Sevdanın `ağır bir işçisi` oldum.  
Bir yüreği sevmek işin başıydı. Ondan sonra başlar emek. Yüreği örmesi gerekir, gece gündüz. Sevdayı örmek bir gün değil, yüreğin çarptığı sürece devam eder.
Yüreğin ve sevdanın sorumluluğu `ağır bir işçilik` gerektirir bitanem.
Seni yıllarca bekledim.
Pencereni açman yeter, ben o tatlı sessizlikte bile seninleyim.
Yüreğimin kapısı hep açık kaldı, sen geleceksin diye.
Bir gün geliverdin, şiir ve türkü eşliğinde.
Yağmurlar eşlik ediyordu bakışlarına..
Yaşamım oldun.
Balıkların sevgisinin bilir misin? Birbirlerine asla dokunamazlar ama sevgilerini o küçücük yüreklerinde hissederler ve taşırlar.
Yüreğimden kayıverdiğini hissettim.
Hani bir şarkının dizeleri gibi..
"Neden kaçtın masalımdan/Sen benim kahramanımdın/Kahramanlar böyle yapmaz/ Benden niye vazgeçtin."
Ağlama bugünler de..
Delik deşik ettiler yüreğimi..
Yüreğimde sen ve sevdamı;  bir annenin çocuğunun üzerine kapaklanıp koruduğu gibi yaptım..
Bir sıcak ekmek kokusu gibisin bitanem.
Yağmurun kokuttuğu toprak gibi kokuyorsun.
Toprağı mı, yoksa seni özledim..
Bakışlarımdaki hüzün çiçekleri soluyor.
Bakma gözlerime..
Ağlama bugünler de..
Bedenimi soğuduğuma bakma, yüreğimdeki sevdam sıcacık...
Söyleyemediğimiz şiir, türküler uğurluyor.
Yazamadığımız sevda sözcüklerim toprakta çiçek oluyor.
Yağmur mu başladı yoksa yüreğin mi ağlıyor.
Ağlama bugünler de..
Son nefesim "Seni seviyorum" diyor..
***