Muhammed Cevad Turan isimli okuyucumuz Eskişehir ziyareti sonrasında yaptığı gözlemleri bizimle paylaşmış. İşte o yazı;

18 Nisan'da, doğum günümde, hayatımın çok önemli bir bölümünü geçirdiğim, hem okuduğum hem çalıştığım hem yaşadığım Eskişehir'i bir kaç günlüğüne ziyaret ettim. Şehirde hiç değişmeyen güzelliklere eklenen yenilikleri mutlulukla seyrettim. Fotoğraflar çekip uzak arkadaşlarımla paylaştım. Havanın da güzel olması vesilesiyle uzunca yürüme ve sokak sokak gezme fırsatı buldum. Bizden sonra açılan hayvanat bahçesi ve diğer sosyal bölgeleri de gezdim. Başta değerli eski rektörümüz Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'e ve sayın Ayşe Ünlüce'ye yaptıkları ve yaşattıkları için teşekkür ederim. 

Bir hususu paylaşmak istiyorum. Maalesef gözden kaçacak gibi değildi. Biz okuduğumuz yıllarda, yazın yurtdışından gelen gurbetçilerin yoğun olduğu zamanlarda çekirdek tepecikleri oluşuyordu etrafta. Kıymetli Büyükerşen'de artık o kadar rahatsız oldu ki durumdan, yapmış olduğu bir çekirdek yiyen eşek heykelini sergileyeceğini duyurdu. Büyük tepki topladı bu kişilerden ama sonradan bildiğim kadarıyla koymak zorunda kaldı yine de. 

Fark etmemiş olmanız mümkün değil. Eskişehir'in büyük bir sigara problemi var. Her yerde sigara içiliyor. Herkes sigara içiyor. Cafe/bar/restorant saçık kapalı alan fark etmeksizin müşteri/garson/şef, güvenlik görevlisi, öğretmen, öğretim görevlisi, profesör, öğrenci, doktor, hemşire, otelde çalışanlar, belediye personeli.. O kadar ki, ülkenin sigara üretiminin yarısı sadece Eskişehir için yapılıyor zannedilebilir.

Maalesef bununla birlikte rezalet bir izmarit kirliliği var. Gezdiğim süre boyunca 1m2 alan bile görmedim ki sigara izmariti olmasın. Bütün yeşillikler, yol kenarı, demirlerin boşlukları, koridorlar, merdivenler, hayvanat bahçesinin içinde defalarca uyarı yapılmasına rağmen, Sazova Parkı'nın her yerinde özellikle su kenarında... Özellikle akşam olunca zıvanadan çıkılmış gibi bir hal alıyor. Defalarca şahit oldum yanında sigara çöpü olmasına rağmen fiske ile sağa solan atanlara. 

Bu durum sadece kontrolden çıkma değil, sadece denetim ile açıklanamaz. Bilinçli bir toplu kötülük gibi, hususen Eskişehir'i pislik şehir haline getirmeye çalışıyorlarmış gibi bir hal var. 
İnsanoğlu medeniyetten hızla uzaklaştığı bu günlerde, bir medeni şehir ölçütü konumunda olan Eskişehir'e bu görüntü yakışmıyor. Temizlemek çare değil, kirletilmemeli. Bu konuda Belediye'nin öncelikle milli eğitim ve üniversiteler ile işbirliğine gitmesi ve akabinde halkı ıslah eder gibi yüksek miktarlı cezalar kesilmelidir. Gezici ve gececi gizli timler oluşturulduğunda maaşlarını fazlasıyla çıkaracak ve hatta belki şehrin temizlik giderini karşılayacak cezalar yazacaklardır. Hollanda tam olarak bu şekilde işliyor, Bolu Belediyesi de Türkiye'de güzel bir örnek oluşturdu bu konuda. 

Psikolojideki "kırık cam teorisi"ne Eskişhir toplu kirletme özelliğiyle kötü bir örnek teşkil etmektedir. Umarım bunları düzeltecek kararlılığı birileri alır ve bir sonraki ziyaretimde, bu güzel şehirde emeği geçen devlet yetkililerine ve halka teşekkür etmekten başka bir duygu ile ayrılmam. 

Güzel günler ve güzel bir şehir dilerim. 

Saygılar

Muhammed Cevad Turan