Ülkemizde rant uğruna ormanları katlettik, ağaçları yerinden söktük…

Bazen AVM yapmak için bazen, yollar yapmak, saraylar, evler yapmak için onbinlerce ağacı öldürdük..

Konut alanı açabilmek için acımadan binlerce ağaç yok edildi. ‘Öldürmeye tam teşebbüs’ girişimi ile de binlerce ağaca da hasar verdik.

Son olarak da Yırca Köyü’ne ‘Termik Santralı’ yapmak için 6 bin zeytin ağacını söküverdik topraktan…

İnsanlar direndi, dövüldü, gözaltına alındı.

Haklarında soruşturmalar açıldı.

Bilirsin ki bitanem bizim sevdamız da uzun yıllar yaşayacak bir zeytin ağacı gibi.

Zaten gözlerinin rengine benzer zeytinler.

Zeytin ağaçları seninle daha çok seviyorum…

Sevdamız gibi zeytini de ‘ciddiye’ alıyorum.

Nazım Hikmet gibi…

“Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

yetmişinde bile,

mesela, zeytin dikeceksin

hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,

ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,

Yaşamak yani ağır bastığından…”

“Baharın sonlarına doğru yaprakların koltuğunda seyrek salkımlar halinde açan, küçük beyazımsı-sarı renkli, kokulu çiçekleri vardır. Rüzgârların taşıdığı çiçek tozlarıyla döllenen çiçekler etli ve yağlı meyve verir. Meyve önce yeşil, olgunlaştıktan sonra da parlak siyah bir renk alır. Etli meyvenin içinde sert bir çekirdek vardır. Meyvenin etli kısmından ve çekirdeğinden elde edilen "yağı" bakımından çok değerli bir ağaçtır. Aynı zamanda ağacının çok heybetli ve estetik bir görünümü vardır. Odunu çürümeye karşı son derece dayanıklıdır…”

Bizim sevdamız her türlü kirliliğe dayanıklı olduğu gibi zeytin ağaçları…

Gözlerinin rengine benzer zeytinler…

Zeytin; ölümsüz ağaçtır. Barışın, zaferin, yaşamın sembolü bitanem…

Kavgamızın nefesi gibi, ölümsüz sevdamız gibi….

İki aşık güvercin zeytin ağacının dallarına konup, konuşmazlardı, adeta göz göze gelmekten korkarlardı.

O güzel sevdayı anlatamamanın utangaçlığından olsa gerek…

Küskün güvercinler de zeytin ağacı dallarına konduklarında ‘barış’ırlardı…

Sevdalar da yürekleri besler, bedenlere güç verirler…

Zeytin ağacının meyveleri gibi…

“Besleyici değeri çok yüksek olan bir besindir. Zeytinde bol miktarda bitkisel protein, yağ, A, C, E vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, kükürt, klor, magnezyum mineralleri vardır. Kalp ve damar sağlığı için çok faydalı olan zeytin, yaşlanmanın etkilerini de azaltır. Dermokozmetik amaçlı kullanıldığında cilde güzellik verir. Saç dökülmesini engeller, kepeği önler, saçları kuvvetlendirir. Kırışıklıkları giderir. Makyaj kimyasallarının oluşturabileceği olumsuz etkileri azaltır. Cilt hastalıklarının oluşumu önlemeye yardımcı olur.”

Gözlerinin rengine benzer zeytin….

Zeytin üzerine masallar anlatılır…

“Ağaçlar toplanmış, krallarını seçmeye karar vermişler ;teklifi zeytin ağacına götürmüşler.

Demişler ki : Sen bizim kralımız ol.

Zeytin ağacı onlara: Benim insanların hayran olduğu yağım ve meyvelerim var, şimdi tüm bunları bırakıp ağaçlar arasında eğlenmeye mi geleyim ? “

Bizim sevdamız Leyla ile Mecnun gibi değildir….

Ferhat Şirin’i anımsatır…

Emeği, sevdayı, insanları, dayanışmayı anlatır sevdamız gibi…

“Akdeniz ikliminin ve bitki örtüsünün en tipik ağaçlarındandır. Yüzlerce yıl yaşayabilir. Kışın yapraklarını dökmez. Zeytinin yabanisine delice denir. Delicenin meyveleri daha küçük olur.”

Bizim, sevdamızın deliliğine benzer…

Gözlerinin rengine benzer zeytin, küçücük….

Şimşek Acar’ın ‘Zeytin Ağacı’ şiirinde olduğu gibi Okyanus ve Dildar’ın türküsünü söyleyeceğiz zeytin ağacı gölgesinde…

“(…)yapraklarını okşayan rüzgarla

arkadaş dediğin böyle olacak

zengin olacak, engin olacak

başında gölge

ayaklarında okşayan deniz

sevgiline nameleri çalan

kemancıları martı olacak.”

Gözlerinin rengine benzer zeytinler…

Seni ve zeytin ağaçlarını seviyorum…

ŞABAN BAĞCI