Sarıgül gizemini korudukça çok ilginç dedikoduların da başını alıp gittiğini görüyoruz. Son bomba da Sarıgül'ün AKP İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayı olacağı şeklindeydi. Artık biliyoruz ki Halkın Yükseliş Partisi'nin çatısı altında kendisine ait kitle ile örgütlenme çabası içindedir. Her il ve bağlı ilçelerinde kongrelerini gerçekleştirip 2009 yılında yayınladığı tüzüğü hayata geçirip ve bekleme yoluna girmişlerdir. Şayet Sarıgül partileşme kararı alırsa HYP'yi Türkiye Değişim Partisi olarak değiştirecek ve yürüyüşüne devam edecektir. Şimdilik Türkiye Değişim Hareketi adı altında faaliyetlerini sürdürmektedirler. Peki o tüzükte neler diyor Türkiye Değişim Hareketi :   
"TDH, 21.yüzyılın sosyal demokrasisinin ilke ve kurallarına, yeni tanımına bir cevap üretme iddiasındadır. Türkiye Değişim Hareketi, emekten, barıştan, özgürlükten, demokrasiden, insan haklarından, varlık ve bereketten yana bir harekettir."
Bu perspektiften bakıldığında Sarıgül ve partisinin (?) AKP'den bırakın aday olmayı isimlerinin yan yana anılmasının bile olanaksız olduğunu göreceksiniz. Düşündüğünüz dini vecibeleri yüksek hedef kitlesinin varlığıysa bu doğrultudan bakmak da yanıltıcı olabilir. Zira aynı tüzükte, laik ama tüm kesimleri kucaklayıcı bir yaklaşım olduğunu okuyabilirsiniz. Ayrıca Türkiye'nin değil ama Şişli halkının yakından tanıdıkları Mustafa Sarıgül her vakti olduğu gibi sabah vakitlerindeki namazını mutlaka kıldığı bilinir. Bunu Türkiye'nin bilmemesinin de çok anlamlı ve hoş bulduğumu da eklemek isterim. Dilerseniz onu bir camide namaz kılarken görebileceğiniz gibi Ermeni Patrikhanesi'nin davetlisi ya da musevi cemaatinin yayın hayatına kattığı bir derginin galasında da bulabilirsiniz. Bunu da pek çok basın - yayın organında göremezsiniz.
Bu durumda AKP için İstanbul B.B adaylık söylentisi için ne düşündüğünü yine kendisinden okuyalım: 
“Öyle bir şey yok. Hakaret kabul ederim. Sarıgül’ün çizgisi sosyal demokrasinin evrensel gereğidir. Onu yapmak isteyenlerin kim olduğunu biliyorum. Bilgi karmaşalığı yaratmak istiyorlar. Sarıgül’ün çizgisi bellidir. Tek amacım da tüm demokrasiye inanan, barışa inanan, özgürlüklere inanan herkesin birleşip iktidar olmasını sağlamaktır.
... O güneşte din, dil, ırk, mezhep farkı yok. Benim ve arkadaşlarımın görevi yurttaşlarımızın yüzde yüzünü kucaklamaktır” 
Şimdi sorulacak sorular şunlar olmalı: Mustafa Sarıgül TDH'ı kurarak mı İ.B.B. adayı olur? Yoksa doğrudan iktidarı hedefleyerek mi TDH'ı kurar? Yoksa merkez sağ ile birlikte tüm sosyal demokrat çevrelerin ve partilerin ortak adayı olarak mı seçimlere girer? Yoksa ?... Daha bir çok soru çıkar bu konudan çünkü bu ülkenin o kadar çok sorunu ve o kadar az lider adayı var ki...