Neredeyse iki ay bitti, emeklinin çilesi bitmedi gitti.

Mesaiye gider gibi; 9.00-12.30 ve 13.30-17.00 arasında banka önlerinde, klimalı olsa da çalıştırılmayan bekleme salonlarında iç içe...

Sıra numarası alıp, kâh boş koltuk bulursa oturan, kalmadıysa pencere kenarına ilişen, eğrilmiş omurgasını yaslayıp, yaşadıklarına anlam vermeye çalışan…

Adı emekli, kendileri halen emekçi insanlar.

Hesabı aynı bankasında kalacak ise, gitmeli yine de şubeye. Arkadaş;  senin bankanın müşterisi işte, neden sürüklüyorsun emeklini. Promosyon koşulları için uygunsa, yatır hesabına.

Yedi bin lirayı bulan promosyonu alabilmek adına banka değişikliği yapacaksa, hali daha da vahim. Yok, eski bankana git iade et, yok yeni bankana taşı…

Bir de “Şubeye gitmeden müşteri ol. Emekli maaşını internetten taşı” kolaylığı var demezler mi? Hangi emekli bunu kendi kendine yapabilir? Soruyorum yetkililere ve işi bilenlere!

Ağustos ayında Bandırma’ya yolum düşmüştü. Bir devlet bankasının önünde sabahın sekizlerinde, siz deyin on, ben saydım tam 34 kişi. Banka açıldı saatler geçtikçe dışarıdaki kuyruk erimedi, gitti.

Geçen hafta Atatürk Bulvarı’nda özel bir banka şubesinde beklerken koşulları aktarsam, şehirler değişse de, milletçe yaşanılanlar ne yazık ki bunlar:

“Her gün artan market fiyatlarına yetişecek gücüm kalmadı. Elektrik, su, doğalgaza ardı ardına gelen zamlar yetti gari. Bi başımayım aracım ayaklarım, gittiği yere kadar. Son durak kara toprak! Kiralar aldı başını gitti yavrum, bu promosyon benim için ilaç ilaç…”

1974 yılında Neco’nun söylediği şarkı aklıma geldi bir anda Değerli Okurlarım:

“Gide gele ine çıka, koş koş sağa sola, gide gele ine çıka dön dön dur.

Ne bu halimiz böyle?

Ekonominin uzmanları çıkıp da; “Benim ülkemde market rafları boş değil” diyorlar sonra da. Boş olmaz tabii ki, alım gücü düştü, fiyatlara bakıp-geçer hale gelen vatandaş sayısı arttı. Market market dolaşıp, hangisi hesaplı ise ordan oraya koşturan insancıklar…

Geçmişte Metro Gros Market’te çalıştığım dönemlerde belli zamanlarda piyasa araştırmasına çıkan biri olarak, vatandaş her gün böyle yaşar oldu.

Ey Yetkililer, Pandemide yasaklı grup ilan edilen ikinci baharını yaşayacak büyüklerimizi ne hallere düşürdük? İnsanımıza, emeklilerimize bu kara kışları yaşatmak reva mı?

Yazıktır yazık…