Ulucan, “

Kıymetli Eskişehirliler, değerli dava arkadaşlarım ve basınımızın güzide temsilcileri.

31 Mart mahalli idareler seçimlerine sadece beş gün kaldı.

Hür ve müstakil olarak seçime gitme kararı aldıktan sonra, İYİ Parti olarak büyük badireler atlattık.

Mahalli seçimlerden önce Hür ve Müstakil bir parti olma hakkı bile bize fazla görüldü.

Bir tarafta yandaş medya, öbür tarafta da yoldaş medya İYİ Parti hakkında akla hayale gelmeyecek karalama kampanyaları yaptı.

Yalanlar ve iftiralarla dolu hayasızca saldırılara muhatap olduk.

Diğer siyasi partiler kendi adayları ile seçime girerken genel iktidar ve yerel iktidar partilerinin kendi eskiklerini, yanlışlarını, hatalarını görmezdenden gelirken, diğer partilere hiç bir söz söylemezken, tek dertleri, milletmizin sesi olarak gerçekleri söylemekten çekinmeyen, Türk siyasetine bambaşka bir ivme kazandıran İYİ PARTİ oldu.

Partimiz kurulduğundan bu zamana 6 sene geçti ve bu süre içerisinde Saray’ın havuz medyası her hafta sonu partimizin kapısına kilit vuracağını iddia etti. Şimdi son 9 aydır yandaş basından ayrı olarak, yoldaş basın da aynı şeyleri tekrar etti.

Son 9 aydır partimizin üye sayısı artmasına rağmen, İYİ Parti’nin kapanacağı yalanını sürekli servis ettiler. Akıllarınca algı oluşturmaya çalışarak, aziz Türk milletinin sesi olan partimizi görmezden gelmeye çalıştılar.

Ülkemizdeki ve ilimizdeki sorunlar, her geçen gün, çığ gibi büyürken;

Genel İktidarla, yerel iktidarın, ele ele sürdürdüğü, kayıkçı kavgası;

tam gaz devam ederken;

Laf atmalarla, kılıç kalkan oyunlarıyla, günler geçerken;

bitmek bilmeyen dedikodularla, milletin gerçek gündemi, seçimden çok geçim derdi olduğunu sahada milletimizle gerçekleştirdiğimiz buluşmalarda net olarak görebiliyoruz.

31 Mart mahalli idareler seçimlerinin inanılmaz bir israf içerisinde geçtiğini de görüyoruz. AKP’li ve CHP’li rakiplerimiz çoktan on milyonlar seviyesini aşıp, yüz milyon seviyelerine gelen harcamalar yapıyor.

Devletin imkanlarını, beytülmalı eli bile titremeden kullananlarla, belediyelerin imkanlarını hayasızca kullananlar arasında etik açıdan bir fark göremiyoruz.

Biz İYİ Partililerin belki havaya savrulacak yüz milyon liraları olmayabilir. Ancak bizde de onlarda olmayan cesur ve inanmış yürekler var. Helal kazançları ile, kendi imkanları dahilinde milletimizle buluşan onlara dokunarak dertleriyle dertlenen adaylarımz var. İşte 31 Mart seçimlerini de bu inanmış yüreklerle kazanacağız.

Partimizin Hür ve Müstakil bir şekilde yoluna devam etme kararını vermesinden sonra, dertleri kendi günlerini kurtarmak için, içimize sızan bazı gündelikçilerin istifa ettiklerini de gördük.

Bu kişiler şahsi menfaatlerini başka partilerin siyasi emelleriyle tevhid ederek, gittikleri yerde önemli mevkiler kazanacaklarını zannettiler.

İYİ Parti’den ayrılarak başka partilede şahsi ikbal arayan bu kişilere, yeni partilerinin layık gördükleri sıralama yerlerine baktığımızda, hayallerin hüsran olduğunu hep beraber gördük...

Ceketlerinin yakası rozet takıla takıla delik deşik olan bu kişiler, medyada günün kahramanı gibi gösterilip kullanıldıktan sonra bir paçavra gibi köşeye atıldılar.

İYİ Parti olarak, bu ilkesizliklerle mücadele ederken, bir de anket adı altında karşımıza çıkan paçarvaralra savaşmak zorunda kalıyoruz.

Anket adı altında tamamıyla Eskişehirlileri kandırmak maksadıyla yapılan sahte ve sahte olduğu kadar saçma olan göstermelik anketlere, 31 Mart akşamı aziz milletimiz gereken cevabı sandıkta gösterecektir.

Bir taraf yerel iktidarın imkanlarıyla personellerine mobing uygulaması yaparak oy devşirmeye çalışırken, bir diğer taraf da iktidarın gücü imkanlarını kullanarak, bütün kamu kurumlarının personellerini kendi parti üyeleriymiş gibi mobing ve baskılarla oy avcılığı yapmaktadırlar.

Her iki taraf da millete daha iyi hizmet etme iddiasından ziyade, karşı tarafın daha kötü yöneteceğini söyleyerek seçimlere giriyorlar.

Bütün bu tiyatroyu seyrettikçe, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener Hanımefendinin bizlere işaret ettiği “Hür ve Müstakil” bir parti olarak seçimlere girmemizin kıymetini daha iyi anlıyoruz.

Adaylardan biri aklına gelen her şeyi vadediyor. Bir bakıyorsunuz emeklilere 3 bin lira her ay yardımda bulunacağını söylüyor. Ya matematik bilmiyor yada vatandaşın saf olduğunu, söylenen yalanlara inanacağını zannediyor.

Gazetecilere maaş teklif ediyor. Gittiği her mahallede kat artırımı yapacağını söylüyor.

750 lira et desteği vereceğini, günde iki ekmek vereceğini söylüyor.

Son yıllarda tavan yapan ekonomik krizde, gelir adaletsizlilğinin her gün attığı durumda,

Bu vaadleri veren aday, iktidarın 22 yıldır yanlış politikaları ile emekliyi, çiftçiyi, işçiyi, memuru günde iki ekmeğe muhtaç edilmesinden hiç mi utanmıyor?

Bir diğer aday ise hiçbir vaat veremiyor. Hep beraber Eskişehir olalım diyor, 25 yıldır Eskişehir olamadık da bundan sonra mı olacağız,

Ki bu durum daha da acınası bir durum. 25 senenin sonunda milletle her türlü maddi ve manevi bağını yitirmiş bu zihniyetin de vatandaşa verebileceği hiçbir şey kalmamış durumda.

Bir de bu iki kutup hiç çekinmeden şu mübarek günlerde utanmadan hem partimizin hem de  diğer siyasi partilerin oylarının kendilerine geleceğini beyan ederek yalan konuşmaktan çekinmeden oy devşirmeye çalışıp aziz milletimizi kendilerine mecburmuş havası oluşturmaya çalışıyorlar...

Şehrimizdeki sığınmacı problemleri gün gün artarken bu konuda hiç bir proje açıklamayan partiler vatandaştan uzak ,kendi konforlu alanlarında aziz milletimize hizmet edeceklerini iddia ediyorlar. milletin dertlerine çözüm üretmek yerine kutuplaşma siyasetine devam ediyorlar...

Bu iki kutuplu düzende, kazanan kim olursa olsun, her seferinde, milletimizin kaybettiği aşikar ve ortadadır.

Bu kayıkçı düzenine İYİ belediyecilik vizyonuyla son vereceğiz.

Ne diyor şair?

“Menfaatte birleşenler, taksimatta ayrılır.

Öyle bir an gelir ki;

sahtekârların tümü, yalanda birleşirken;

hakikatte ayrılır!”

Bıkmadan, usanmadan;

İYİ Parti’yi konuşuyorlar…

Varsın olsun, konuşsunlar…

Varsın, kiralık kalemler, yazacağını yazsın…

Varsın;

Kerameti kendinden menkul, kanaat önderleri;

“objektif” değerlendirmeleriyle, göz yaşartan, analistler;

söyleyeceklerini söylesin…

Bir yandan, sarayın;

diğer yandan da, belediyenin imkânlarıyla;

Yandaş ve yoldaş medyalarıyla;

Kullanışlı, troll ordularıyla;

Varsın, “alayı” üzerimize gelsin…

Ez cümle;

Herkes, eteğindeki taşları;

şöyle güzelce, bir ortaya döksün…

Döksün ki;

milletimiz de, neyin ne olduğunu;

kimin elinin, kimin cebinde olduğunu;

ve İYİ Parti’nin, yürüttüğü şanlı mücadeleyi;

tüm çıplaklığıyla görsün.

Bizim için hava hoş.

Çünkü biz;

sadece ve sadece;

Milletimizin, hanemize ne yazacağıyla;

Milletimizin, sandıkta ne söyleyeceğiyle;

milletimizin teveccühünü, nasıl kazanacağımızla ilgileniyoruz.

İstedikleri kadar, para harcasınlar;

İstediklerini, satın alsınlar;

Evelallah, sandıkları satın alamadıklarını;

millet iradesine, paralarının geçmediğini;

31 Mart’ta, hepsine göstereceğiz!

Kıymetli Eskişehirliler, değerli dava arkadaşlarım ve basınımızın güzide temsilcileri.

Bütün bu şartlar altında İYİ Parti’nin cesur kadroları olarak gecemizi – gündüzümüze katarak çalışıyoruz.

Uykusuz kaldığımız her gece Eskişehirlilere helal olsun!

Maddi ve manevi her türlü fedakarlığımız Eskişehirlilere helal olsun!

Bizler bu yola şahsi ikballerimizi temin etmek için çıkmadık. Bizler belediye başkanı olmak hayaliyle kendisine oy verenlere siyaseten ihanet edenlerden değiliz.

Bizler İYİ Partilileriz.

Ne saraylara biat ederiz ne paraya pula kıymet veririz.

Sözlerime son verirken;

Rahmetli Abdürrahim Karakoç’un bir şiirini;

sizlere ithaf etmek istiyorum.

“Çile, bela, yağıyorken etrafa;

‘Hak, adalet’ dedik, çıktık ön safa;

‘Kötü’ tanıtsa da, üç beş, et kafa;

Tarih, kötü diye, bildirmez bizi!

Gittiğimiz hak yol, öyle bir yol ki;

Hırs atına binmek, günahtır belki.

Sabrımız, sevdamız, öyle bol ki;

Okyanuslar aksa, durdurmaz bizi!”

Rabbim bu hak yolda;

Bu kutlu yolda;

Bu şanlı yolda;

yar ve yardımcımız olsun!

Yolumuz açık ve mübarek olsun!

düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz, dik duracağız, doğru gideceğiz

İşte bu iman ve inançla söylüyoruz ki,

Kazanacağız!

Kazanacağız!

Kazanacağız!..”