“Her şey her şeye bağlıdır”  evrensel bir ilkedir bu! Bütün Bir’dir, Bir ise Bütün! Bu iki cümleden yola çıkarak; dünyaya açılalım haydi! Dünyanın kaç bucak olduğunu, çapını, kendi çapımızda düşünelim! Akışımıza göre; aralarda derelerde; komutan Logar’ın gezegenine uğrar, geleceği bu güne getirebilir, ya da Elon  Musk’ın  son dakika, Tom Cruise ile projesini konuşuruz belki…                              

Çevre deyince aklımıza ilk anda; tüm canlıların yaşamları boyunca içinde bulundukları fiziki, biyolojik, sosyal-kültürel ve ekonomik ortamlar gelir. Bununla birlikte; dünyanın çevresi yok mu? Tam da burada; gözlerinizi kapatın ve beş saniye bekleyin. Bu sürede; M.Ö. 200’lü yıllara gittiğinizi hayal edin. Mısır’da yaşayan, matematikle uğraşan, İskenderiye Kütüphanesi müdürü Eratosthenes’siniz ve sizden dünyanın çevresini hesaplamanızı istediler! Assuan kentinde, yazın en uzun günü olan 21 Haziran’da öğle vakti, güneşin su kuyularının üzerine tam olarak yansıdığını,  dikili taşların gölgesinin kaybolduğunu okuyunca etkilendiniz! Ve ışığın kuzey ile güney kentlerine farklı açılarla geldiğini anlayıp, iki şehre diktiğiniz sopalarla hesaplamalar yapıp; 46.250,00 km. olarak buldunuz!  İçinde bulunduğumuz yüzyılın verileri ile kıyaslandığında, isabetli sayılır! Dünyamızın ekvator çapı ne kadar derseniz;  12.756,28km. Almanya’nın Bonn Üniversitesi bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre, Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarının birbirlerinden her yıl 18 milimetre uzaklaştığı belirlendi. Çoğumuz için, gereksiz gibi görülse de, küresel iklim değişikliği araştırmalarında,  çap önemli!

Dedikten sonra; bizim çapımız ne kadar? Dostlarımız kadar, belimiz kadar, bilgimiz-görgümüz kadar veya yaşadığımız çevremiz kadar diyebilirsiniz… Çevremizin ayrılmaz yaşam kaynakları,  hepimizin bildiği gibi;  hava, su, toprak.  Basitçe; duyularla algılanabilen, ağırlığı olan, yer kaplayan her şeye de “madde” denir. Aristo’dan günümüze kadar, pek çok bilim insanı, maddeleri farklı olarak sınıflandırmıştır. İlginçtir ki; Cem Yılmaz’ın 2004 yılı yapımı GORA filminde, doğada bulunan dört element “ateş, su, toprak, tahta” esprisi, 8. Sınıf Fen Bilgisi kitabının “madde yapısı” bölümünde gerçek olarak yer almıştır(sayfa 58).Gelecek, bu güne geldi işte! Komutan Logar “hava olmasın” deyince, Arif “tahta” şeklinde cevaplamıştır. Bu bölüm; film; izleyici ile buluştuktan sonra; gazete ve TV ‘de haberlere de konu olmuştur!

1985’de, doğuş amacı sosyal sorumluluk projesi olan,  Michael Jackson ve Lionel Richie’nin bestelediği  “We are the World” şarkısı, başta Amerika olmak üzere ülkemiz dâhil,  dünyada çok sayıda ülkede, yıllar içinde çeşitli ödüllere layık görülerek müzik listelerinin zirvesinde yer almıştır. Bob Geldof, Bob Dylan, Michael Jackson ve grubu, Tina Turner, Stevie Wonder gibi 36 efsane ses, 2010 yılında Haiti depremi sonrası, grubun hayatta kalan sanatçılarına ilave olarak; Pink, Justin Bieber, Nick Jonas gibi ünlüler ile yardım projesinde tekrar bir araya gelmişlerdir.  

Ülkemizde; son günlerde ”Dayanışmanın 100’ü Şiir” adı altında,  tiyatro emekçilerinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla başlatılan, 100 ustanın(tiyatro ve sinema dünyasından)şiir okumaları şeklinde gündem olan projeyi de, anlamlı bulduğumu ve desteklediğimi belirtmek isterim. Görüldüğü üzere; Bütün Bir’dir, Bir ise Bütün.

Gelelim Elon Musk’a. 30 Mayıs 2020 saat 22.22’de; SpaceX, Starlink Projesi kapsamında, Amerika Birleşik Devletleri uzaya iki astronot gönderdi. Amaç; dünyanın dört bir yanına ucuz ve hızlı internet hizmeti sağlamak, doğruysa tabii! Bay Musk SpaceX şirketinin sahibi. Proje bitiş 2027 olarak planlanıyor. Hayatımız film ama konuyu fazla dağıtmadan şu bilgiyi de paylaşayım sizlerle! Tom Cruise,  Elon Musk ve NASA, uzayda çekilecek ilk bilim-kurgu filmi için işbirliği yapıyor.  Çevre kelimesi içinde ne anlamlar yüklü aslında…

Gezegenimizde; 1972’den beri, 5 Haziran tarihi, Dünya Çevre Günü olarak kutlanmaktadır.  Ayrıca; ülkemizde;  Çevre Müsteşarlığı tarafından, 5-11 Haziran Çevre Koruma Haftası olarak kabul edilmiştir. Bu haftada; doğal çevrenin korunmasına yönelik çalışmalar, farkındalık yaratılması adına başlıca çevre sorunu olan hava, su, toprak kirliliği üzerine kafa yorulmaktadır. 2002 yılı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı raporlarına göre; ülkemizde 32 ilde su kirliliği, 27 ilde hava kirliliği,19 ilde atıklar, 2 ilde gürültü kirliliği, 1 ilde erozyon öncelikli problem olarak tespit edilmiştir. Yıl 2020 buçuk! Adı geçen kirliliklerin boyutu gittikçe büyüyor ve dünyamızı tehdit altına almaya devam ediyor.  Tehditin başrol oyuncuları da, biz İnsanoğlu… Geldiğimiz noktada, Covid-19, bazı dengeleri alt-üst etse de, su yolunu bulur! Osho’nun dediği gibi, bulur da, o yolda, yakında su da kalmayacak, yol da yok olacak!   İçinde bulunduğumuz pandemi boyunca;  insanoğlunun çevresiz yapamayacağını gördük. Öyle bir gördük ki; insana muhtaç kaldık. Bireysel, ekonomik, sosyal boyutu…  Olarak maddeler(tahta yok ha!) sürer gider. Sokağa çıkma kısıtlamaları biter bitmez, sürüler halinde, kontrollü-kontrolsüz şekilde parklara, çarşılara, pazarlara,  AVM’lere… Akınlar başladı. Ağız ve/veya burunu kapatan maskelerimiz, oldu çene bantı, göz maskesi! İşi bitince de gelişi güzel, çevremize attık durduk, sanki doğada hemen yok olacak yâda kedi, köpek ve kuşlara yem olacak sandık! Kurallara uyanlar için, sözüm meclisten dışarı! Bununla birlikte; Bütün Bir, Bir Bütün ise; maalesef hepimiz aynı gemideyiz!

Kendi çapımızda korunsak da, korusak da, ÇAP BELLİ!

Son söz; Mevlana’dan gelsin:

Sen, senden öncekilerden ibret al. Senden sonrakilere ibret olma!

Sağlıkla kalın…