Geçtiğimiz günlerde Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın "Eskişehir'e bir veri merkezi kurulmalı" çağrısı, aslında uzun süredir tartışılan bir konuyu yeniden hatırlamamızı sağladı. Yıllar önce Eskişehir Sanayi Odası’nın öncülüğünde hem devlet hem özel sektör temsilcileriyle görüşmeler yapılmış, raporlar hazırlanmış, hatta Eskişehir için kapsamlı bir veri merkezi projesi dosyası oluşturulmuştu. Ne var ki o günlerde yapılan çalışmalardan sonuç çıkmadı, daha önce hazırlanan kapsamlı raporlar ve dosyalar tozlu raflarda unutuldu. Peki, o projeler nerede? O raporlar neden hayata geçirilmedi? Bu soruların cevabını bilen yok gibi.

Veri çağında veri yoksulluğu

Bugün Türkiye'de üretilen verinin %96'sının yurtdışında depolandığı biliniyor. Dijital çağda bu durum, enerji güvenliği kadar stratejik bir sorun teşkil ediyor. Dünya devleri milyar dolarlık hiper ölçekli veri merkezleri kurarken, Türkiye bu konuda oldukça geride kaldı. Veri merkezi için en uygun koşullara sahip olmamıza rağmen Eskişehir'de tek bir adım atılamadı. Oysa bilimsel raporlar, Türkiye'de bir veri merkezi kurulması için en uygun şehrin Eskişehir olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Neden Eskişehir?

Bilimsel araştırmalar, veri merkezi kurulumu için en uygun iller arasında Eskişehir'i ilk sıralara yerleştiriyor. Bu durumun başlıca nedenleri şunlardır:

  • Depreme Dayanıklı Coğrafya: Eskişehir, büyük deprem risklerinin düşük olduğu bir bölgede yer alıyor, bu da veri merkezinin kesintisiz çalışması için hayati önem taşıyor.
  • Güçlü Fiber Altyapısı: Hızlı ve güvenilir internet bağlantısı, bir veri merkezi için oksijen kadar gerekli. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi, Türkiye'nin en güçlü fiber ağlarından birine sahip.
  • Enerji ve Güvenlik Avantajları: Bölge, enerji kaynaklarına yakınlığıyla maliyet avantajı sağlıyor ve sosyo-politik istikrarıyla güvenli bir ortam sunuyor.
  • Nitelikli İnsan Kaynağı: Üç üniversitesiyle Eskişehir, bilişim ve mühendislik alanlarında yetişmiş genç ve dinamik bir nüfusa sahip. Bu, yazılım, donanım ve veri güvenliği konusunda uzmanlaşmış iş gücü için kritik bir avantaj.
  • Sanayi Altyapısı:Kabinetten, iklimlendirmeye, jeneratörden izolasyon malzemelerine kadar veri merkezinde kullanılacak ekipmanları üretebilecek sanayi firmaları şehirde zaten mevcut.

Kaçan Fırsatların Bedeli

Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (OSB), konumu ve altyapısıyla bu yatırım için biçilmiş kaftan. Hem güvenli, hem lojistik açıdan avantajlı, hem de büyümeye müsait. Buna rağmen, neredeyse on yıldır harekete geçilememesi, üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken bir durum. Turkcell'in Gebze, İzmir ve Ankara'ya yaptığı milyar dolarlık yatırımlar ortadayken, Eskişehir'in bu büyük fırsatı neden değerlendiremediği sorusu havada kalıyor.

Bu kentin siyasetçileri, yöneticileri ve karar vericileri bu konuyu yeniden gündeme almalı ve kendine şunu sormalı: "Madem bilimsel raporlara göre Eskişehir en uygun şehirdi, neden hâlâ bir veri merkezi yok?"

Eskişehir'e katacakları

Bir veri merkezinin kurulması, yalnızca teknik bir mesele değil; Eskişehir için stratejik bir fırsattır.

  • Ekonomik Canlılık: Yüz milyonlarca liralık yatırım, sanayi, inşaat, enerji ve bilişim sektörlerinde yerli tedarikçiler için büyük iş fırsatları yaratır.
  • İstihdam: Yazılımcıdan donanım uzmanına, enerji mühendisinden güvenlik personeline kadar yüzlerce kişiye nitelikli iş imkânı sunar.
  • Teknoloji Üssü: Veri merkezi sayesinde şehir, yazılım, yapay zekâ ve siber güvenlik alanında bir merkez haline gelebilir.
  • Prestij: Eskişehir, bir sanayi kenti olmasının yanı sıra, "Türkiye'nin dijital kalesi" olarak anılabilir. Bu durum, şehre yeni yatırımcıları çeker.

Daha ne bekleniyor?

Bugün Eskişehir, "Türkiye'nin dijital güvenlik kalesi" olabilirdi. Eğer zamanında adım atılsaydı, bugün verisini yurtdışına kaptıran değil, kendi veri üssüne sahip bir ülke olurduk. Ne yazık ki olmadı. Çünkü bizler çoğu zaman vizyonu konuşuyoruz ama icraata gelince sınıfta kalıyoruz.

Bugün "neden Eskişehir'de bir veri merkezi yok?" sorusunu yüksek sesle sormanın zamanı. Cevap vermesi gerekenler belli: siyasetçiler, bürokratlar ve karar vericiler… Şehir hazır, altyapı hazır, insan kaynağı hazır. Tek eksik olan şey irade, özellikle de siyasi irade.