Eskişehir’de yaşayan ve muhasebeci Filiz Şen, geçtiğimiz cumartesi günü İbrahim Karaoğlanoğlu Caddesi üzerindeki evine oğluyla geldi. Elindeki maliyeti 1 milyon TL olan evrakları apartman girişindeki asansörün yanında unutup markete gitti. Yarım saat sonra marketten dönen Şen ve oğlu evrakları yerinde bulamadı. Mağdur olan Şen, eşyasını alan şahıslara o evrakların işlerine yarayamayacağını söyleyerek geri getirmeleri için seslendi.

“Bir mükellefin maliyeti şu anda 300-400 bin lira”
Olayla alakalı konuşan 25 yıllık muhasebeci Filiz Şen, “Bu Cumartesi günü oğlumla birlikte evrakları aldım eve geldim. Bir 10 dakikalığına dosyalarımı asansörün yanına bıraktım. Oğlumla markete gittik. Şifreleri bilmeyen giremez buraya veya zile basan girebilir. Ya da bizi takip etmiş olan yapabilir diye düşünerek söylüyorum bunu. Geldim ve poşetler yok. İki tane poşette birisi bez poşet biri naylon poşet. İçerisinde resmi evraklarım, bilgisayarım, kırtasiye malzemelerim, iki dosya gitmiş. Bir de çocuğun abur cuburlarıyla bir de şapkası, bir de şarj cihazı vardı, telefonumun şarj cihazı vardı. Bir şey zannetti büyük ihtimalle onları, yok olmuş. Resmi evraklar yeni gelmişti mükelleften, evde işlemek için iki üç günümüz var. Belirli sürelerle bizim sıkıntılarımız oluyor. Bilgisayarlar sıkıntı yaşanıyor. Bu aralarda da enflasyonla alakalı olarak ek beyannamelerimiz geldi. Onlarla ilgili olduğu için evde çalışacağım diyerekten eve getirdim. Ve bunlar da zaten yeni geldiği için yedekleri olmayan evraklar, ilginç olan o. Bir mükellefin maliyeti şu anda 300-400 bin lira. Yani toplam bana maliyetiyle birlikte 1 milyona yakın zararım var. 1 ay meslek men cezası veriyorlar, 1 ay hapis kararı var. 1 ay ile 3 ay arasında değişiyor bu tabii ki. Onun kanıtlamamıza bağlı evrakların kaybolduğuna dair. Çünkü bu evrakı başkaları kendileri de yok edebiliyorlar, suiistimal olduğu için bunu önlemek için bu tür cezalar veriliyor bize. Ve 10 yıl saklamak zorundayız kendisi isteyene kadar” dedi.

“Onlar onun işine yaramaz”
Düşmanlarının olduğunu belirten Şen evrakları alan kişiye şöyle seslendi;
“Benim düşmanım olarak insanlar var. Onlar yaptı diye düşünüyoruz. Ama o anda da apartmana oğlumdan, benden başka giren görünmediği söyleniyor. Komşulardan kamera kayıtlarını istedik, ‘çalışmıyor kameralarımız’ dediler. Apartman sakinlerini tek tek gezdim, yanlışlıkla hani olur ya kendi evrakı zanneder, evrak değil de atılacak bir şey zanneder. Hani gördünüz mü diye tek tek sordum herkese, görmedik, duymadık, bilmedik dediler. Benim en büyük hatam buraya bırakmak. Ben hatamı kabul ediyorum. Ama En büyük sıkıntımız bizim apartmanımızda kameranın olmaması. Evrak sizin işinize yaramaz. Gerçekten sizin işinize yaramaz. Eğer vicdanlıysanız ne olur geri getirin. Çünkü onlar resmi kayıtlar. Onlar onun işine yaramaz. Bana bunu yapan kimse ne olur geri getirsin, yalvarıyorum. Söz veriyorum bütün şikâyetimi geri alacağım.”