Tam da 10 Ocak Tarım Haftası’nda…

Eskişehir’in Odunpazarı ilçesine bağlı, kırsal mahalle statüsünde olan Sevinç, ilçe merkezine 16 kilometre uzaklıktadır. Yassıhöyük, 75. Yıl, Yörükkaracaören ve Çavlum mahalleleri ile çevrilidir. Yerleşik nüfusu Manav ve Doğu Anadolu kökenli vatandaşlardan oluşmaktadır. 2020 verilerine göre 1264 kişi; sürekli oturan hane sayısı 200 olup, yazın 400 haneye çıkmaktadır.

Mahallede bulunan ilkokula çevre mahallelerden de öğrenciler gelmektedir. Tarihine baktığımızda; kesin olmasa da, 1. Dünya savaşından kalma olduğu söylenmektedir. Halen mahallenin en eski yapısı 1884 yılına ait “Kırık Minare” adlı camiidir. Başlıca gelir kaynağı; pancar, buğday, arpa, mısır, ay çekirdeği, domates ve büyükbaş ile kanatlı hayvan yetiştiriciliğidir. Tarımsal alanda çalışmak için Urfa’dan yaklaşık 1200 civarında mevsimlik işçi göçü olmaktadır.

Az önce okuduğunuz cümleler; 2021 yılında Odunpazarı Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürlüğü tarafından basılmış, “Odunpazarı’nda Kırsalda Yaşam” kitabından.

Eskişehir-Alpu-Mihalıççık yolu üzerinde bulunan Sevinç; bir hafta önce, doğaya duyarlı her vatandaşın duyduğunda deprem gibi sarsıldığı bir haber ile karşılaştı.

“Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından yapılması planlanan yer altı kömür ocağı projesi.”

What is thisdiet, what is sauerkraut!/ Wasistdiesediät, wasistsauerkraut!

                                     Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!

Bakanlar Kurulu tarafından 12.12.2016 tarih ve 2016/9620 Sayılı Kararı ile ülke genelinde 141, Eskişehir’de üç “Büyük Ova Koruma Alanı” olarak belirlenmişti. İlimizde tarımsal sit kapsamındaki ovaların en büyüğü 51 bin hektar ile Alpu Ovası. Diğerleri nereler derseniz? İnönü Ovası 24 bin hektar ve Günyüzü Ovası 2 bin hektar.

Hikâyemiz; 2018 yılında, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın Alpu-Tepebaşı ilçelerinde bulunan Türkiye Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ne(EÜAŞ) ait kömür havzasında kömürle çalışacak bir termik santralin kurularak işletilmesi için ihale ilan edilmesiyle başlamıştı. İşleyiş; ilgili yerden kömür çıkarmak, termik santral kurup, üretilecek elektriği ihalede belirlenecek sabit fiyat üzerinden yeniden devlete satmak şeklinde devam edecekti. Santralin yapılmaması konusunda; Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Tepebaşı, Odunpazarı ve Alpu Belediyeleri, Eskişehir Barosu, Eskişehir Kent Konseyi, Odunpazarı Kent Konseyi, TMMOB’ne bağlı Ziraat Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası ve ilgili odalar, Eskişehir Tabip Odası,  pek çok sivil toplum kuruluşu ile tabii ki halkın katkısı büyüktü. Sonuçta; Alpu Ovası’nda tarımsal bütünlüğün bozulacağı, toprak, hava, su, insan sağlığı gibi değerlerin kamu yararı oluşturduğu gerekçesi ile iptal edilmişti.

İklim değişikliğinin küreselleştiği,

T.C. Çevre, Şehircilik Bakanlığı’nın adına “İklim Değişikliği” ifadesini ekleyerek bütünlük kazandırdığı,

Belediyelerin iklime verdiği önem ve hassasiyetten dolayı kadrolar açıp, ilgili birimler oluşturduğu,

Paris İklim Anlaşması’nda Türkiye’nin karbondioksit emisyon artışını 2030’a kadar % 21 oranında azaltma, 2053’te sıfır emisyona ulaşma hedefi ile söz verdiği,

Ozon tabakasını kurtaran Montreal Protokolü’ne dâhil olduğu düşünüldüğünde,

Evrendeki karbondioksit kirliliğinin üçte birinin kömürlü termik santrallerden kaynaklandığını, kömürün en tehlikeli fosil yakıtların başında geldiğini, hatta fazlasını bile bile, neden bu kadar ısrar?

Hem de 10 Ocak Tarım Haftası başlangıcına denk gelen günlerde, Sevinç’te yeraltı kömür ocağı projesi adımlarının atılması ne kadar manidar?

Ziraat Yüksek Mühendisi olarak; bir santimetre toprağın oluşması için yaklaşık bin yıl gerektiğini, sadece 15 santimetrelik katmanının(horizon) her gramında ortalama 600.000.000 bakteri, 400.000 mantar ve 100.000 alg, her desimetre küpünde 1.551.000.000 tek hücreli(protozoa) ve 51.000 çok hücreli(metazoa) canlının yaşadığını belirtmek isterim.

Topraklarımızın altı-üstü cansız varlıklarmışçasına hareket edilmesi nasıl bir akıl tutulmasıdır? Hele; bu ve bunun gibi topraklarda bitkisel ve hayvansal üretim yapılıyor, iklim krizine karşı meydan okurcasına, doğanın kendine özgü dengesinin sürdürülmesi sağlanıyorsa…

Değerli Okurlarım; uygun olduğunuzda ve tabii ki isterseniz, Dr. Google’a “T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı” yazın lütfen. Sayfa açılır açılmaz karşınıza, “İklim Değişikliğiyle Mücadele 2053 Vizyonu ve Toplumsal Beklenti Anketi” çıkacak. Ben de, yazımı yazarken buldum ve doldurdum. İsim, kimlik numarası gibi bilgiler istenilmiyor. Anket sonunda; şu cümleler karşınıza çıkacak ve teşekkür edilecek.

“Hem evlatlarımızın hem de dünyada yaşayan tüm canlıların haklarını gözeten anlayışla çalışıyor, el birliğiyle hareket ediyoruz.”

Sevinç Yeraltı Kömür Ocağı Projesi ile ilgili ÇED raporu sürecinin 20 Ocak’ta başlayacağı bilgisini verdikten sonra, doğa ile ilgili konularda siyaset üstü düşünülmesinden hareketle, Nil Karaibrahimgil’in bestelediği baş aktörün doğa olduğu “Uyan anne, uyan baba” şarkısını dinlemenizi öneriyorum.

“Uyan anne, uyan baba, sadece senin değil dünya. Bugün doyurup ta, yarını aç bırakamazsın. Küçük kollarıma tükenmiş bir dünya bırakamazsın!”

Sağlıkla kalın.