Söyleşi: Şenay Yıldırım

Eskişehir’iuluslararası akademik bir marka haline getirmek…

Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Birimi’nin yeni dönemdeki yol haritasını, birimin kurucusu ve Uluslararası İlişkiler Birimi Koordinatörü Öğr. Gör. Dr. Zekiye Doğan ile konuştuk. 2003’te başladığı göreve 2025’te yeniden dönen Doğan hem geçmişteki başarıları hem de geleceğe dair projeleriyle üniversitenin uluslararasılaşma vizyonunu anlattı.

Hocam, Uluslararası İlişkiler Birimi’ndeki göreviniz nasıl başladı?

2003 yılında bu birimin kurucu koordinatörü olarak görevlendirildim. 2011’in sonuna kadar bu görevi sürdürdüm. O dönemde Erasmus değişim programları, ikili anlaşmalar ve tüm uluslararası çalışmaların başlangıcında yer aldım. Senin sevgili kardeşin Mithat Bilik ile birlikte iki kişi bir masada başladık. İlk yıl Türkiye’de en çok değişim yapan üçüncü üniversiteydik, ikinci yıl ikinci, üçüncü yıldan itibaren ise sürekli birinci olduk. O dönemde 5 yıl kadar Avrupa Erasmus Koordinatörler Birliği Başkan Yardımcılığı da yaptım. Derken öyle gerekti, görevden istifaen ayrıldım.

Görevden ayrıldıktan sonra nasıl bir yol izlediniz?

Bir süre İtalya’da CINECAadı verilen Üniversite Konsorsiyumunda Türkiye ve Ortadoğu Temsilciliği görevinde bulundum. Ardından YÖK’te Türk Üniversitelerinin Uluslararasılaşması konusunda Başkan Danışmanlığı, sonrasında Uluslararası Diploma Denklik Biriminin Revizyonu ve Reorganizasyonu konusunda danışmanlık yaptım. Denklik Birimi Yönetim Sistemini kurduk. Daha sonra üniversiteye kendi bölümümde ders vermek üzere geri döndüm, Uzaktan Eğitim alanında doktoramı tamamladım. Bu yıl başında Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel’in davetiyle de tekrar koordinatörlüğe döndüm.

Göreve döndüğünüzde birimde tablo nasıldı?

2011’de Erasmus programı kapsamında 600 öğrenci gönderip 300 öğrenci alıyorduk. 250 hoca gönderip 250 hoca getiriyorduk. Bugün bu rakamlar ciddi şekilde düşmüş. Örneğin bu sene Erasmus giden öğrenci için verilen hibe 129 öğrenciydi, biz bunu bir şekilde165’e çıkardık ama yine de 600’lerin çok gerisinde. Gelen öğrenci sayısı 300’lerden 30’a düşmüş durumda. Bu bizim için can sıkıcı bir tabloydu.

8 Ayda 8 Kita Anadolunun Yeni Uluslararasi Vizyonu 1

Erasmus programlarındaki anlaşmalar konusunda durum nedir?

Kaybettiğimiz ikili Erasmus anlaşmaları var; bu sayı 1200’lerden 350’lere düşmüş durumda. Bu sayıları artırmak ve gelen öğrenci sayısını yükseltmek istiyoruz. Bunun için ülke ve üniversite ziyaretleri yapmamız gerekiyor. Ayrıca öğretim elemanı değişimini ve ortak ders programlarını da artırmayı planlıyoruz.

Bu tabloyu değiştirmek için ilk adımlarınız ne oldu?

Öncelikle birim içindeki iş tanımlarını ve iş akışlarını yeniden düzenledik. Hem üniversite anlamında hem birim içerisinde kadromuz çok güçlü ama inisiyatif alma, sürece dahil olma konusunda eksiklikler vardı. Arkadaşlarımızı ve Fakültelerimizdeki hocalarımızı ve yönetim kadrolarımızı sürece dahil ederek beyin fırtınaları yaptık. Erasmus’un ötesine geçmemiz gerektiğini gördük. Malumunuz, artık üniversitelerin dünya sıralamasında en önemli kriterlerinden biri uluslararasılaşma. Ve Yusuf Hocamızın da desteğiyle olabildiğince çok fuara katıldık; bizi unutan kurumlar hatırlasın, yeni kurumlarla tanışalım, anlaşmalar yapabilelim diye. İlk 6 ayda 5 fuara katılmışız ve yüzlerce üniversite ile görüşmüşüz. Ne mutlu ki bu sayede sayısız yeni anlaşma imzaladık, süresi bitmiş eski anlaşmalarımızı yenilemek mümkün oldu.

8 Ayda 8 Kita Anadolunun Yeni Uluslararasi Vizyonu 3

“Hedefimiz Eskişehir’i uluslararası akademik bir marka haline getirmek.”

Hangi projeler öne çıktı?

Birincisi, “StudyAbroad” programları. Fakültelerimizi gezip kısa dönem yaz okulları için programlar hazırladık. İletişim, Güzel Sanatlar, Gastronomi, Turizm gibi alanlarda iki-üç haftalık eğitim paketleri oluşturduk ve bunları anlaşmalı üniversitelerimize sunuyoruz. Bu bir Erasmus değil ama gelen öğrenci sayımızı bir şekilde artıracak bir çalışma. Ayrıca üniversitemizin uluslararası arenada görünürlüğünü de artıracak bir program. İkincisi, yabancı öğretim elemanlarını üniversitemize çekmek. Bunun için ilk iş mevzuat taraması yaptık ve uzun süreli gelen akademisyenleri kabul edebilecek bir sistem oluşturduk. Bu orta ve uzun vadede sonuç verecek bir çalışma. Ancak sonuçta hem öğrencilerimize farklı bakış açıları kazandıracak hem de akademik yayınlara katkı sağlayacak bir çalışma.

Üç üniversitenin ortak projesi “Study in Eskişehir”den bahseder misiniz?

Büyük bir memnuniyetle. Anadolu, Osmangazi ve Eskişehir Teknik üniversiteleri olarak bir araya geldik. Hedefimiz Eskişehir’i uluslararası bir akademik marka haline getirmek. Oxford veya Cambridge gibi bir şehir üniversiteler merkezi yaratmak istiyoruz. Web sitesi ve tanıtım materyalleri hazırlandı. Ortak etkinliklerle bu vizyonu güçlendireceğiz. Bu konuda başta Rektörümüz olmak üzere 3 üniversitenin rektörleri ve yönetim kadrosu başından beri bu konuda biz Uluslararası İlişikler Birimlerine sonuna kadar destek vermekteler. Kendilerine müteşekkiriz.

“Üniversitemizde 700’e yakın yabancı dilde ders var”

Uluslararası öğrenciler için Anadolu Üniversitesi’nin cazibesi nedir?

Dünyanın en güvenli 39. şehrinde yaşıyoruz. Kültürel faaliyetler çok, ulaşım kolay, şehir küçük ama büyük şehrin tüm imkânları var. Üniversitemiz şehrin en eski üniversitesi ve şahane bir kampüsümüz var. Mükemmel bir eğitim kadrosuna sahibiz. En önemlisi, üniversitemizde an itibariyle 700’e yakın yabancı dilde ders var; 500’ü İngilizce, geri kalanı Fransızca, Almanca, Rusça gibi dillerde. Bu, uluslararası öğrenciler için büyük bir avantaj.

Anadolu Üniversitesi’nin zamanla sosyal bilimler ağırlıklı bir üniversiteye dönüşümü nasıl bir etki yarattı?

Mühendisliklerin ayrılmasıyla ister istemez sosyal bilimler ağırlıklı bir üniversite haline geldik. Ama zaten güçlü olduğumuz alanlar İletişim, Güzel Sanatlar, Eğitim, İktisadi ve İdari Bilimler, Eczacılık gibi fakülteler. Bu kimlik bize farklı bir vizyon katıyor. Yeni açılan Bilişim Teknolojileri ile bağlantılı meslek yüksek okulu ve fakültemiz önümüze yeni fırsatlar açıyor. Ve elbette en önemlisi, Açık Öğretim Fakültemiz uluslararasılaşma vizyonumuz açısından elimizi en çok güçlendiren fakültemiz.

“Rektör hocamızın dediği gibi, işimiz dünyaya Türkçe öğretmek.”

Yeni dönemde hedefleriniz neler?

Uluslararası İlişkiler Basın Bülteni’mize “8 ayda 8 kıta” başlığını attık. Gerçekten kısa sürede katıldığımız fuarlarla dünyanın her bölgesine temas ettik. Ayrıca az önce söylediğim gibi uzaktan eğitim vizyonumuz da uluslararasılaşmada önemli bir unsur. Türk Dili ve Kültürü programımız gibi girişimlerle dünyaya açılıyoruz. Rektörümüzün dediği gibi, “İşimiz dünyaya Türkçe öğretmek.” Biz de birim olarak bu misyona katkı sağlıyoruz.

Şimdiye kadar Uluslararası İlişkiler Birimi’nde hangi çalışmalar yapıldı?

Şu ana kadar yaptığımız şey aslında yeni yönetimle birlikte yeni bir gelecek vizyonu belirleyerek buna uygun bir yeniden yapılanmanın çalışmasını yapmaktı. Mevcut olanı toparlamak ve yapılanmayı oturtmak, hızlı bir şekilde işleri düzene koymak amacımızdı. Ve bir yandan da teşkilat şemamıza değişen dünyaya uygun yeni başlıklar eklemek ve bu başlıkların altını dolduracak çalışmaları tamamlamak için çalıştık. Elbette yapmak istediğimiz birçok iş var; hem uluslararası öğrenci ve öğretim elemanı sayılarını artırmak, hem mümkün olduğunca çok öğrencimizin uluslararası programlardan faydalanmasını sağlamak hem de farklı uluslararası projeleri hayata geçirmek istiyoruz.

Uluslararası tam zamanlı öğrenci sayılarında hedefleriniz nedir?

Bugün itibariyle bu sene kayıt yaptıran tam zamanlı uluslararası öğrenci sayımız 670 civarında. Son başvurularla birlikte bu sayı 850- 900 olur diye tahmin ediyorum. Toplam örgün öğrenci sayımız 2800 küsür. Açık Öğretim Fakültesinde bu sayı 8500 civarında. Örgün öğrencide yıllık kayıt yaptıran öğrenci sayımızı 2000’lere çekmek gibi bir hayalimiz var. Elbette hem niteliği hem niceliği koruyarak.

Açıköğretim programlarındaki hedefiniz nedir?

Bu konuda Açık Öğretim Fakültemizin Yurtdışı Programları Koordinatörlüğü Birimi son derece etkili ve yoğun bir çalışma içinde. Biz de birim olarak -defacto- söz konusu koordinatörlüğümüze destek olacak şekilde işbirliği içerisinde çalışmalar yapıyoruz. Halihazırda fakültemizin tüm dünyada 30 ülkede yaklaşık 1 milyon öğrencisi var biliyorsunuz. Bu öğrenciler çoğunlukla Türk kökenli ya da Türkçe bilen öğrenciler. Şimdi artık tüm dünyada yerel halkı hedefliyoruz. Örneğin Afrika’dan 3.000-4.000 öğrenciyi mevcut programlarımıza dahil edelim istiyoruz ve her kıtadan aynı şekilde yüksek sayılara ulaşmayı arzuluyoruz. Bunu yaparken özellikle Türkçe programlarının ülkeler ve kıtalar bazında yaygınlaşmasını hedefliyoruz. Bu mesele özellikle Rektörümüz için en önemli konulardan biri.

Günümüzde uluslararası öğrenciler için uzaktan eğitim mi yoksa yüz yüze eğitim mi tercih ediliyor?

Her ikisi de. Dünya artık hibrit bir düzene geçti. Hem COIL (Collaborative Online International Learning) hem de yüz yüze modeller birlikte uygulanacak. Öğrenciler hem seyahat edip yüz yüze ders almak istiyor hem de kendi ülkelerinden online ders alabiliyor. Bu artık bir tercih değil, yeni dünya düzeninin bir gereği.

Birim olarak hedeflerinizi gerçekleştirmede karşılaştığınız zorluklar var mı?

Personel eksikliği önemli bir sorun. 10 kişiyle bu büyük hedeflere ulaşmak zor. Öğrenci işçiler eskiden daha uzun saatler çalışabiliyordu, şimdi belirli saatlerde gelip gidiyorlar. Bu nedenle tam zamanlı personele ve daha büyük bir ofise ihtiyacımız var. Ayrıca yurtdışı ziyaretleri “çok geziyor” gibi yanlış bir algı ile değerlendiriliyor; oysa bu ziyaretler ve yüz yüze iletişim gerekli, bu ziyaretler; yoğun ve kritik iş süreçlerini içeriyor.

Yurtdışı ziyaretlerinin katkısı nedir?

Örneğin son fuarımız dört gün sürdü ve üç buçuk günde 35 üniversiteyle görüştük. İnsanlar dışarıdan sadece “çok geziliyor” diye düşünüyor ama bu ziyaretler telefonla veya Zoom ile yapılamayacak, önemli işbirlikleri için zorunlu. Bu yoğun ve yorucu bir süreç.

Bu çalışmalarda öğrencinin yeri nedir?

Uluslararası İlişkiler Birimi ve üniversitenin varoluş amacı öğrenci odaklıdır. “Öğrenci her zaman haklıdır” prensibiyle hareket ediyoruz. Öğretim elemanı değişiminden “Study in Eskişehir” gibi projelere kadar her şey, öğrencinin faydası, eğitim kalitesi ve mezuniyet sonrası değerini artırmak için yapılmaktadır.

Şehri talan ettirmeyeceğiz
Şehri talan ettirmeyeceğiz
İçeriği Görüntüle

Yönetim kadrosunun bu çalışmalara yaklaşımı nasıl?

Rektörümüz ve tüm yönetim kadrosu öğrenci odaklı bilinçle hareket ediyor. Bu bilinç hem birim içinde hem de üniversite genelinde motivasyon kaynağımız. Yaptığımız işlerde önümüzü açan bir yönetim kadrosuyla çalışmak, yapılan işlerin önemini anlatmak zorunda olmadığımız, tam tersine meselelere küresel bir perspektiften bakan, bizim ufkumuzu açan bir bakış açısına sahip bir Rektörle çalışmak birim olarak bizi çok mutlu ediyor doğrusu.

Anadolu Üniversitesi, yalnızca Erasmus sayılarıyla değil, yeni vizyonuyla da uluslararasılaşmaya hazırlanıyor. “8 ayda 8 kıta” mottosu, hem iddialı hem de yol gösterici. Zekiye Doğan’ın vurguladığı gibi, Eskişehir önümüzdeki dönemde sadece bir öğrenci şehri değil, bir dünya üniversiteleri kenti olmayı hedefliyor.