Söyleşi Şaban Bağcı

DİSK Emekli Sen Eskişehir Şube Başkanı Suat Başaraner sorularımızı yanıtladı. 

DİSK Emekli Sen Eskişehir Şubesi hakkında neler söylersiniz?

ilindiği üzere sendikalar hak arama örgütleridir. İktidar mücadelesini siyasi partiler yapar. Sendikacının siyasi görüşü olabilir, olmalıdır da ama sendikanın siyasi görüşü olmaz. Sendikanın siyasi duruşu olur.

Biz emekten yanayız, barıştan yanayız, hakların kardeşliğinden yanayız. Bizim için Anayasa’nın 10’uncu maddesindeki öneriler aynen geçerlidir. Yani biz üyemizin etnik kökenine, dinine, mezhebine ve siyasi görüşüne bakmayız ve karışmayız. Çünkü bu özellikler kişinin özelidir. SGK’dan ve özel güvenlik kurumundan emekli olması veya dul ve yetimi olması yeterlidir. Emekli üyemiz için sadece üye fişini doldurup imzalaması yeterlidir.

Sendikalı olmakla sendikacı olmak biraz farklıdır. Örneğin Alpu Santralı olayında tarafız. Anayasa oylamasında tarafız, kadın cinayetlerinde tarafız, işçi cinayetlerinde tarafız, savaş cinayete kılıf olamaz, cinayet cinayettir ilkesi ile savaşa karşı tarafız. Kısacası nerede haksızlık, hukuksuzluk varsa biz hukuktan yana tarafız, kıdem tazminatına uzanan ellerde keyfi(daralıyoruz. Küçülüyoruz, bakarız ile) işten çıkartılmalara karşı kesin tarafız. Kısacası bu ülkede yaşıyorsak bizden sonraki gelecek kuşaklara (çocuklarımıza, torunlarımıza) karşı yapılacak her türlü saldırıya karşı koyacağız. Bu nedenle EYT’lilerin kesin yanındayız ve tarafız.

Bizim görüşümüzün merkezinde insan vardır. İnsana insanlığa karşı yapılan her tür saldırıyı kendimize yapılmış sayıyoruz. Son olarak basına yapılan (oto sansür, darp vs..) saldırılarda basının yanında tarafız. Biz olmasak da basın var, basın olmazsa biz yokuz. Tüm dünya basını 5’inci güç olarak kabul etmiş biraz abartılı olacak ama halkla aramız köprü olması nedeniyle biz basını 1’inci güç olarak görüyoruz.

Emeklilerin sorunları nelerdir?

Bize göre emeklinin sorunlarının başında ekonomi ve sağlık geliyor. Emeklilerin yüzde 70 açlık sınırının altında yüzde 90 yoksulluk sınırının altında ücretle yaşamaya çalışıyor. 4 milyonun üstündeki emekli iş bulabildikleri için ikinci işte çalışıyor (Bu onların ayıbı değil, onları bu duruma düşürenlerin ayıbıdır). Sağlık sorunları yaşlarının gereği ağır basıyor. Gelişmiş ülkelerde yaşlılıkla ilgili birimler vardır. Bizde ise emekliler; hasta garantisi verilen özel hastanelere müşteri olarak pazarlanıyorlar. İçinde bulunduğumuz kış aylarında doğalgaza yapılan zamlar nedeniyle yaşlıların bükük belleri biraz daha bükülüyor.

Geçmişten gelen yandaş dernekler ile emeklilerin sorunları çözülemez. Eskişehir milletvekili emekli ikramiyesinin hiç değilse o günkü asgari ücret olan 1600 TL yükseltilmesi için meclise verdiği önerge bu derneklerin yandaşı oldukları AKP ve MHP oyları ile ret edildi.

Bizim sendikamız iç hukukta kapatıldı  yenisini 25 Şubat 2019’da kurduk. Şimdilik çalışmalarımız devam ediyor, 5 sefer daha kapansa, biz izin almayız, bildirimde bulunuruz.

Meclisin bu ülkeyi sendika kapatan ülke ayıbından kurtarması için emekli sendika statüsünü çıkartması lazım. Biz 6356 sayılı işçi yasasına tabi değiliz, 4688 sayılı kamu çalışanları yasasına da tabi değiliz. Sadece uluslar arası hukuk sözleşmelerine ve haklılığımıza dayanarak bu mücadeleyi sürdürüyoruz.

Bu mücadele gücümüzü haklılığımızdan, direnme gücümüzü ise torunlarımızdan alıyoruz. Eskişehir Şubesi’nin en büyük avantajı biz sendika stajımızı, DİSK, Birleşik Metal’de mastırımızı DİSK Nakliyat İş’te yapıyoruz. 12 milyon 400 kişiyi sendikadan yoksun bırakan iktidarı da tüm emekliler adına kınıyorum. Gereğini yapmalarını da bekliyorum.

Emekli sendikalı olur mu deniliyor; siz ne düşünüyorsunuz?

Bunun için uluslararası hukuk ne diyor onlara bakalım.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 1949 da ülkemiz yöneticileri tarafından imzalanmıştır. Bu bildirgenin 23. Maddesi’nin 4. Bendi’nde

“Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır” denilmektedir.

Ayrıca;

Ekonomik ve sosyal haklara ilişkin uluslar arası sözleşmenin 8. Maddesi

Medeni ve Siyasi Haklara ilişkin Uluslararası sözleşmenin 22. Maddesi

İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 11. Maddesi

Avrupa Birliği Temel Haklar Şartlarının 12. Maddesi

“Herkes barışçıl amaçlarla ekonomik ve demokratik haklarını savunmak için sendika kurabilir, kurulu sendikaya üye olabilir” denilmektedir.

Görüldüğü üzere herkese tanınan bu hak, emekliler için de geçerlidir. Emekli çalışma hayatından çekilmiştir. Şükredip otursun, kahveye gidin denilmektedir. Bu egemenlerin algı operasyonudur. Özeti 12.400.000 emeklinin sendikada örgütlenmesinden korkmaktadırlar. Dernek kurun, vakıf kurun, kooperatif kurun ama sakın ha sendika kurmayın, bizim kuracağımız, kurduracağımız sendikayı bekleyin deniyor.

Biz, sadece emeklilerin değil yasada belirtildiği gibi herkesin sendika çatısı altında örgütlenmesini savunuyoruz. Genç-Sen, Çiftçi-Sen, İnşaat-Sen gibi...

Yani emekli bal gibi sendikalı olur, olması da gerekiyor.

Sendika olarak emekliler için ne

istiyorsunuz?

Sendikamız hakkında Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan davayı kazandık, dava kesinleştikten sonra Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başeskioğlu’na toplu sözleşme taslağını götürdük bakan kabul etti. Maliye Bakanı merhum Kemal Unakıtan’a götürdü, o taslak rafta kaldı. 2013’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik için randevu alınıp gidildi. Bakan yardımcısı Halil Beye verildi o da “Üstümüzde bakanlar kurulu var, bence mahsuru yok, ben de sendika kökenliyim” dedi. O da rafta kaldı.

Biz 2013 şartlarında asgari emekli ücreti 2000 TL yarım ton odun bir ton kömür parası talep etmiştik. Sağlıkta her nam ve isim altında para alınmamasını talep etmiştik.

2019 emekli maaş artışları açıklandı. Eski şeklinde yayın yapan(yazılı) bir gazete 1. sayfasında emekli vatandaşlarımızla yapılan röportajda asgari ücreti 3.000 TL olarak neredeyse oy birliği ile dile getirmiştir.

Biz kısaca insan onuruna yakışır bir ücret, parasız sağlık ve 200 metreküp doğalgaz ücretini yakacak olarak talep ediyoruz. Emeklilerin ne kadar maaş aldıklarını biz biliyoruz, en azından Eskişehir SGK resmi olarak açıklarsa resmi ağızdan herkes öğrenir.

Eskişehir Emekli şehri mi?

Sendikayı kurduğumuzda telaffuz edilen rakam 152 bin emekli 152 bin çalışandı. Şimdi aldığımız rakam 187 bin emekli var.

Eskişehir genel nüfusun üç de birinin emekli olduğu görülüyor. Eskişehir’de emekliler Eskişehir’de yaşadıkları için diğer emeklilerden daha şanslılar. Bu sonuçla Eskişehir’e mutlu emekli kenti denilebilir.

Çalışma yaşamımızda işçi çıkarmalar, işyerlerinin kapatılması, kıdem tazminatları gibi sorunları kısaca değerlendirir misiniz?

Ekonomiyi tetikleyen asgari ücret komisyonundan başlamak gerekiyor. Bu komisyon 5 işveren 5 hükümet temsilcisi(işveren taraftarı) 5 işçi temsilcisi(Türk-İş) bu yapı maçın 10-5 veya 15-0 biteceği başlamadan gösteriyor.

Fatih Portokal Türk İş Başkanı Ergün Atalay’ın açıkladığı rakamdan sonra ‘biz Türk İş masaya yüzde 15’le oturup yüzde 3’le kalktığını biliyoruz’ bunu da göreceğiz dedi.

Bir başka konu fazla mesailer, İş Kanunu’nda “Yıllık 270 saat ve zorunlu değildir” diye yazıyor. DİSK bunun 90 saat olmasını istiyor.

Şimdi 2’li vardiya görünümünde 12’şer saat işçi çalıştırılıyor demektir. 365 günün 300 günü çalışma ise bu mesai 1200 saate çıkıyor. Bu hangi kanunda, hangi hukukta, hangi merhamette, hangi vicdanda var. Bunu kamuoyunun takdirine sunuyorum. Bu angaryadır, yasalara karşı işlenmiş bir suçtur, mobingin kralıdır...Bunun sorumlusu işveren değil, direk iktidardır. Sen iktidar olarak çalışma barışını (!) çalışma yaşamının diyaznını işverenin insafına bırakırsan olacağı budur.

Kriz bahanesi ile işverene; işçi çıkartma, sendikalıyı işten atma imkanını verirsen, işçilerin yasal prosedürü yerine getirilmiş, grevlerini işveren lehine yasaklarsan bunun da böyle olacağı bellidir.

Pembe ekonomik tablolar çiziliyor. Bunun böyle olmadığını da iktidara yakınlığı ile bilenen Eskişehir Esnaf Odaları Birliği Başkanı sayın Ekrem Birsen “1342 iş yeri kapandı 785 iş yeri açıldı” diyor 3 Aralık 2019 Eskişehir gazetelerinde.

Kıdem tazminatı olayı iktidarın ikide bir ortaya attığı ve işverenler lehine fırsat kolladığı bir vakadır. Kamu çalışanları kadınlarda 20 sene erkeklerde 25 sene çalıştığında emekli ikramiyesine ve maaşını alıyor da niye daha ağır koşullarda işçi almasın.

İşte bu olayların tamamı iktidarın işçiye bakış açısından kaynaklanıyor. AKP iktidarına işçi dostu diyemeyiz. Kısacası bu iktidardan emekliye ve emekçiye bir şey çıkmaz.

EYT de bu bakış açısının bir sonucudur.

Türkiye’de 17 milyon işçi, 5 milyon kamu çalışanı, 12 milyon 400 bin emekli, 2,5 milyon EYT’li var. Kurtuluş birlik, beraberlik, dayanışma ve mücadeleden geçiyor.

Sonuç; birleşirsek güç oluruz, birleşemezsek hiç oluruz.

Editör: TE Bilişim