''Menfaat, cemiyet-i beşeriyenin çimentosudur'' demiş, Cenap Şahabettin

Herhangi bir durum karşısında maddi ya da manevi olarak birilerinden fayda sağlamaya çalışmak demektir menfaat. Hepiniz bir şekilde karşılaşmışsınızdır, sadece işi düşünce arayıp soran ve kendi çıkarları için başkalarını kullanan kişilerle.

Elbette insanoğlunun doğası gereği bütün davranışlar bir amaca yönelik gerçekleşir. İnsanlar hiç bir zaman amaçsız ve rastgele davranışlarda  bulunmazlar.

Şimdi soralım, menfaat denilince aklınıza ilk olarak insanları kullanmak mı, yoksa birileri tarafından kullanılmak mı geliyor ?

Acaba birileri çıkar gözeterek canınızı yaktı mı, ya da siz bu şekilde kaç kişinin canını yaktınız?

Muhakkak ki çok kez hem maddi hem de manevi çıkar ilişkisiyle karşılaşıp sonrasında görüşmeme kararı aldığınız kişiler olmuştur. Ne kadar rahatsız olsanız da günümüzde çıkar ilişkileri, insanları  birbirinden ayıran, bir o kadar da birleştiren, bazen rahatsızlık verici bazen de kabul edilebilir kavramlardan biri olmuş. Diğer insanlarla paylaşımlarınızda bir denge söz konusuysa ve ilişkileriniz hem size hem de karşı tarafa kazandırıyorsa sorun yok! Ancak bir taraf kazanıyorken diğer taraf kaybediyorsa ortada bir sorun var demektir.

Bazen illa da bir tarafın bir şeyleri kaybedişine ya da kazanışına gerek olmayabilir. Siz fark etmeseniz de günlük hayatta karşılaştığınız çok basitmiş gibi görünen söylemler ya da birisi için yapmış olduğunuz küçücük fedakarlıkların içinde dahi menfaat olur. Özellikle ebeveynlerin çocuklarına, eşlerin birbirlerine karşı sık sık dile getirdiği, ''Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim, senin için saçımı süpürge ettim.'' şeklinde masumca kurulan fedakarlık cümleleri kişileri birbirine karşı gebe bırakır.En masummuş  gibi  görünen ilişkilerin bile kişiler arasında bir karşılığı vardır. Bu cümlelerin içeriğinde ileriye dönük çeşitli  ipotekler ve beklentiler  bulunur.

Zaman zaman karşılaşırsınız sizden bir şeyler kopartmak için kurnazca davranan, sinsi  ancak samimi görünen, çıkarcı kişilerle. Bu tip kişilerin kendilerini herkesten akıllı sanan dünyanın en zavallı insanları olduğunu bilirsiniz ama sesinizi çıkartamazsınız. Her  türlü samimiyetsiz, nezaketsiz ve  sahte davranışlar da menfaattir.

Hani yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmeyen dostum dediğiniz insanlar vardır. İşte o dostluklar da içeriğinde menfaat barındırır.  Gözünüzü bile kırpmadan dost bildiğiniz o insan için yeri gelir canınızı bile verirsiniz. Bilirsiniz ki o da sizin  için her şey yapar, risk alır. Böyle bir ilişkide  güven hissedersiniz ya, işte bu da bir tür menfaattir. Elbette konu menfaat olunca örnek bulmakta zorlanmıyor insan.

Günümüzde hemen hemen bütün insan ilişkilerinin kaynağı ve lokomotifi ne yazık ki menfaat olmuş. Menfaat çok tehlikeli bir şey... Öyle ki, hem en sıkı dostlukları, hem de arkadaşlıkları tek kalemde silebilecek bir güce sahip aynı zamanda insanoğlunun sahip olduğu en saf duygunun, aşkın, içine bile bir şekilde sızmayı başarmış. Kısacası hayatın en acı gerçeklerinden biri. İster kabul edin,  ister etmeyin; hemen hemen bütün ilişkilerin özündeki kavramdır menfaat ve her zaman bir tarafa kazandırırken diğer tarafa kaybettirir. Kimse kendisine fayda sağlamayan bir durumun içinde yer almaz ve kendisine faydası olmayan birini hayatında tutmaz.

Bakın Mehmet Akif bunu ne güzel özetlemiş:
 

“Aldanma insanların samimiyetine !
Menfaatleri gelir her şeyden önce.
Vaad etmeseydi Allah cenneti;
O’na bile etmezlerdi secde.”

Son söz olarak, bütün ilişkiler alan memnun veren memnun mantığıyla işler. Unutmayın ki; herkesin işine yaradığınız kadar iyisinizdir bu hayatta.

Sevgiyle kalın efendim!