzu paylaşacağız seninle.

 

Gidiyorum diyeni durduramaz insan. Yola çıkanı durdurmak olmaz. Git gönlünce tüm iyilikler, güzellikler seninle gelsin. Şans hep yanında, yamacında olsun. Git şimdi ben sensizde severim seni. Umudum, umutsuzluğum, dertlerim sana dair. Tüm mutluluğum senden yana, yolun açık olsun sevdiğim.

 

Hayatıma gelişin muhteşem oldu, huzur ve hüzün verdi. Gidişin muhteşem olacak, hüzün ve aşk kalacak elimde. Senden kalan unutulmaz bir çiçek olacak, kardelen kalacak. Tüm aşkları tüm umutları taşıyacak kırılgan vücudunda. Buzda açamaya devam edecek aşkımız yaşadıkça.

 

Hırçın dalgalar ortasında kaybettiğim. Uğruma yanan, uğruna yandığım. Beklediğim sonsuzca, ait olduğumu bildiğim; savaşlardan, acılardan, kandan geçen aşkım. Yalnızlıkla güçlenenim, sevdiğim. Git korkma, şimdi git. Biz iki yalnız savaşçı, iki yalnız dağ kardeleni. Sensiz de güçlüyüm, seninle olduğum kadar.

 

Sen yalnızlıkla büyüyen, sonsuz orduları yöneten savaşçım. Tek ve kırık bir yürekle dünyaya karşı koyan son kabadayı. Bazen yorulan ,vazgeçen ama hep mağrur ve güçlü kalan. Git gene bulacaksın beni. Uç sonsuza, çırp kanatlarını. Ruhunu aç tüm güzelliklere. Korkma ben bıraktığın yerde bıraktığın gibi bekliyorum. Hep beklediğim gibi…

 

 Zamana, mekâna, asırlara meydan okuduk. Bana geç sana erken de olsa bulduk. Hep bulacağımız gibi. Her yeni yaşamda geleceğiz gene birbirimize. Bu masal böyle bitmemeli. Sevdam büyümeli ayrılıklarla, kavuşma anı yaklaştıkça arzular kavurmalı yüreklerimizi. Geldiğin gün muhteşem olmalı.

 

Ölüm melekleri sorarmış dünyada en çok neyi sevdin? diye. Sen olacak cevabım. İstediğim sen, umudum da sen. Yorma ve yorulma artık özgür bırakıyorum seni. Avuçlarımı açtım git. Yeni kavuşmalarımızın büyüsü için git. Benimle olacaksın, benim kalacaksın. Senin olacağım, senin kalacağım sonsuzca. Sevdiğim öbür yarım, kavuşup kavuşamadığım.  İki ayrı ve bir tekiz aslında. Her aynaya baktığımızda birbirimizi göreceğiz. Git şimdi… Huzur ve hüzün yaşatanım. Sevdiğim git.

 

                                                                            NURAY HAROZ BOLAK