Eskişehir Hasan Polatkan Hava Limanı’na yapılan uçuşların Zafer Hava Limanı’na kaydırılması kararı sonrası Eskişehir ayağa kalktı… Eskişehir için son günlerin en önemli gündem maddesi Hasan Polatkan Hava Limanı’na yapılan haksızlık… Hasan Polatkan Hava Limanı ile ilgili bir bardak suda fırtına koparılıyor sanmayın. Eski Ulaştırma Bakanlarından Necdet Menzir döneminde başlatılan tarifeli uçak seferleri uzun süre devam ettikten sonra ekonomik olmadığı gerekçesi ile durduruldu. Kamuoyundaki tepkiler ve yükselen sesler hava limanına yeniden tarifeli uçak seferlerinin başlamasının önünü açtı… Sonra tarifeli seferlerin kârlı olmadığı iddiasıyla sessiz sedasız o seferler de durduruldu… Buna rağmen tarifeli olmayan seferler ile özellikle de yaz aylarında gurbetçilerin tercihiyle ciddi bir talebi karşılama konusunda Hasan Polatkan Hava Limanı hizmetini sürdürüyordu…

Sonrası malum… Zafer Hava Limanı’nda oluşan zarar gerekçe gösterilerek seferlerin buraya kaydırılması yönünde bir adım atıldı… Sonuçta Eskişehir bir kez daha mağduriyetle karşı karşıya… Hasan Polatkan Hava Limanı,  Zafer Hava Limanı’nda oluşan zarara kurban edilmek zorunda değil… Elbette Zafer Hava Limanı da bu ülkenin bir değeridir. İtiraz edilen veya edilmesi gereken konu yapılan bir yanlışı düzeltmek isterken başka bir yanlışa imza atılmak istenmesidir.

Kaybolan şeyi bulmanın keyfi

Eskişehir kamuoyunun duyarlılığı, yerel yönetimlerin, milletvekillerinin, sivil toplum kuruluşlarının seslerini yükseltmesi ve nihayetinde “siyasi ve ekonomik sonuçlar doğurması” muhtemel yanlış kararın düzeltilmesine imkan sağladı. En azından merhum Nasreddin Hoca’nın fıkrasında olduğu gibi kaybettiğimizi tekrar bulunca “sevinsek mi, sevinmek mi” pek çözemedik…

Haydi, hem merhum Nasreddin Hoca’yı analım, hem de biraz tebessüm edelim… Nasrettin Hoca kasabanın pazarına gider. Eşeğini bir yere bağlar. Alışverişini yapar. Döndüğünde eşeğini bağladığı yerde bulamaz. Hemen bir tellâl tutar. Tellalı şöyle bağırtır: “Eşeğimi kim bulup getirirse semeriyle, yularıyla ve üstündeki her şeyiyle beraber eşeğimi ona vereceğim” der. Tellal’ı duyanlar;“Hoca efendi! Eşeği, bulana verecek olduktan sonra ne diye arıyorsun?” der. Hoca: “Kaybolan şeyi bulmanın keyfini bilmezsiniz siz!” cevabını verir…

Başka ortak adımlar atmalıyız…

Sonuç olarak Eskişehir değerlerine, kurumlarına sahip çıkma konusunda ilk kez bu kadar erken adım atarak güçlü bir şekilde ses yükseltmesinin karşılığını aldı diyebiliriz. Esas olan sanayisiyle, eğitim kurumlarıyla, ticaretiyle, tarımıyla ülke ortalamasının üzerinde bulunan şehrimizin değerlerine daha fazla sahip çıkıp yakın gelecekte hava ulaşımının Eskişehir ekonomisine katacaklarının katma değerini yükseltecek adımlar atmalıyız… Örneğin fuar alanı gibi kongre merkezinin de aktif hale getirilmesi uluslar arası nitelikli kongrelerin Eskişehir merkezli yapılmasını sağlamak adına da çalışmalar yapılabilir mi? Bu tür etkinliklerin sadece ETO’nun sırtından yapılamayacağı gerçeğinden hareketle ortak aklın gerektirdiği adımlar atılabilir mi?