1 Kasım seçimleri sonrası CHP Eskişehir örgütünde her birlik beraberlik söylemi sonrası, taraflar birbirinden daha da uzaklaştılar.

En ufak insani bir davranış biçimini bile tahammül edemiyorlar…

En sıcak örneği; Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın kurultay delegeli kura çekimi öncesi ‘feragat’ istemi.

CHP’li belediye başkanı Ataç, ‘feragat’ ettiğini söylüyor, birkaç dakika sonra CHP il başkanı Sinan Özkar, böyle bir şey olmadığını bağıra bağıra söylüyor.

Oysa bugün; gerek Ataç, gerek Yunusemre Karabulut gerekse CHP İl başkan adayı İlker Özokçu, Ataç’ın feraget isteminin, dileğinin hakim huzurunda Sinan Özkar’a söylediklerini ifade ettiler.

Sinan Özkar ile yıllara dayanan bir dostluğumuz var. Halkevlerinden başlayıp, Kamu Emekçileri Sendikalarının davasına baktığı süreç ile devam eden bir dostluk…

Olaya sadece Özkar’ın ‘politik’ değişiminden söz etmiyorum.

Çünkü kongre öncesi bizzat ben aradım Özkar’ı:

“Çarşaf listesi konusuda başkan adayları ve gruplar arasında toplantı yapılmış. Böyle bir toplantı var mı, var ise bir karar alındı mı?”

Özkar,  bu olayı doğrulamadı ve kararı kongre delegelerinin kararı vereceğini söyledi.

Oysa kongrede; Erdal Caferoğlu bu konuyla ilgili toplantı yapıldığı ve tutanak haline geldiğini söylemekle kalmadı, tutanağı tüm kongre delegelerine ve kongreyi izleyenlere gösterdi…

Ataç’ın feragat isteminde yazılı bir şey yok diyerek ‘bu dileği’ görmemezlikten gelmek anlayışına hiç kimse olumlu bakamaz.

Oysa bu ‘feragat’ istemi keşke herkesten önce Sinan Özkar açıklasaydı ve bu jestin güzelliğini anlatabilseydi 1 Kasım sonrası “tarafları”ın birbirlerine karşı daha da keskinleşen mücadelesini yumuşatabilirdi.

Hatta kongre sonrası 1 oyla da olsa kazandığı kongre sonrası yaptığı ‘birlik ve beraberlik’ tümcesi şimdi bana göre ‘havada kaldı’.

İl Başkanı olarak ‘bütünleştirici’ olacaktın ama ‘taraf’ olma halini seçtin.

Başkan Ataç’ın feragat haberi yazılınca hemen yanıt veren İl Başkanına şunu da sorarlar..

AKP’in icraatları, gerek ülke ve şehir gündeminde yeralan sorunlara karşı hemencecik yanıt vermezken yani ‘gık’ın çıkmazken partili başkanını ‘yalanlama’ isteğini neye dayanarak hayata geçirdin?

“Feragat” olayı; gerçek olsa da olmasa da CHP’ye ne zararı olurdu?

Velhasıl; İl Başkanı olarak partili başkanla biraraya geldiğiniz de birbirinizin yüzüne nasıl bakacaksınız?

Demirel’in dediği gibi; “Dün dündür, bugün bugündür” felsefesini mi düşündünüz?

Ülke; ekonomik, politik, kültürel, terör gibi çok büyük sorunlar içinde olurken CHP Eskişehir İl kongresinin sonuçları üzerine tartışmalar ve ‘feragat’ konusunda birbirlerini ‘yalanlama’ yarışında bulunan yönetim ve partinin ağır topları parti tabanına ve vatandaşlara ‘güven’ aşılayacak.

Partiyi iktidara taşıyacak yönetimler böyle mi olur?

Üzülmemek elde değil….