Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt’un, Odunpazarı Belediye Başkan adayı olmasını, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e vefa borcunu ödemesi olarak yorumluyorum.

Yıllarca parti örgütü içinde çalışan ve milletvekilliği için çırpınan Kazım Kurt bu isteğini elde edememişti. Sonunda Büyükerşen’in girişimi ile düşünü gerçekleştirdi.

Odunpazarı Belediye Başkanlığı için Büyükerşen’in isteği düşüncem doğru çıktı. Çünkü CHP Tepebaşı İlçe Bakanı Vural Yörük ES GAZETE’ye verdiği demeç netleştirdi.

Ben öncelikle Milletvekili ve Odunpazarı Belediye Başkan adayı Kazım Kurt’un açıklamalarına bakalım.

“Çarşamba günü genel başkan beni aradı. Eskişehir karışık dedi işi şeyler olmuyor, bunu toparlayacak bir operasyon yapmamız lazım aday sensin dedi.”

Kurt’un açıklamasının bir bölümü böyle:

Çarşamba günü ve öncesi Eskişehir örgütündü bir karışıklık yoktu. Herkes 22 Aralık’ta PM’nin açıklamasını bekliyorlardı. Asıl karıştırma, bir önceki yazımda da anlatmıştım. Demiştim ki; bana gelen duyumlara göre, Sayın Büyükerşen’in PM üyelerine yönelik kulisler yaptığı ve Erdal Caferoğlu’nun adaylığı için girişimde bulunduğu iddialarını söylemiştim. Bu atağa karşı Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum’un basın açıklamasıyla ankette Erman Gölet’in birinci çıktığını açıklayıp bu ankete göre Gölet’in Odunpazarı  Belediye Başkanı adayı olacağını dile getirmişti.

Yani, Kazım Kurt’un dediği gibi Eskişehir örgütü karışık değildi. Tatlı tatlı mücadeleler vardı. Yani ‘karışıklık’ mazereti doğru değil.

Yine devam edelim Kurt’un açıklamasına;

“Görüştükten sonra kabul ettim, anket vs. önemli değil, parti iktidara hazırlanırken kazanmak için lazımsa bunu yapar, bakın ben milletvekiliyim ve bunu bırakıp belediye başkanlığı için aday oluyorum.

Bu önemli bir şey. Genel başkan talimat verince de yapacak bir şeyim yok. Bu seçimi iki katı farkla kazanacağız. “

Oysa Kazım Kurt, yıllarca bu parti içinde çalışırken, parti demokrasisi, ön seçim ile hatta parti üyelerinin oylarıyla, milletvekili, belediye başkan, belediye ve il genel meclis üyelerinin  seçilmesi büyük mücadele etti.

Hatta, partiden bile ihraç edilmişti.

Böyle bir mücadele içinden gelmiş Kazım Kurt’un , “Eskişehir karışık” veya “genel başkan istedi’ tümcelerinin arkasına sığınarak kabul etmesini anlayamıyorum.

CHP’lilerin yıllarca şikayet ettiği, mücadele ettiği konularında başında; ‘tepeden inme adaylar’, ‘örgütün istediğini yapmamaları’ değil miydi?

Aslında, bildiğiniz gibi bir havuz fıkrası vardır:

“Kurt’u bir havuzun içine attılar…”

Çöz çözebilirsen…