Canım geyik yapmak istedi biraz.
Yıllardır ciddi ciddi yaz, yaz nereye kadar.
İnsanın hiç geyik yapmak istediği zaman olamaz mı?
Dün gece televizyonlara baktım şöyle biraz, diziler bitti ya, sözde (!) haber kanalları vermişler kendilerini tartışma programlarına.
Kış sezonunda, hani o her yerden ses çıkan ve kimsenin ne dediği anlaşılmayan tartışma programları var ya, hiç bozulmadan devam ediyor.
O nedenle zaten hiç birini izlemediğim, daha doğrusu ne dedikleri anlaşılmadığından izleyemediğim, tartışma programlarını zapladım geçtim.
Çünkü ne bana, ne insanlara bir şeyler verdiğine inanmıyorum.
Zaten o meşhur “Gezi Parkı” eylemlerinden sonra neyin ne olduğu anlaşılmadı mı?
Hangi televizyonları seyredip, seyretmeyeceğimiz belli olmadı mı?
Kumandalardan bir çok haber kanalı silinip atılmadı mı?
İnanın kış sezonunda izlemek istediğim birkaç tartışma programı şimdi yok.
Onlarda da olmadık insanlar (!) olduğu için sevdiğiniz insanları bile izlettirmiyorlar size.
Hadi bir kanalda bir film izleyeyim diyorsunuz, onu da reklamlarla boğup burnunuzdan getiriyorlar.
Keşke başlamasaydım diyorsunuz.
Devletin televizyonu ise Allah’a emanet.
Birkaç televizyon var, adam gibi izlenen son zamanlarda, onlara da ceza üzerine ceza yağdırıyorlar.
Ama helal olsun dik durmaya çalışıyorlar.
Bakın şimdi geyik deyince bazı yerel köşe yazarları geliyor aklıma.
Gerçekten öyle yazılar yazıyorlar ki, insanın bırakın ağzını başka yeriyle gülesi geliyor.
Ammaa onlar da lazım elbet.
Hani ciddi yazılardan sıkılıp, biraz da geyik okumak isteyenlere lazım…
Eskişehir’in gündemi yoğun bu aralar.
Bu ciddi konulara girmek istemiyorum, hani dedim ya canım geyik yapmak istiyor diye.
Ama taktım şu 2 Eylül’deki “Doğrusu”ya.
Herkesin yanlışını yazıyorlar, benimkini yazmıyorlar.
Ya bulamıyorlar, ya da okumuyorlar.
Hani bir zamanların “Sıpa” sına taktığımız gibi.
Helal olsun ama kim yapıyorsa iyi bulmuş.
Aynı köşede, düne kadar Mihalıççık ilçesine “Malıç” diyorlardı, ben de yazılarımda değil ama kişisel söylemlerimde, madem halk dilinde yazacaksınız “Maalıç” (Çift a ile) yazın diye söylememe rağmen ısrar ettiler, ama benim sözüme gelmişler ve şimdi artık “Maalıç” yazıyorlar.
İşin doğrusu değil ama (Doğrusu Mihalıççık) tır, halkı diliyle yazacaklarsa da doğrusunu yazmalarını isterim.
Örneğin Eskişehir’in diğer ilçelerinden Sarıcakaya’nın halk dilindeki adı “Sakarı” dır. Ya da sadece “Dere”dir.
“Beylikahır” ın adı sonradan “Beylikova” olmuştur ama halk dilinde hala ilk adıdır. Daha bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Türkçeye çok önem verdiğini bildiğim yazar kardeşlerimin neden bu konuda işin aslı varken halk diline yöneldiklerini de pek anlamış değilim.
ANKETLER, ANKETLER
Es Gazete’nin “Medya Böceği”nin de her yerde anteni var galiba.
Olmadık yerlerden, neler çıkarıyor.
Bir de tutturmuş şimdi anket.
O, yandaş, candaş, ya da her neyse kuruluşların yaptığı anketlere “on” basar.
İnsanların hür iradesiyle oy kullandığı bir ortamda yaptığı anketi yayınladı, adam gibi…
Ertuğrul Sağlam’a da “Adam gibi adam” diyorlar ya.
Öyledir herhalde, çünkü herkes öyle söylüyor.
Adamlığını da göreceğiz, Eskişehirspor’u en iyi yerlere getirecektir, buna inancımız sonsuz.
Üç büyükler şöyle dursun. Anadolu’nun ilk yıldızlığını yapmış, şampiyonlukları türlü “Bizans” oyunlarıyla kaçırmış Eskişehirspor neden 6. şampiyon olmasın.
Beşinci şampiyonu o yapmadı mı.
Hadi “Adam gibi adam” kim tutar seni.
Ya daha birçok şey vardı aklımda, neyse başka geyik muhabbetlerine…
Bu yazıda bilerek ya da bilmeyerek hata yapmış isem özür…