Toplantı Tarihi: 20.01.2022

Toplantı Saati: 10.00

Toplantı Yeri: Eskişehir İli, Odunpazarı İlçesi, Sevinç Mahallesi, Sosyal Hizmet Binası

Uyku tutmayan gözler, ağırlaşmış yürekler ve zihinler katran karası bir güne uyanmıştı. Ne olacaktı ya da ol/a/mayacaktı?

Uzun ince Sevinç yolu gündüz demeden gece gibi gidiyormuşçasına yarılanmıştı ki, solda Polis ekiplerinin beklediği görüldü. Gelip-geçenleri durdurmuyorlardı. Lakin kalabalık bir grup beklemede idi. Ne için?

Az sonra mahalleye varıldı. Araçtan iniliyordu ağır ağır, yarısı erimiş yarısı buz ile kaplı toprağa basa basa. Gece keskin ayaz yaşamış Sevinç havasını ciğerlerime çekerken, gözlerim etraftaki kalabalığa bakakaldı. Yoğun güvenlik önlemleri alınmıştı. Polisi ile jandarması ile çevik kuvveti ile…

Kalabalığa doğru yürüdük, tek katlı binanın tel örgü ile çevrilmiş kapısında gencecik bir kadın polis “kimlik” dedi. Sağ eldivenimi çıkartıp, cüzdanımdan alıyordum ki “eldiveniniz düştü” ile ikinci cümlesini söyledi. Eğilirken bir yandan da cetvelden az kalın cihazını üzerime tuttuğunu fark ettim. Giriş kapısının çok yakınında ip gibi dizilmiş askerler, gelenlere bakıyor ve hazır bekliyorlardı. Görev…

Yöre halkının “taziye evi” dediği, kapısının üzerinde “sosyal hizmet” yazan yer nelere şahitlik edecekti? Toplantının düzenleneceği salona; Eskişehir Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Sayın Hikmet Çelik ile ilgili görevliler belli ki çok önceden gelmiş, tüm hazırlıklarını yapmışlardı. Kapının girişinde solda, uzun masada altısı erkek, ikisi kadın sekiz kişi oturmaktaydı. İçlerinde İl Müdürü’nün de oturduğu masanın yanına L’nin kısa kenarı gibi düşünülmüş, biri kadın diğeri erkek, 2 kişinin oturduğu masa konulmuştu. Bir ara; Sevinçli iki gencin fena tartıştığı zaman diliminde, Ankara’dan sabahın kör karanlığında geldiklerini ve Bakanlık yetkilisi olduklarını tanışmamız sonrasında öğrendim. Ses ve görüntü sistemi kurulmuş, katılımcıların göreceği şekilde duvara şu cümle yansıtılmıştı.

“Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan 85068 Nolu IV. Grup Yeraltı Kömür Ocağı(E Sektörü) Projesi Halkın Katılım Toplantısı”

Salon tabiri caizse hınca hınç dolu idi. Pandemi rüya mı olmuştu? Omicronda 2 metrenin bulaş riski açısından yetersiz kaldığını 2,5 metrenin ideal kabul edildiğini söyleyen uzmanlar da rüyalarımızın kahramanları mıydı yoksa?

İlk cümle, elinde mikrofonu tutan Sayın Çelik’ten geldi. “Bugün burada, Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün ruhsatına binaen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’mıza sunmuş oldukları ÇED dosyası sürecinde halkı bilgilendirme süreci olan halkın katılım toplantısını icra edeceğiz. Toplantımız, halkımızı bilgilendirme toplantısı olacak. Burada herhangi olumlu ya da olumsuz bir karar alınmayacak. Karar toplantısı değil. Konuyla ilgili ihtisas sahibi arkadaşlarım burada. Herkese konuşma hakkı vereceğiz.”

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı, meslektaşım Levent Özbunar, yanımda oturduğu sandalyeden bir anda: “Hayır yanlış, Sayın Müdürüm yanlış. Halkın dediği olur, karar alınacaktır.” Diye haykırdı.

Sayın Çelik: “Karar alınmayacaktır, halkı bilgilendirmek için buradayız” dese de ilk itiraz Tarım adına gelmişti. Levent Bey ayağa kalktı. Öncesinde birlikte incelediğimiz ÇED raporunun bulunduğu mavi dosyasını sağ elinde havaya kaldırıp, konuşmasına devam etti. “Halkın karşı çıktığı şey kabul edilemez.”

Salonda alkışların eşliğinde “İstemiyoruz” sesleri dalga dalga yankılanıyordu.

Hani nerde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; “Milli ekonominin temeli Ziraat’tır.”

Ayrıca üzülerek ifade etmek isterim ki, ÇED raporunu hazırlayan komitede bir tane bile Ziraat Mühendisi yoktu.

Zaman su gibi akıp gidiyordu buz kesmiş salonda!

Gerek Alpu gerekse Sevinç süreci koordinasyonunda kilit rol alan Eskişehir Kent Konseyi Başkanım Nuray Akçasoy’un yanından bir ses yükseldi bu defa. Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru: “Efendim, konuşulanlar bu meselenin kömürlü termik santral ya da kömür ocağının ilk ayağıdır, ilk toplantısıdır ve bu resmi bir evraktır sizin düzenlediğiniz. Türkiye’nin her yerinde, biz bu konuyu takip ediyoruz.”

Ardından, kendi gibi sürekli ayakta duran Nuray hanımdan “olumlu veya olumsuz olmaz diyemezsiniz, olumlu ya da olumsuz karar çıkar” sesi yükseldi. İsmail Bey sözlerini sürdürdü hemen sonra: “Bu insanları kandıramazsınız.” Mahalle sakinlerinin sakinliği kaybolmuş, ayağa fırlamışlardı ve haykırarak: “Bütün bu toprakları riske atacak şansımız yok, gidip te fabrikada çalışamayız. İstemiyoruz.” Diyorlardı.

Karadeniz dalgaları misali salon hareketlenmiş, deniz köpürmüştü adeta!

Deniz üstü köpürür, hey canım rinnanayrinnarinnanay.

Benim de şu cihandan gidişim hey canım rinnanayrinnarinna ray,

Memleket sevdasından hey canım hey…

Efendiler; “Türkiye’nin sahibi hakikisi ve efendisi, hakiki müstahsil olan köylüdür.” Demişti Atamız.

Sayın Çelik ayağa kalktı ve toplantıya başlayacaklarını söyledi ki, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt: “Bu köy belediyemiz sınırları içinde bir köydür. Davetiniz üzerine geldik. Ancak şu şartlar altında hiçbir bilgilendirme toplantısı yapılamaz. Bu kadar polisin, bu kadar jandarmanın, bu kadar karışıklığın olduğu ortamda sağlıklı bilgi verilemez. Mahallemizde böyle bir projenin hayata geçirilmesine karşıyım. Bu toplantıyı yapmayınız. Toplantıyı terk ediyorum” dedi ve gitti. Sayın Kurt’un arkasından salon boşalmaya başlamıştı. İl Müdürü “Bir kişi dahi kalsa toplantı yapıldı sayılacaktır” diyordu. Uzun masanın etrafı kalabalıktı.

Eskişehir Barosu Yönetim Kurulu üyesi Av. Hüseyin Akçar: “Halka sorun, bilgilenmek istiyorlarsa buyurun anlatın. İstemiyorlarsa,buna dair tutanağı tutun, hepimiz buradan gidelim, siz de yorulmayın.” Cümleleri ile başlayıp, son noktayı görene dek oradan ayrılmayan ve mücadele veren çevre gönüllülerinin başrol oyuncuları arasında idi. Odunpazarı Belediye Başkan Yardımcısı Av. Emre Genç de tutanak tutulması talebini yineledi.

Tutanak tutuldu mu derseniz, “EVET.”

Eskişehir’in Odunpazarı ilçesine bağlı Sevinç mahallesinde yapılması planlanan kömür ocağı projesinin ÇED süreci kapsamında halkın katılımı toplantısı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkililerinin çabalarına rağmen, Sevinç halkının kararlı duruşuyla yaptırılmadı.

Toplantıya katılanlar arasında; az önce isimlerini ve kurumlarını yazdıklarım dışında; Jale Nur Süllü, Utku Çakırözer, Büyükşehir, Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyelerinden ilgili müdürler, konunun uzmanı yetkililer, meslek odaları, Çevre Dernekleri, ilgili diğer sivil toplum kuruluşları, basın mensupları, Sevinç ve çevre mahallelerin muhtarları ve tabii ki MİLLETİN EFENDİLERİ!

O gün Sevinç’te yaşanılanlar iki-üç saatte bitti. Ancak, doğamızın sürdürülebilirliği adına ülkemizin demokratikleşme yolunda nereden nereye geldiğinin görülmesi bakımından dikkatle değerlendirilmelidir.

Ki mevzu bahis, yaşam kaynağımız ve tek evimiz olan dünyamız topraklarının sadece 1/10’inde tarımsal üretim yapılabildiği düşünüldüğünde…

İlimiz verimli ve sulanabilir arazilerinin % 40’ına yakın kısmının Alpu Ovası’nda bulunduğunu, tarım ve hayvancılık yapıldığını bile bile…

Hava, su ve toprağımızı göz göre göre…

Değer mi?

Cevap insanın özünde saklı!

Kalın sağlıcakla.