Sanırım “Ne alaka?” dediniz Ankara Demirspor diye.
Ben de size “Gerçekten çok alaka, hatta oooo!” diye uzatarak cevap veririm…

17 Ocak 2024 sonrasında, 6 Haziran 2024 tarihlerinde basın açıklamaları yaparak, Yüksek Hızlı Tren Garı Tepebaşı çıkışında bulunan geniş otoparkın Eskişehir’in Demirspor'u, Eskişehirspor'u veya Eskişehir'den başka bir kurum, kulüp dururken Ankara Demirspor Tepebaşı Şubesi diye bir icatla TFF 2. Lig Kırmızı Grup’ta mücadele eden Ankara takımına akar sağlanmasına ve Eskişehirlilerin parasının götürülmesine itiraz ederek konu hakkında kamuoyuna bilgi vermiştim.

Pek çok etkileşim ve irdelenme aldık.
Açıklamama karşı, konuyu savunur yönde yalnızca çok ilginç bir açıklama gelmişti.
Ben de “Biz davula vurduk, ses dümbelekten geldi” diye yorumlamıştım.
Tabii sonraki süreçte savunan zatın makam atladığını duyunca canhıraş figanının sebebi anlaşılmış oldu.

Devamında şehrimizin anlı şanlı siyasetçileri konuyu takip edeceklerini ve Eskişehir lehine sonuçlandıracaklarını söylemişlerdi.
Üzerinden tam 1.5 sene geçen konu sanıyorum takibe devam ediliyor ki bir değişiklik yok…

Ankara Demirspor (2)

Konuyu tekrar akla ve gündeme getirmemin sebebi, çok sağ olsun, unutmayan duyarlı bir vatandaşımızın gönderdiği fotoğraflar oldu.
Yolcusunu hızlı trene götüren hemşehrimiz, aracını bahsettiğimiz otoparka bırakıp kaldırımdan çıkışa gitmek istemiş.
Kendi tabiriyle “Kaldırımdan mı yürüdüm, yoksa Bozdağ’da doğa yürüyüşü yaparken Seyitgazi çöplüğüne mi çıktım, belli değil” diye yazmış.
Gönderilere bakınca ortam aynı tabire uygundu. İnsan boyunda otlar, her türlü atık ortalıkta alenen duruyor.

Gerçekten değerli hemşehrimizi kutluyorum, ne de olsa Nasrettin Hoca torunu…
Sözün özü: Ağlanacak halimize gülüyoruz.

İktidar cenahı her katmanıyla konu şehir ya da Eskişehirspor oldu mu kıyaslamaları belediyeler ya da muhalefet üzerinden yapma gibi bir kalıtsal alışkanlığa sahip beyanlara devam ediyor.
Bu en kolay ve kestirme durum: Hiç sorumluluk alma yok, hiç üstlenme yok. Salla gitsin karşıya, bürokratik ve yan yatık alkışçılar mevcut nasılsa, gerisi teferruat.

Senin topraklarından bir bürokratın tasarrufu ile —rakamı bilmiyorum ama yüz binler diyeyim, totalde belki milyondur— Ankara’da senin şehir takımlarınla aynı kategoride olan bir takıma gitsin.
Sorumlu ve muhataplarının sesi çıkmasın mı desem, yoksa güçleri mi yetmiyor ya da ilgilenmek mi istemiyorlar desem, bilemedim.

Öyle olunca böyle olur. Elin oğlu, insanlarından çatır çatır otopark parasını alır; ota, yola, etrafa niye baksın ki?
Tam “böyle saç, böyle tarak” durumu.
Otoparkın Ankara’ya peşkeşine ses çıkarmayanlar, uzayan otlarla mı, atılan ve temizlenmeyen çöplerle mi ilgilenecek?

Tabii muhataplardan biri de Gar Müdürlüğü ama onlar da bir şey diyemez.
Neden mi?
Ankara Demirspor Kulübü’nün başkanı aynı zamanda eski TCDD Taşımacılık Genel Müdürü, şimdi Ulaştırma Bakanlığı Teftiş Başkanı…

Ah kadersiz şehrim, ah şanssız hemşehrilerim…
Bu yazdığım yalnızca küçük bir örnek. Daha kaybettiğimiz, daha getiremediğimiz, daha kazanamadığımız neler var neler…

Kayıpların sorumlusu yeni nesil siyaset.
Eski siyasette benim şehrime başka bir şehirden bir kurum gelip çökecek olsa ortalık karışırdı.
Ankara, Çankaya inlerdi.

Ankara Demirspor (1)

Yeni Türkiye ve yeni siyasette hiçbir sorumlu “gık” bile diyemez.
İddia ediyorum, iddiamı ortaya koyuyorum:
Yüksek Hızlı Tren Garı Tepebaşı çıkışı otoparkında asılı Ankara Demirspor levhası durdukça bu ayıp sizin ayıbınız olarak orada duracak.

Siz kimsiniz?
Siz kendinizi çok iyi biliyorsunuz, bunu da her Eskişehirli biliyor…

Saygı, sevgi ve muhabbetlerimle.