2016 Hendek operasyonlarını hatırlarsınız.

793 vatan evladını Türkiye’nin en seçkin asker ve polislerini o süreçte vatan toprağını hainlerden temizlemek için güneydoğuda mahallelerde, ilçelerde şehit vermiştik.

Vebali o süreci yapan, göz yuman ve uygulayanların boynunadır.

Bu süreçte birtakım kan problemliler, vatan evlatları o mücadeleyi verirken bir takım güzelleme isimlerle Türk ordusuna ve polisine operasyonları bırakmaları yönünde çağrıda bulunmuş, alt bilinçte ise asker-polisimizi katliamcı olarak lanse etmekten çekinmemişlerdi.

Bu konuya nereden girdik açıklayayım.

Geçtiğimiz haftalarda; Eskişehir’in dünyada tanınan markası Anadolu Üniversitesinde, tarafsızlığını önceki icraatlarıyla kaybetmiş biri sorumluluğunda, “21. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Kongresi” düzenlenmiştir.

Sözde demokrasi temalı yapılan bu kongrenin bir oturumunda; hendek sürecinde asker ve polisimize “katliamcı” diyen zihniyet davet edilirken üniversitenin yerel hiçbir paydaşının olmaması kongreyi baştan anlamsız kılmıştır.

Nitekim üniversitenin yetkili sendikası yani yönetim nezdinde muhatap olan çalışanlar adına sözcü olacak sendika dahil üniversitede teşkilatlı olan diğer hiçbir çalışan sendikası bu konferanstan ne haberdar edilmiş ne de davet edilmiştir.

Bizde soralım o zaman sayın demokrasi havarileri nerede kaldı sizin katılımcı demokrasiniz?

Burada dikkat çekmek istediğimi bir noktada önceki zamanlarda üniversitede hareket alanı bulan bölücü zihniyet bugün yeniden hortlamış durumdadır.

Bundan sayın rektör ve yönetiminin haberi var mı gerçekten merak ediyorum.

Bu merakımı doğuran da yerel basında çıkan konuya dikkat çeken yazıya üniversite yönetimi tarafından gönderilen ve konuyla alakası olmayan açıklamayı okudum.

Bir kez daha şaşırdım.

Bence bu olumsuzluğun savunulacağından ziyade konuyu bu aşamaya getirenden ve kamuoyunun tepkisine sebep olanlardan sayın rektör hesabını sormuş mudur, sormadıysa da sormalıdır derim…

Konu üniversitelerden açılmışken.

Dikkat çekmek istediğim bazı durumlar var.

Gerçekten şehrimizdeki üniversiteler için için kaynamaya devam ediyor.

İlginç tarafı ikisinde yakın süreçte rektör atamaları olmasına rağmen siyasetin baskılarıyla makam sahibi olan alt idari kadroların absürt ve fütursuz icraatları devam ediyor.

Üniversitenin birinde bir sendikanın kongresine meşhur daire başkanı taraf oluyor.

Her türlü çalışma vaat ve sosyal medya sallaması gırla gidiyor.

Bir sendikanın kongresi bitiyor ve meşhur başkanın desteklediği aday kaybediyor.

Tabi moralleri bozuluyor ama meşhur başkan kongrenin ertesi günü ilk mesai günü kendine hizmet eden iki sendika temsilcisine bilgisayar işletmenliği unvanı vererek ödüllendirmeyi ihmal etmiyor…

Bir diğer üniversitede yine bahsettiğim meşhur daire başkanının kankası olan daire başkanı sorumluluğunda bulunan çalışanların sendika üyelikleriyle özellikle ilgileniyor ve bizden olun rahat edin mesajı verdiriyor.

Bunun yanında bu başkan çok ilginç bir şekilde yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan bir çalışan dahil seçtiği bazı çalışanlara sizi şube müdürü yaptım diye sorumluluklar vermekte ve iddiaya göre size ekstra ödemede yapacağım vaadinde bulunuyor.

Bu çok ilginç bir durum.

Sayın başkan sanırım çok iyiliksever ve çalışanlarına cebinden ödeme yapacak…

Evet dediğim gibi üniversiteler maalesef görevde yükselme ve atamalarda önceki süreçlerde bozulan ayardan çıkmaların problemlerini yaşıyor ve yaşayacak.

Bu öyle bir duruma gelecek ki buralar bizim mantığıyla bazı şımartılmışlar göreceksiniz kimseyi tanımayacak ve kimseyi dinlemeyecekler…

Biz izlemeye ve bildiklerimizi aktarmaya devam edeceğiz.

Anadolu Üniversitesinde ilk bahsettiğim konuyla ilgili elzem olarak bir açıklama ya da bir tasarruf beklentisi yüksektir.

Yönetim altındaki birilerinin iradeye rağmen ve üniversitenin tabi olduğu ilkeler aksine icraatlar yapması ve bunun savundurulması kafalarda soru işareti bırakıyor.

Muhabbetle selamlarımı iletiyorum her zamanki gibi Eskişehir’de Eskişehir bilinci, duygusu ve sevgisiyle kalın.