Bazen de sol tarafından kalkabiliyor insan.. 

Her günü aynı, her saati neşeli geçmiyor, elbet.  
Hele de havaların soğuduğu, sonbahar yağmurlarının iyice arttığı bu günlerde.

Üstelik bir de gencecik bir insanın intihar haberini almışsanız.

Bu gün Gent şehrindeki intihar haberi tüm Belçika Türklerini sarstı.
Genç bir insan bilmediğimiz bir sebepten dolayı, belki de bir hiç uğruna, boşu boşuna göçüp gitti bu hayattan.
Oysa değer miydi?
Sebebi ne olursa olsun, bir cana kıymaya...

İstatistiklere göre  Belçika intihar olayları konusunda oldukça önemli bir isim.

Hayat şartlarının da iyice zorlaşması insanların morallerini de etkiliyor elbet.
Oysa komşu ülkeler bile pek çok alanda Belçika’ya imrenir.
Hani derler ya “dışı seni yakar, içi beni”...
Avrupa kıtasının ekonomisi en iyi ülkelerinden birinde bu insanlara ne oluyor?

Türkiye’ye her gittiğimde bazı arkadaşlarımım orası mi daha iyi, burası mi? Sorularına bir ara alışmıştım. Cevabim otomatikman Türkiye’ydi.
Çünkü orada hava soğuk da olsa güneş vardı.
Güneşin kıymetini bilmediğimizi düşünüyorum bazen. Güneşin olmadığı günlerde insan psikolojisinin ne kadar zayıf olduğunu Türkiye’de yasayan insanların tahmin etmesi zordur.

Zaten güneşe hasret kalınan bu ülkede insanlar sanki gittikçe birbirinden daha da uzaklaşıyor. Bir koşturmacadır gidiyor.. 
Boşanmalar artıyor, ayrılıklar çocukları da olumsuz etkiliyor.
O eski gönül insanları da azaldı sanki.

Belçika’da ellinci yıla gelmiş Türk toplumu olarak geçmişten bu güne neler değişmiş neler.

Nereden nereye...

Olumlu olan pek çok gelişmelerin yanında o eski insan ilişkilerinin artık çok daha zayıf olduğunu görüyoruz.  Buraya ilk gelen büyüklerimizden duyduklarımız bazen ilginç gelse de, onlara imrenmemek mümkün değil. Gece yarısı birden zilin çalması ve birinin kahve içmeye gelmesi gibi.. 

Bir aile için bir sofranın başına toplanmak kadar güzel bir tablo olabilir mi?

Birlikte ağlayıp, birlikte gülmek, birlikte geçirmek zamanı...

Yoğun bir günün ardından bazen oturup düşünüyor insan derin derin...
Meditasyon yapası geliyor, günün yorgunluğunun ve stresinin ardından. 
Ve yeniden başlayası geliyor her şeye; sevgiyle, umutla...

Çünkü hayat kendiliğinden güzel gelmez insana, o bizim çabalarımızla güzelleşir, iyileşir..

Güzel düşündükçe güzelleşir hayallerimiz.

O halde güzel düşünelim ve güzel yasamaya çalışalım. 

Egoları kırıp fikir ve gönül insanı olabilmek de var, sevgiyle bakıp, yüreklere hükmetmek de var sonuçta.