‘Emekli ile eğlenir misin ağam?’ başlığı ile kaleme aldığım yazıdan sonra çok sayıda olumlu yorum aldım.  Anladım ki toplumun her kesiminin sesi yükselirken onları duyanlar var, “emeklileri ise ne duyan, ne de gören var!”… Öyle ki emekliler toplumun fazlalıkları gibi bir muameleye tabi tutulmak bir yana unutulmuşluğun, yok sayılmanın, görmezden gelinmenin ağırlığı altında eziliyorlar.  Bunu, “emekli ile eğlenir misin ağam?” yazısından sonra arayan, mesaj atan yüreği yanık ama onurlu insanlarımızın sözlerinden anlayabiliyorum…

Atılan mesajlardan pek çoğunu değil sadece birini buraya alıntılayarak emeklinin derdini anlatabilirim… Bir emeklimiz mesajında lafı eğip bükmeden dümdüz şöyle diyor; “Elalemin emeklisi dünya turuna hazırlanırken, bizim emekliler köylerine giderken kara kara düşünüyor!”  Nasıl deniyordu? “Doğru söze hacı emmin ne desin?”

+++

Önemli olan rakamlar değil…

Bir süre önce rahatsızlığım dolayısıyla ne olur, ne olmaz diye test yaptırmak üzere hastaneye gitmiştim. Sıram gelince covid polikliniğinde doktor arkadaşın karşısına çağrıldım. İçeri girdiğimde tanıdık bir sima ile karşılaştım. Doktor bey şikayetlerimi sordu, kısa sohbetten sonra “Memlekette ne var ne yok?” diye sordu. Ben de kendisine “Fox’a göre mi, atv’ye göre mi ?” diye sorunca biraz yüksek sesle güldü. Ardından bir arkadaşını arayıp; “Bak dostum senin düşündüğü gibi düşünen bir de gazeteci varmış” dedi.  Bizim o sözü söylerken elbette niyetimiz makulü aramaya yardımcı olmaktı. Zira siyasette hiç düşmeyen tansiyonun toplumda sebep olduğu gerilimi başka türlü anlatmak mümkün değil.

Her neyse… Önümüzdeki birkaç gün içerisinde asgari ücretle ilgili rakamlar netleşecek… Söylentilere göre rakamlar “herkesi tatmin edecek, bayram havası yaşatacak” büyüklükte olacak(mış)! Lafı dolaştırmaya gerek yok… Ülkenin gerçekleri ortada. TL’nin döviz karşısındaki değer kaybı artık vatandaşa, “Fox’a göre mi, atv’ye göre mi ?” sorusunu sordurmayacak kadar sıkıntı oluşturmaya başladı. Bu sebeple asgari ücret artışındaki rakamlardan çok o rakamların reel alım gücüne bakılacak… Eğer artış miktarı en azından ücretlinin kaybını karşılayacak kadar olursa o zaman belki ücretli kesim tebessüm edebilir…

+++

Onlarda “ aynı geminin” içerisindeler

Döviz kurundaki artış ya da daha doğru bir saptama ile TL’deki değer kaybının dar ve sabit gelirli kesimlerde etkisinin en somut göstergesi marketlerdeki fiyat etiketlerinin nerede ise anlık değişiminde gördüğünü anlatmaya gerek yok sanırım. Bugün 5 TL’ye aldığınız bir ürünü yarın daha yüksek bir ücrete aldığımız gerçeği malum. Her markete gidişimizde birilerini elinde fiyat etiketleriyle reyonların başında değişim gayreti içerisinde görmek mümkün. Hızlı değişime(!) artık market zincir çalışanları da yetişmekte zorlanıyorlar… Bu hızlı değişim(!) ne zaman duracak, nasıl durulacak merakla bekliyor vatandaş…  Sıvı yağdan başlayıp et ve süt ürünlerine, bakliyata, una, şekere, çaya bir kez aldıktan sonra ertesi gün aynı fiyata ulaşamamak gibi bir sorunumuz var.  Bu hızlı değişimden(!)  zincir market çalışanlarını da mutsuz görüyoruz.  Çünkü onlarda “aynı geminin içinde” olduklarının farkındalar..