Şehir gündemi olabildiğince hızla akıp gitmekte.

Ülke olarak yaşadığımız salgın süreci devamında yaşanan ekonomik sıkıntılarımız var.

Bunun günlük hayata yansımalarının can yakıcı etkilerini en derin ve barizinden hissettiğimiz problemlerin gölgesinde Eskişehirde neler oluyor neler yaşanıyor.

Bugün notlarla paylaşmak istiyorum.

Devam eden süreçte şehir konuları yazılacaktır, yorumlanacaktır ve tartışılacaktır.

Bir önceki yazıma bağlantı yaparak başlıyayım.

Geçtiğimiz hafta Büyükşehir belediye başkanımız Sayın Prof Dr Yılmaz Büyükerşen ve Sivrihisar Belediye başkanı Sayın Hamit Yüzügüllünün büyükşehir meclisindeki açıklamaları çok hoşuma gitti.

Anadolu üniversitesinin Antalyada yaptığı arkeolojik kazılara atıfla şehrimizdeki arkeolojik çalışmaların yerinde saydığına sitem etmeleridir bu konu.

Çok zaman önce yazmıştım elimizde öyle bir değer varki ayağa kalktığında Dünyaya ilgi odağı olacaktır diye.

Karacahisar Kalesi kazı sorumluluğu Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü tarafından yıllardır devam ediyor.

Ana hatları ortaya çıkan Osmanlının ilk feth etttiği kale, devlet hutbesinin okunduğu cami, ilk serbest pazarın kurulduğu alan, pek çok ilkin olduğu kale öyle darmadağın durmakta.

Kalenin yanıbaşında yığılı duran taşların aslına uygun  konulmasıyla başlanacak işler.

Yani surlarının ve ana hatlarının dikilmesi, alt taraftaki Karacaşehir köyünde yapılacak küçük dokunuşlar ve ulusal anlamda bir tanıtım çalışması, turların güzergahına konulması ile al sana Türkiye için yeni bir odak noktası.

Ancak kim bu insiyatifi alacak, kim elini taşın altına koyacak, kim bu işe kafa yoracak.

İşte esas soru burada.

Tarih deyince bu noktada yakın tarihimizle ilgili bilgi ekliyeyim.

Yakında tespit edilen, nasip olursa bahar aylarında saha etkinliğini yapacağımız şehir çevresindeki Kurtuluş savaşı siper ve mevzileriyle, gündeme getirilmeyen Kurtuluş savaşı sürecinde şehrimizde yaşanan bazı detay konular işlenecek ve öğreneceksiniz diyorum.

Dönelim güncel, günsel yaşama.

Eskişehirimiz 177. Mahallesine kavuşuyor.

Aşağısöğütönü Toki konutları bölgesinde Tepebaşı Belediye Meclisinin aldığı karar ve onaylanması neticesinde Yaşamkent adı altında cazibe merkezi olacak bir mahallemiz oldu.

7 Mart Pazar günü yapılacak ve 5 adayın yarıştığı muhtarlık seçim ile resmiyet kazanacak Yaşamkent Mahallemiz hayırlı olsun.

Göreceksinizki şehirlerin batıya büyümesi ilkesi gereği yüzakı ve modern şehirciliğe örnek bir mahalle doğuyor.

Eskişehirimiz yine farkını ortaya koydu.

 Zeka testi merkezinin yıllık açıkladığı sonuçlarla 105.20 puanlamayla Türkiyenin zeka seviyesi en yüksek birinci ili oldu.

Hemde puan farkıyla.

Bu çok hoş ve bizleri gurulandıran bir durum.

Ama bunu bir bizim şehir siyasetçileri anlamadı.

Bu noktada Yazının son bölümüne yazacaklarım var diyerek devam ediyorum.

Eskişehirlileri basit sosyal medya mesajları yada algı haberleriyle kandıramayacaklarını öğrenemediler.

Eskişehirli sizi anladı ama siz Eskişehirliyi anlamadınız ve bu duygu sizi dahada hınçlandırıyor, hırslandırıyor.

Bu benim gözlemimdir.

Tabi bu gerçek ve  bu duygu şehire karşı sizi hırslandırıyor.

Nasılmı?

Bakın aşağıda basit ve gerçek örneklerini yazıyorum.

Milli Eğitimde Alpu ilçemizde ülke gündemine yansıyan tacizci okul müdürü konusu tam bir iğrençlik.

Bu sapkını tüm vukuatlarına, tüm uyarılara rağmen bugüne kadar kim kolladı?

Kim yol verdi?

Kim alt makamların ikazlarını sümen altı etti?

Birilerinin hesap vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Vebal eğer umurlarındaysa boyunlarındadır.

Yine bu şehirde önceki zamanların gurur kaynakları üniversitelerimiz vardı.

Siyasetin eli bir değdi pir değdi ve üniversitelerimizde rotasından şaştı.

Üniversitelerimizin maalesef eğitim dışında başka konularla hemhal oldukları ve bazı makam taklacılarının çevrelerinin oyuncağı duruma geldiklerini üzülerek görüyoruz.

Birisinde biliyorsunuz siyasetin bir kanadını arkasına alan bir grubun kadrolaşma ve üniversiteyi devşirme çalışmalarından daha önce bahsedilmişti.

Son durum burada operasyonun hızla devam ettiğidir.

Asimetrik, psikolojik yöntemlerin devreye sokulduğu, tarafsız olması gereken yöneticilerin yandaş sendika temsilcileriyle sahaya çıktıkları bilgi ve belgeleriyle ortada.

Sayın en üst yöneticinin kapısı kapalı ama ne hikmetse belli saatlerden sonra kapı birilerine ardına kadar açılıyor.

Her türlü varyasyon için senaryolar yazılıp hemen uygulamaya konuluyor.

Tabi bu olurken üniversite ruhen enkaz durumuna getiriliyor ama kimin umurunda.

Bunlar olurken baskılanan, gizlenen, saklanan bazı nahoş durumlardanda kokular gelmeye devam ediyor,

Üniversitede uzun süre gizlenen ve görmezden gelinen  çok ciddi bir taciz soruşturmasının olduğu söylenmekte, sanırım yakın süreçte bu bir yerlerden mutlaka çıkacaktır.

Yine bu üniversitede denetim yapan Sayıştaycıların epey usulsüz ve yanlış iş tespit ettiği ve şimdiden bazı yanlış idari işlemleri düzelttirdikleri beyan edilmektedir.

2021 sayıstay raporları açıklandığında ülke ve dünya sıralamalarında her hafta bir şekilde sürekli üst sıralarına giren bu üniversitemiz ile ilgili  Sayıştay raporlarınıda üst sıralardan detaylı okuyacağız diyorum.

Konu o hale gelmişki alanı olmamasına rağmen bir rektör yardımcısı bile bu çalışmalara dahil olmuş, ne diyeyim helal olsun adamlar yürek yemiş.

Bir diğerinde en üst idari yönetici bir şekilde emekliliğe ikna edilmiş ve yerine geçecek isim konusunda acayip bir yarış devam ediyor.

Bir öncesinde bahsettiğim operasyonu yapan hemşehri grubu buradaki makamada kendilerinden birini oturtmak için taklanın en taktiksellerini atıyor.

Temennim devlet iradesinin, aklı selimin galip gelip bu taklacılara meydan bırakmayıp, liyakat ve devlete sadakat kimi gerektiriyorsa o makam hak edene  teslim edilir.

Gelelim yerel siyasetle ilgili kaldığımız noktaya.

Malumuzun güzel bir kış dönemini ülke genelinde yaşıyoruz.

Enerji,yakıt, gıda zamlarını saymazsak bereketi bol bir mevsimdi.

Ancak bizim siyaset yerelde sınıfta kaldı.

Konu sosyal medya üzerinde adeta bir savaşa dönüştürüldü.

Sokaklar, caddeler fotoğraflandı, sözde belgelendi ve nerede belediyeler, taaruzları yaşandı.

Yok bilmem ne sokak şu mahallede sizin araç bu mahalleden konum bildirmiş.

İş olsun diye Vişnelik mahallesinden bile foto paylaşıldı.

Tabi bazı duvara toslamalarda olup eski fotolarda paylaşıldı ama olsun iş kazası.

Neler neler inanın bunlar komik siyaset ve hiç karşılığı olmıyan tarzlar.

Bunu yapanlar yada planlayanlar kazandım yada başardım zannetmesin.

En fazla kazandıkları kendilerini kandırmalarıdır.

Ben burada Eskişehirimizin adını sanki olmusuzluk varmış gibi ülke gündeminde sosyal medyaya taşıyanlara soruyorum.

Neyi başardınız yada kimden takdir aldınız, yada sonuç ne oldu.

Kusura bakmayın ben şehrime ve insanına kıymet veririm ve o kıymeti korurum.

Bu benim ve benim gibi binlerce insanın benliğinde yazılıdır.

Bakın Eskişehir halkı aydındır, akıllıdır, zekidir.

Bunu herkes kabul etti, anladı, bilim ispat etti ama bir bizim yerel siyaset anlamadı.

Eskişehirliler bu anlık, karşılıksız hareketinizi kabullenmez.

Masa başında yada bilgisayar başında 3 bizim 2 bizim yada uçuyoruz, gidiyoruz cümleleri esas değildir.

Bu konuyu sizlere bir temenniyle bağlıyorum.

Sevgili dostlar, kıymetli yerel siyasetçi kardeşler.

Bu işe çok uzun yıllarını vermiş bir hemşehriniz olarak tavsiyem şudur.

Siyaseti sahada samimi, uzun süreçli yapın, sosyal medyada değil.

Yazılacak ve konuşulacak, değerlendirilecek o kadar çok şey varki ama fazla uzatmayıp yarınlara bırakalım.

Saygıyla, sevgiyle.

Türkiyede aklın ve zekanın başkenti Eskişehirden selamlar.